Kenara translate French
8,604 parallel translation
Nasıl birlikte kurduğumuz hayatı, inşa ettiğimiz her şeyi bir kenara atabildin?
Comment as-tu pu jeter notre vie ensemble, et tout ce que nous avons construit?
Öylece bir kenara mı atacaksın?
Tu fais une croix dessus?
Aracın başındaki kişi, arabanı kenara çek, pencereni aç ve ellerini yavaşça görebileceğimiz bir şekilde dışarı çıkart.
Conducteur, immobilisez votre véhicule, baissez la vitre, et sortez lentement vos mains pour nous les montrer.
Öyle söyleyince haklısınız ama bir kerelik protokolleri bir kenara bıraksak.
Dis comme ça, mais cette fois on devrait jeter le protocole aux oubliettes.
Hız yaptığım için kenara çektiler.
- Arrêté pour excès de vitesse.
Surada kenara cekip birakabilirsin beni.
Vous pouvez vous garer et me laisser descendre.
Benimle ilgilenmesi gerekenler tarafından bir kenara atıldım ama ayağa kalktım ve savaştım.
Mis de côté par ceux qui auraient dû s'occuper de moi, mais je me suis relevé et j'ai répliqué.
Görünüşe göre kadın kenara çekip dışarı çıkmış ve saldırıya uğramış.
On dirait qu'elle s'est garée, est sortie, et a été attaquée.
Kenara çekilmek istemediğimden eminim, ama bunun en iyisi olduğunu düşünüyorsanız, isterim.
je ne veux pas arrêter mais j'y suis prêt si c'est préférable.
- Ve Memur Pierce ile Irving Junior Waits denen herifi kenara çektiklerinde anlaşılan Irving aracı aramak istediği için kasten yanlış plaka girmiş.
- Et alors quand l'agent Pierce et Irving Junior ont arrêté ce dénommé Waits, il semble qu'Irving ait entré le mauvais numéro de plaque pour stopper le van.
Kenara çektim.
Je me suis arrêté.
Sadece kenara çektim.
Je me suis juste arrêté.
Yemeğinizi şimdilik bir kenara bir koyup bana dikkat kesilmeniz hususunda ısrar ediyorum.
Remettez votre dîner à plus tard et écoutez ce que j'ai à vous dire.
Çekilin! Kenara, kenara! Yere yatın!
Baissez-vous!
On dakika kenara çekip bir şeyler yiyemez miydik?
On pourrait prendre 10 minutes, souffler un peu.
Ha siktir, kenara çek!
Oh merde. Arrête-toi.
Hemen kenara çek!
Arrête-toi maintenant!
Şu trafikte kenara çekme olayı.
Le contrôle routier.
- Evet! Makineleri temizliyor birini kenara çekmesinler diye erkeklerin duşlarını gözetliyorum.
Je nettoie les machines et je surveille les douches pour faire le voyou.
Böyle acılı zamanlarda, politikayı bir kenara bırakmak ve ülke için en iyisini yapmak önemlidir.
Dans les moments de souffrance, il faut interrompre la politique et faire ce qui est mieux pour le pays.
- Eğer bilinçli olduğunu kabul edersek o halde ıstırabının uzama konsepti kabul edilemez. - Onu öylece kenara atamayız.
On ne peut pas l'euthanasier.
Onu mutfakta bir kenara attın, şimdi de yemek yapmasını istiyorsun.
Vous l'avez remis dans le pot, et vous le laissez cuisiner.
Söylediklerimi yazın bir kenara. Bu şehirdeki insanlar beni anlayacak.
Retenez ce que je dis, les gens de cette ville vont m'aimer.
Fakat kaybolmuyor. Onu bir kenara itiyorsun.
Sauf qu'il ne disparaît pas.
Şimdi bunu bir kenara bırakıp onları kurtarabilir miyiz, lütfen?
Maintenant pouvons nous mettre ça derrière nous et les secourir?
Bir kenara itmedim.
Je l'ai pas repoussé.
Kenara çek.
Gare toi sur le côté.
Kenara çek!
Gare toi!
Şu andan itibaren kenara çekmezsen, Seni vurmaktan başka çarem kalmayacak!
Si vous n'arrêtez pas immédiatement, je n'aurais pas d'autre choix que de vous tirer dessus!
Kekleri bir kenara atabiliriz ama buradan çıkaracağım bizi.
Je crois qu'on va zapper les brownies, mais je vais nous sortir d'ici.
Görevi bir kenara atma Francis.
N'abandonne pas la mission de paix.
Tavsiyeni dinledim, ve o küçük egomu bir kenara koydum, ve düşünmediğim işlere bir şans verdim.
J'ai écouté ton conseil, et je mets mon petit ego de côté, et m'ouvrir à de nouveaux jobs que je n'envisageais pas.
- Kenara çek. - Arabayı kenara çek!
Garez-vous!
Kenara çek.
Garez-vous...
Arabayı kenara çek!
Garez-vous là. Garez la voiture!
Yabancı plakamız olması dışında bize neden kenara çektirdiniz?
Pourquoi vous nous avez arrêté autre que pour notre plaque qui n'est pas immatriculée de cet état?
Bize bunun için mi kenara çektirdiniz?
Vous nous avez arrêté pour ça?
Hiç bilet alamamak, bir patlak teker ve polisin kenara çektirmesi?
Avoir aucuns billets, un pneu crevé, et se faire arrêter par les flics?
Sizi bir dakika kenara çeksem sorun olur mu?
Les gars vous permettez que je vous abandonne une minute?
Bütün duygularınızı bir kenara bırakıp, meseleye soğuk ve çözümsel şekilde yaklaşmalısınız.
Ne jugez pas avec vos émotions mais d'une manière froide et analytique.
Bütün duygularınızı bir kenara bırakıp, meseleye soğuk ve çözümsel bir şekilde yaklaşmalısınız.
Vous devez écarter toute émotion et aborder ceci de façon froide et analytique.
Hey, adamım, biraz kenara kayar mısın lütfen?
Hé, l'ami, pouvez-vous vous pousser un peu s'il vous plaît?
Bir gün, pulunun süresi bitmiş bir Corvette'yi kenara çekiyor.
Un jour, il arrête cette Corvette, aux plaques non conformes.
Yani, şairane, güneyli kıro palavralarını bir kenara bırakalım.
Je veux dire, mettons de côté toutes ces poétiques et simples conneries de péquenot.
Okuldan sonra girmem gereken sevgili vizelerimi kenara bırakırsak ne kaçırdım? - Çevrilmemiş altyazı -
A part ces charmants examens que je dois rattraper après l'école, qu'est-ce que j'ai manqué?
Kendini kenara çekmelisin.
On vous a mis sur la touche.
Öldürmeyi bir kenara bırakırsak.
Mis à part les tuer.
Fazla bir şey de yok maalesef, tabii karanlıkta ormanda koşmasıyla oluşan kırık ve kesikleri bir kenara koyarsak.
Il n'y a pas vraiment de pistes, j'en ai peur, Outre les blessures probablement subies lors d'une randonnée à travers une forêt dans le noir.
Bizimle işleri bitince de bir kenara atacaklar.
quand ils en auront finis avec nous.
- Kenara çek.
Tirez là-bas.
Kenara çek.
Gare-toi là.