Işimin bir parçası translate French
258 parallel translation
Bu da işimin bir parçası.
Il reste une petite formalité.
Hücre ziyaretleri işimin bir parçası, mahkûmları takip etmemde işe yarıyor.
Les visites des cellules, c'est mon travail. Surveiller.
Bu işimin bir parçası zannettim.
Je croyais que ça faisait partie de mon travail.
Bu benim işimin bir parçası.
C'est mon boulot.
Evet. Makinelerden çıkan çamaşırları... birbirinden ayırmak da işimin bir parçasıdır.
Ça fait partie de mon travail de trier les pièces de linge quand elles sortent des machines á laver.
Bu, işimin bir parçası.
Je suis votre officier de détail.
Tabii. Bayan Bergdorf işimin bir parçası olarak soruyorum : Varlıklı mısınız?
Mme Bergdorf, puis-je... à titre professionnel, vous demander... si vous avez de grands moyens?
Yani bu işimin bir parçası. Buna küçük eklentiler denir.
Ça fait partie de mon travail, des avantages divers.
Müşterilerimle içki içtim. Bu da işimin bir parçası.
Boire fait partie de mon travail.
Bu işimin bir parçası.
Ça fait partie de mon travail.
Bu işimin bir parçası. Ve bunu gözardı edemeyiz.
C'est la moitié du monde, on ne peut pas se voiler la face.
Tüm bunlar benim işimin bir parçası olduğu kadar...
Toute cette histoire me concerne aussi peu que...
O da işimin bir parçasıydı.
Ça fait partie de mon travail.
Üzgünüm, ama sorulmayacak şeyleri sormak işimin bir parçası.
Désolé mais je dois être indiscret.
Şey, ben aslında bir film yapımcısı değilim. Sadece işimin bir parçası.
Je ne suis pas producteur, ça fait partie de mon métier.
Sonra anladım ki, bu da işimin bir parçasıydı.
J'ai juste considéré que ça faisait partie de mon travail.
Ve bu, giderek işimin bir parçası olmaya başladı.
Et progressivement, je les ai intégrées à mon travail.
- Hepsi de aslında işimin bir parçası.
Tout ça fait partie de mon métier, vraiment.
- Bu da işimin bir parçası.
- Ça fait partie du boulot.
Tehlike benim işimin bir parçası.
Le danger fait partie de mon métier.
Evet. Utah işimin bir parçası.
L'Utah fait partie de mon itinéraire.
- Bu işimin bir parçası.
C'est mon boulot.
Bu, işimin bir parçası.
Cela fait partie de mon travail.
Müşterileri özel insanlar olduklarına inandırmak işimin bir parçası.
M'occuper des clients fait partie de mon travail.
Kötü şöhret işimin bir parçası.
Les ragots font partie du métier.
Bu işimin bir parçası.
Eh ben, ça fait tout partie de mon travail.
Ona işimin bir parçası olarak davranmadım.
Ceci dit, elle n'a pas un rôle important dans l'entreprise?
Bu işimin bir parçası, evet.
Oui, pour mon travail.
Bak, risk almak benim işimin bir parçası, ama senin değil.
Le risque est mon métier. Pas le vôtre.
Şey evet.Beni işimin bir parçası
En effet, c'est mon job...
Bu da işimin bir parçası.
Ca fait partie de mon travail.
fakat, dürüst olmak gerekirse- - gerçek şu ki seni kısmen çekici buluyorum- - sadece bunu işimin bir parçası yapmak istiyorum.
Soyons franc. Le fait que je te trouve relativement jolie me facilite la tâche.
Artık işleri yürüttüğüm için işimin bir parçası da bu.
Ça fait partie de mon boulot.
Evet, görüştüm. Ama bu işimin bir parçasıydı.
Avez-vous rencontré des terroristes dans le nord-est?
Buradaki işimin bir parçası olacak.
Ça ferait partie de mon boulot ici.
Tatlım, sana param olduğunu söylemek dışında, ki yok söylediğim her şey gerçekti. İşimin bir parçası da değildi.
Sauf quand je vous ai dit que je suis riche, ce qui est faux... tout le reste de ce que je vous ai dit était vrai et sincère.
Mecburum. İşimin bir parçası.
Ça fait partie de mon boulot.
İşimin bir parçası işte.
C'est mon travail.
İşimin bir parçası.
C'est mon boulot.
- İşimin bir parçası efendim.
Cela fait partie de mon travail.
Evet, o işimin bir parçası tamam mı?
Je serai parti un ou deux jours.
- Evet, bu benim işimin bir parçası.
C'est mon métier.
Çalışıyorum. İşimin bir parçası.
Il fait partie de mon travail.
- İşimin bir parçası olduğunu söyledi.
- Il a dit que c'était mon travail.
- İşimin bir parçası olduğunu söyledi.
- Il a répété que c'était mon travail.
İşimin bir parçası.
Le boulot.
Bu tip şeyleri takip ederim. İşimin bir parçası.
Je me tiens informé, c'est mon boulot.
İşimin bir parçası.
C'est mon travail.
Geri alabilir miyim? Ağaçları koruyorum. İşimin bir parçası.
Je suis spécialisé dans... les disparitions de personnes.
- İşimin bir parçası.
- C'est mon boulot.
İşimin bir parçası bu.
Les risques du métier.