Işimi seviyorum translate French
390 parallel translation
Bunu duyduğuma sevindim, Çünkü işimi seviyorum.
J'aime mon métier.
Hükümetteki işimi seviyorum. Bilinçli olarak bunu tehlikeye atmam.
J'aime mon métier et je ne veux pas le compromettre.
Ama ben işimi seviyorum.
Mais j'aime mon métier.
İş hayatına Wolfman sayesinde başladım ve işimi seviyorum.
Le Wolfman m'a donné ma chance dans le domaine, et j'aime ça.
Karen, ben işimi seviyorum!
Karen, j'aime mon travail.
Oh hayır. Hayır, işimi seviyorum.
J'aime mon boulot.
Hala işimi seviyorum. ve güç ile parayı da seviyorum.
J'aime toujours mon travail et j'aime l'argent et le pouvoir.
Atılgan'daki işimi seviyorum.
Je t'assure que mon travail me plaît.
Ben işimi seviyorum.
C'est un job. Je l'adore.
Bu yüzden işimi seviyorum ve New York'u...
C'est pour ça que j'aime mon boulot et New York...
Bazen işimi seviyorum.
Il y a des jours où j'adore ce travail.
Teşekkür ederim. Gerçekten işimi seviyorum. Bunu farketmesini sağlayacağız.
Et si on jetait quelque chose par la fenêtre en le protégeant avec du papier?
- Ben de işimi seviyorum.
- J'adore mon boulot, moi aussi.
Ben işimi seviyorum.
J'aime mon travail.
İnsanlar iyi, yemekler harika ve işimi seviyorum.
Les gens sont sympas, la bouffe super et j'adore mon boulot.
Hayır. Gerçekten işimi seviyorum.
Non, j'aime vraiment mon travail.
İşimi seviyorum, ama o gece sevmemiştim.
J'aime mon travail, mais je ne l'aimais pas ce soir-là.
- İşimi seviyorum.
- J'aime ce que je fais.
Herhalde işimi de bu yüzden seviyorum.
C'est sans doute pour ça que j'aime mon travail.
İşimi seviyorum, parası da çok iyi ve her yıl bir Paris seyahati oluyor.
Mon travail est amusant, bien payé. Un voyage à Paris chaque année.
- İşimi seviyorum.
- J'aime mon travail.
Bu iş için eğitildim, bu benim yaşamım ve İşimi seviyorum.
C'est ce que j'ai appris, ce que j'aime et c'est toute ma vie.
İşimi seviyorum. Kimsenin benim için üzülmesi gerekmiyor. Ama sana bağlıyım.
J'ai des amis, un amant, des enfants et un travail que j'aime.
İşimi seviyorum.
J ´ aime mon métier.
İşimi ve insanları seviyorum, hepsi çok iyi.
C'est des braves gens.
İşimi seviyorum. Arkadaşlarımı seviyorum.
J'aime mon boulot, mes amis.
İşimi çok seviyorum.
J'adore mon boulot.
- İşimi çok seviyorum.
J'adore ça.
İşimi seviyorum, memnunum.
J'ai un bon travail, très utile.
İşimi seviyorum.
J'adore mon travail.
Ama işimi hala seviyorum.
J " aime mes valises.
İşimi seviyorum ben!
J'adore ce job!
İşimi çok seviyorum ben. Orada hayatımın en güzel beş ayını geçirdim.
Ça fait cinq mois que je l'ai et je n'ai jamais été aussi heureux.
Ben işimi seviyorum.
J'ai un bon travail.
- İşimi seviyorum, parası iyi...
Je suppose que tu ne vas pas changer de job?
İşimi seviyorum. Azimliyim.
J'aime bien mon travail, il est stable
İşimi çok seviyorum da.
Ce que j'adore mon travail!
Ve ben ve ben gerçekten işimi çok seviyorum ve...
J'adore mon travail, et...
Ama işimi çok seviyorum.
Mais j'aime mon travail.
İşimi seviyorum ve dinlenmeye geçmeden önce bitirmeliyim.
J'aime mon travail et je dois le terminer avant de me reposer.
İşimi seviyorum.
j'aime mon travail.
İşimi seviyorum çünkü, iyi hissediyorum.
J'adore ce que je fais, je suis un vicelard!
Ne diyebilirim ki? İşimi seviyorum.
Mais en réalité... j'adore mon boulot.
işimi daha çok seviyorum.
Il me reste une bouteille.
İşimi seviyorum ve çok iyiyim.
J'aime mon boulot... et je me débrouille très bien.
İşimi seviyorum.
J'aime mon travail.
- İşimi seviyorum.
J'adore mon boulot.
İşimi seviyorum.
Ça me plaît.
- Diyelim ki, işimi çok seviyorum.
- Non, j'aime ce que je fais.
- İşimi çok seviyorum Kerry.
- J'aime mon travail, Kerry.
İşimi seviyorum.
Ce que j'aime mon métier!