Kana translate French
3,549 parallel translation
Tapınak tamir edildiğinde, ve sen kana doyduğunda o zaman ne olacak?
Il sera bientôt rénové. Tu as goûté au sang. Et après?
Burada koşu bandında koşuyorum böylece serotonin'i daha çabuk kana karıştırıp, formda kalabilirim.
Je m'entraîne sur le tapis roulant pour être en forme et sécréter de la sérotonine.
Ağzından çıkana dikkat et!
Hey, oh! Langage!
- Ağzından çıkana dikkat et.
- Fais gaffe. - Pourquoi?
Aynı ücrete, bir paralı asker ruhunu satmak Bir çiftçi ise canı çıkana kadar çalışmak zorunda kalır.
Pour un même salaire, le mercenaire doit vendre son âme. Et le fermier se tuer au travail.
Kana alıştım sayılır da- - kendiminkine ama, her neyse.
Je m'habitues au sang... enfin au mien en fait.
Buranın dışına çıkana kadar uzaklaşmaya devam et.
Continue jusqu'à ce que tu sois sorti de cet etablissement.
- Zehir çoktan kana karışmıştır.
Tu pourrais pas juste, genre, l'aspirer hors de lui? Le venin est déjà entré dans son système sanguin.
Dışarı çıkana kadar sorun yok ama belli bir andaki belli bir spermden... bu bebek oldu.
C'est bon jusqu'à ce qu'il sorte mais c'est un sperme bien particulier qui donnera un bébé bien particulier.
Muhtemelen dünyada iki adam var. Dişe diş kana kan. Beni yenme şansları var.
Il ya probablement deux gars dans le monde qui, je pense, si ils faire de leur mieux, et j'apporte mon mieux, ils peuvent me battre.
Eğer beyaz ırkın bir üyesini seçecek olursa Kabil'in tohum ile kana karışır. Bir Afrika ırk üyesi, ya da...
Lorsqu'un membre de la Race Blanche, aux origines pures, mêle son sang avec un descendant de Caïn, un membre de la Race Africaine ou...
Bu yüzden duruşmaya çıkana kadar seni görevden alıyorum.
En attendant que vous passiez devant un juge, je vous suspends.
Yani evimiz kana bulanmış durumda.
En gros, notre maison baigne dans le sang.
Doktor'un kana bulanmış standartlarına göre küçük bir çatışmaydı. Zaman Savaşı kadar değildi, ancak onu bitirmek için yeterliydi.
Une escarmouche mineure, du point de vue du Docteur - ce n'était pas vraiment la Guerre du Temps, mais assez pour l'achever.
Kana bulanmış mı?
Taché de sang?
Doktor pek çok şeydir ancak asla kana bulanmış değildir.
Le docteur a été beaucoup de choses, mais jamais taché de sang.
Hakimden karar çıkana dek altın kilit altında tutuluyor.
Tout l'or est sous clé jusqu'à ce que le juge tranche.
Bayım, pederi bir daha tehdit edersen, bu kutsal mekanı kana bulamaktan çekinmem.
Monsieur, menacez encore une fois le révérend, et je souillerai ce lieu sacré avec votre sang.
Ama İbrahim'in soyu, Mısırlılar tarafından köleleştirildi ve acılar çekti ta ki yeni bir lider ortaya çıkana dek. Ve o kişi, İsrail'in en büyük kahramanı olacaktı.
Mais asservis par l'Égypte, les descendants d'Abraham souffrirent - jusqu'à ce qu'un nouveau guide émerge... qui allait devenir le plus grand héros d'Israël.
Artık kana ihtiyacım yok.
Je n'ai plus besoin de sang.
Bak, kana dokunmadım bile.
Regarde, je n'ai pas touché le sang.
Zaten lanetlendin evlat. Kana bulanmışsın ama daha farkında değilsin.
Trempé dans le sang, tu ne le sais juste pas.
Duştan çıkana kadar... benzine bulanmış elbiselerimin... oturma odasının halısını benzine buladığını fark etmedim.
Il ne est qu'après je sors de la douche que je réalise mes vêtements couverts de gaz avoir été trempé dans le tapis de salon tout ce temps.
Hiçbir kana susamış asker benim buramı aramaz.
Personne ne viendra fouiller là.
O iyi bir baba değil. O iğrenç bir domuz kana susamış bir zalim miskinleşmiş bir benmerkezci!
Ce n'est pas un bon père, c'est un porc dégoûtant, c'est une bête sanguinaire,
Kana ihtiyacım var.
Du sang. J'ai besoin de sang.
Pestilim çıkana kadar beni sikeceksin ve şimdi yapacaksın.
Tu vas me baiser à fond, et tu vas les sortir de ma tête maintenant.
Gel ve Bıkana Kadar İç Cuması.
Les gens viennent et s'envoient en l'air le vendredi.
O zaman sana inanırım. Tabii karşıma, aksine inanmamı gerektirecek sebepler çıkana dek.
Je te croirai... jusqu'à ce que j'aie la preuve du contraire.
Daha fazla kana ihtiyacınız varsa bende fazlasıyla var.
Tu as besoin de plus de sang, parce que j'en ai beaucoup en réserve.
Sonuçlar çıkana kadar, kıyafetleri üstünde kalsın.
Les rues sont jonchées de cadavres.
Yolcuğun sonunda terk ettiğin şekliyle kana bulanmış bir halde buradalar.
Je sens que la fin de cette journée va être très sanglante! C'est la dernière chose que tu dois faire
Ta ki sahile çıkana kadar.
Jusqu'à ce que tu mettes pieds à terre.
Dinle... gece atıştırmalığın konusunda temize çıkana kadar hiçbir yere gitmiyorsun, ki o şuanda komada mutlu bir şekilde yatıyor.
Ecoute.. Tu ne pars pas avant que tu n'aies nettoyé ton petit encas du soir... qui, à propos, est toujours joyeusement dans le coma.
Başka bir melek gelecek kasesini nehirlerin üstüne boşaltacak ve nehirler kana dönüşecek.
Le prochain ange arrive, déverse son sébile dans les rivières, et elles devinrent sang.
Bir melek bir kase boşaltacak ve nehirler kana bulanacak.
Un ange verse son bol et les rivières se changent en sang.
İç organların şişmesi akciğerlerden sıvı fışkırmasına neden olduğundan insanlar, eskiden ölülerin kana susamış hayaletler olarak geri döndüğüne inanırdı.
Tu sais avant on pensait que les morts revenaient en fantômes assoiffés de sang parce que le ballonnement des organes internes leur faisaient, comme... en sorte, qu'ils dégueulaient le fluide de leur poumons.
Ta ki, yüzyıl başlarında New England'da ortaya çıkana dek.
Il réapparaît au début du siècle suivant.
Kimselere fark ettirmeden... #... kana kana içer gibi kaçak suyu.
Un peu comme les enfants qui rompent le jeûne. Comme un fugueur exilé qui boit de l'eau avidement.
Ellerimiz kana bulandı!
Nous avons des morts sur nos mains.
Savaşın hiddetiyle, dizimize kadar kana ve beyine batmıştık.
Dans le feu de l'action, du sang, des boyaux jusqu'aux genoux.
Kana bata çıka ilerleyeceksin ve ara sıra kaybedeceksin de daha güçlü olmalısın.
Tu devras supporter le sang et tu connaîtras la perte, tu dois être plus forte.
Polis adamı yoldan çıkana kadar 25 km boyunca takip etmiş.
Le flic l'a poursuivi sur 27 kilomètres jusqu'à ce qu'il sorte de la route.
Ta ki o askerler ortaya çıkana ve onları büyükbaş hayvanmış gibi katledene kadar.
Jusqu'à ce que les bulldozers arrivent et les massacrent comme du bétail. On est tous fiers de toi, ma chérie.
Adam kana bulanmış bir kılıçla koşarak geldi.
J'ai vu cet homme... Il courait vers moi avec une épée toute dégoulinante de sang.
"Elini kana bulamıştır."
Il a mis sa main dans l'eau froide.
Ağzından çıkana dikkat et.
Surveille tes mots!
Neden her şey sonunda kana bağlanıyor?
Pourquoi il faut toujours du sang?
Kana benziyor değil mi?
On dirait du sang, pas vrai?
- Temiz kana ihtiyacı var.
Elle a besoin de sang. Une transfusion?
Belki de oradan çıkana kadar biliyordu.
" C'est peut-être trop dire car je retournais