English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ K ] / Kayboldular

Kayboldular translate French

400 parallel translation
- Polisler, nereye kayboldular?
- Où sont les policiers?
- Ortadan kayboldular.
- Ils ont disparu.
Nereye kayboldular?
- Où sont-ils passés?
Kayaların arkasında kayboldular.
Nous les avons perdus derrière ces rochers.
Rotayı öğrendikten sonra hiç gözden kayboldular mı?
Se sont-ils trouvés hors de votre vue? Oui.
- Kayboldular.
- Je les ai perdues.
Peşlerinden koştum, ama hayaletler gibi ortadan kayboldular.
Je les ai suivis, mais ils ont disparu.
Onlar da kayboldular.
Eux aussi sont portés disparus.
Gemi ve uçuran insanlar... 24 saatliğine radardan kayboldular.
le vaisseau et son équipage ont disparu des écrans radar pendant 24 heures.
Ya kayboldular, ya yakalandılar ya da başka bir şey oldu.
Ils ont dû se perdre ou se faire capturer.
Nehrin yanlış çatalına girdiler ve çağlayanda kayboldular.
Ils ont pris le mauvais bras et ils ont été emportés.
Lanet olsun, nereye kayboldular?
Où sont-ils passés?
Kayboldular...
Ils ont disparu.
- Ne? - Ortadan kayboldular.
- Ils ont disparu.
Ne demek kayboldular?
Comment ça, disparu?
Yine kayboldular.
Ils ont encore disparu.
Kuzeybatı'ya döndüler ve radar ekranımızdan kayboldular.
Ils ont échappé à nos radars.
- Kayboldular.
- Ils rampent.
Plajda olmasınlar? Kayboldular.
- Elles sont sur la plage?
Birden bire ortadan kayboldular!
Elle vient de se volatiliser!
Feshny ve Bulgas ortadan kayboldular.
Feshny et Bulgas ont disparu.
Ve çalıklıkların arasında kayboldular.
Et ils se sont faufilés à travers une haie.
Jimmy, bütün kızlar kimseden habersiz bir gün içinde kayboldular sadece bayan Meers kaybolmadı.
Jimmy, toutes sont parties du jour au lendemain, sans rien dire à personne. Sauf à Mme Meers.
Kaptan ve İkinci kaptan Eminiar VII yüzeyinde kayboldular.
Le capitaine et l'officier en second sont portés disparus sur Eminiar Vll.
Bir saat sonra kayboldular.
Une heure plus tard, il en manque deux.
Mr. Spock, kayboldular!
M. Spock, ils ont disparu!
Hepsi şimdi karanlıkta kayboldular.
Et maintenant, tout est noir.
Sonra ortadan kayboldular.
Puis ils ont disparu.
Sonra kayboldular. Belki de daha dünyaya gelmeden yok olan çocuklarımdı onlar.
Mes enfants qui avaient raté leur entrée dans la vie...
Londra ile Bristol arasında bir yerde kayboldular.
Disparus entre Londres et Bristol.
Şimdi gözden kayboldular.
On l'a perdu!
Nereye kayboldular?
Où ont-elles disparu?
nereye kayboldular?
Où ont-il pu aller?
Iga casusları kaleyi kuşatarak onu kaçırmayı denediler fakat tersine onlar kayboldular.
Des espions Iga de la garde du palais ont essayé de l'enlever mais ils ont tous disparu.
Ve hepsi bitti, zamanla kayboldular.
Toutes ces choses que je n'ai plus trouvées.
İsyanlar bu üçünün yüzünden oldu. Askerlikten kurtarma bahanesiyle Kiochi'li köylülerden, yüz binlerce yen dolandırdılar ve paralarla birlikte, ortadan kayboldular.
Ces trois-là ont utilisé la situation et escroqué beaucoup d'argent au village de Koichi, grâce à une arnaque d'exemption à l'enrôlement.
Sonra da parayı aralarında bölüşüp planladıkları gibi, ortadan kayboldular.
Après avoir partagé le butin, ils se sont enfuis du village, comme prévu.
Nereye kayboldular? Geri gelecekler mi?
* * * * * * * * * * * * * * * * * * *
Bize ihanet ettiler. Bizi ormana soktular ve ortadan kayboldular.
Ils nous ont conduits dans la forêt et ont disparu.
Kayboldular mı?
Ils ont disparu?
Piknik alanında ortadan kayboldular.
- Ils nous ont lâchés au pique-nique. Pourquoi vous n'avez rien dit?
Kayboldular.
Elles ont disparues.
Onları izledim, ama buraya geldiğimde kayboldular.
Je les ai suivis, jusqu'ici.
Burada kayboldular, bu bölgede.
Ils ont disparu dans ce secteur.
Nereye gittiler? Birden kayboldular.
Elles ont disparu.
- Tarayıcılarımızdan kayboldular.
- Et ils ont disparu.
O şeyler, o yaratıklar birlikte ortadan kayboldular.
Ces choses, ces créatures... elles ont disparu en même temps.
Bir başka denizci ve aşçımız iz bırakmadan kayboldular.
Un matelot et le cuisinier ont disparu.
- Negatif. Bir şekilde ortadan kayboldular.
Il semble s'être volatilisé.
Karanlıkta gözden kayboldular.
Ils ont disparu dans la foule.
Nereye kayboldular?
Où sont-ils passés? !

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]