English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ I ] / Işte geldi

Işte geldi translate French

2,863 parallel translation
Babamlar geldi işte.
Mes parents sont là.
- İşte bir arkadaşını görecekti. Bir polis arabası geldi. Arabanın içindeki biri Eddie'yi gösterip o dedi.
Il allait voir un ami à son travail, une voiture de police est passée et quelqu'un dans la voiture a montré Eddie du doigt.
İşte kızımız geldi.
- La voici.
İşte bir kontra yumruk. Tam yerine geldi.
Voilà la contre-attaque!
- İşte "Büdü" de geldi.
Et Tweedle Dum est ici aussi.
İşte cerrah da geldi.
Voilà le chirurgien! Vous assurez, Dr Hunt!
İşte vakit geldi.
Il est 20 h pile.
İşte geldi.
Le voici.
Kendisi de geldi... İşte...
Le voilà.
İşte geldi!
Voila.
Kız yanlarına çıkıp geldi, şey öyle işte, her şey bir anda oluverdi.
Donc quand la fille est passée... C'est allé vite.
Yola park etmeyi deneyin. İşte adamımız da geldi!
Le voilà.
İşte geldi.
La revoilà!
İşte benim yakışıklı da geldi.
Ah, le voilà. Ce coquin!
İşte geldi!
Le voilà!
İşte başımın belası geldi.
C'est une excellente philosophie mais... Ay, mira, voilà le casse-pied.
- iste geldi.
- Le voilà!
İşte geldi.
La voilà.
İşte geldi.
- Enfin!
İşte geldi.
Ok, elle est de retour.
İşte Kolchenko'nun konvoyu geldi. Reddedilen için muhteşem bir son olurdu bu.
Ça ferait une belle fin pour Reniée.
İşte yılın o günü yine geldi çattı.
- Bonjour. Comme chaque année, des biscuits.
- İşte geldi.
Voilà!
Hesaplaşma vakti geldi. İşte bu.
- Il y aura épreuve de force.
İşte geldi.
Le voilà.
Neyse işte, sonra abim geldi ve beni sakinleştirdi. Dexter mı?
Mon frere s'est montré, Il m'a calmé dexter?
Gidesim geldi işte.
C'était plus fort que moi.
- Geldi işte.
- Salut!
Geldi işte.
Génial. La voilà.
- İşte geldi. - Merhaba.
Le voilà.
Şimdi fazladan polisler mantıklı geldi işte.
Je comprends mieux la patrouille.
İşte geldi!
Oh, la voila!
İşte geldi.
Le voila.
İşte komite başkanı da geldi. - Tebrikler Birgitte. - Teşekkür ederim.
Voici le président du comité.
İşte şimdi yeniden başlamanın zamanı geldi.
Raccroche ton tablier.
Uygun birini arayacaktık ama gerek yok ki. Roket geldi! Kısmet işte, kardeşim.
On allait prendre un chasseur de têtes, mais pas besoin, vu que t'es là!
Geldi işte.
La voilà.
İşte bu yüzden bana geldi... çünkü kendisine inanan birini istiyor.
C'est pour ça qu'il est venu me voir. Il veut quelqu'un qui croit en lui.
İşte geldi, kurtarıcım benim. İyi misin?
Le voilà, mon vaillant prince charmant.
İşte bifteğimiz de geldi.
Ok, voici le steak.
İşte gitme işaretim geldi.
- Et je m'en vais.
Ama al işte, geldi.
Pourtant, le voilà.
Geldi işte!
Et la voilà!
efendim eminim ki her şey yolundadır aslın da, işte eşiniz de geldi 350 00 : 18 : 08,294 - - 00 : 18 : 10,172 az önce ne olduğuna inanamayacaksın
Monsieur, je suis sure que tout ce passera bien. En fait, elle arrive.
- İşte geldi.
- La voilà.
Hah, geldi işte son kontrollerini yapan birisi.
Ah, voici quelqu'un qui a fait ses derniers contrôles.
İşte geldi.
Deux sucres.
Herkes evde kalacağını sanıyordu ama bir gün, nereden bileceksin işte Harlem Globetrotters şehre geldi.
Elle désespérait de trouver un homme et puis, un jour, les Harlem Globe-Trotters sont venus en ville.
İşte geldi.
- C'est bien.
İşte Krallar geldi.
Et voilà les Rois.
İşte geldi, özel bir kopya.
La voilà, une copie en avant-première.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]