English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ K ] / Kaybedecek vaktimiz yok

Kaybedecek vaktimiz yok translate French

97 parallel translation
- Haydi, kaybedecek vaktimiz yok.
Vite, shérif!
Kaybedecek vaktimiz yok. Adamlar işe koyulsun.
On n'a pas une minute à perdre!
Acele et, kaybedecek vaktimiz yok!
Vite. Pas de temps é perdre.
Kaybedecek vaktimiz yok!
Dépêchons-nous! - Pouvez-vous prendre ça?
Neyse, simdi bu sekilde kaybedecek vaktimiz yok.
Pas de temps à perdre avec ça.
Kaybedecek vaktimiz yok!
- tant pis, ne perdons pas de temps.
Lütfen. Kaybedecek vaktimiz yok.
S'il vous plaît, on n'a plus le temps.
- Kaybedecek vaktimiz yok.
- Le temps presse.
General, kaybedecek vaktimiz yok.
Il faut partir.
Hadi Dexter. Kaybedecek vaktimiz yok.
Dépêchons-nous!
Kaybedecek vaktimiz yok cadı Prenses'in hayatını tekrar ele geçirebilir.
La sorcière risque de revenir à la vie.
Kaybedecek vaktimiz yok. Onu bulmalıyız.
On doit Ie trouver au plus vite.
Kaybedecek vaktimiz yok!
Il n'y a pas un instant à perdre!
Kaybedecek vaktimiz yok.
Alors, dépêchons!
- Kaybedecek vaktimiz yok.
- Nous n'avons pas de temps à perdre.
- Kaybedecek vaktimiz yok.
On n'a pas de temps à perdre!
Kaybedecek vaktimiz yok.
Pas de temps à perdre.
Bak, şu anda kaybedecek vaktimiz yok.
Bon, écoute, on n'a vraiment pas le temps.
Oyun başlasın. - Kaybedecek vaktimiz yok.
Il n'y a pas de temps à perdre.
Kaybedecek vaktimiz yok.
On n'a pas toute la journée.
Kaybedecek vaktimiz yok.
Pedro. on n " a pas de temps à perdre.
Kumar makineleriyle kaybedecek vaktimiz yok.
On n'a pas de temps pour les machines à sous.
Kaybedecek vaktimiz yok. - Şimdi.
- Pas une minute à perdre.
Füzelere yakıt koyuyorlar! Kaybedecek vaktimiz yok!
- Ils ravitaillent leurs missiles!
Öyleyse kaybedecek vaktimiz yok demektir.
Pas de temps à perdre.
Susun. Üzülerek kaybedecek vaktimiz yok.
L'heure n'est pas aux reproches.
Kaybedecek vaktimiz yok.
- Il faut faire vite.
Hadi. Kaybedecek vaktimiz yok.
On n'a pas de temps à perdre!
Çabuk olun dostlarım! Kaybedecek vaktimiz yok!
Vite, on n'a pas de temps à perdre!
Kaybedecek vaktimiz yok.
Le temps presse. Où est-il?
Kaybedecek vaktimiz yok.
ça va faire cour.
Kaybedecek vaktimiz yok.
C'est pas le moment de déconner.
Kaybedecek vaktimiz yok.
Il n'y a pas de temps à perdre.
Çabuk! Kaybedecek vaktimiz yok!
Pas de temps à perdre!
Kaybedecek vaktimiz yok. Doğrudan anlatayım.
On a pas le temps pour les devinettes.
- Ivır zıvırla kaybedecek vaktimiz yok.
- Le temps presse.
Lorraine, inan bana seremonilerle kaybedecek vaktimiz yok.
Croyez-moi, nous n'avons pas de temps à perdre avec le règlement.
Kaybedecek vaktimiz yok.
Le temps presse.
Kaybedecek vaktimiz yok.
C'est pas le temps de déconner.
Kaybedecek vaktimiz yok.
Pas une seconde à perdre. Compris?
Yarım tedbirlerle kaybedecek vaktimiz yok.
Pas le temps de faire les choses à moitié.
Söz almıştık. Kaybedecek vaktimiz yok.
Si je puis me permettre, notre devoir est de vous protéger.
Konu şu, beyler, dünyamızın sonu geliyor ve sorumluları, bu adamlar. Kaybedecek vaktimiz yok.
Voyez-vous, messieurs, notre monde va disparaître, et ce sont eux les responsables.
Kaybedecek vaktimiz yok.
"On a pas de temps à perdre."
Kaybedecek vaktimiz yok.
Il y a pas de temps à perdre.
Kaybedecek hiç vaktimiz yok.
Y a pas de temps à perdre.
Burada olmanız yasak ve kaybedecek hiç vaktimiz yok.
C'est interdit. On n'a pas le temps.
Kaybedecek fazla vaktimiz yok.
Ne perdons pas de temps!
Kaybedecek vaktimiz yok.
Pas une minute à perdre.
- Kaybedecek vaktimiz yok.
On a pas le temps pour ça.
- Çantasını almadı! - Kaybedecek vaktimiz yok!
- Il a laissé le sac!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]