Kesinlikle o translate French
2,213 parallel translation
O anahtarı kullan, Senatör çünkü bu gece kesinlikle orada yatmayacağım belli.
Servez-vous-en, M. le sénateur. Parce que moi, je risque... de ne pas dormir là-bas.
Kimsenin bu seçim elinde değildir ne benim ne bu hastanedeki herhangi bir hastanın ne de kesinlikle o katlettiğin beş kadının.
Personne n'a le droit de choisir, pas moi, pas un patient dans cet hôpital, et sûrement pas les cinq femmes que vous avez massacré.
- Kesinlikle o.
C'est bien lui.
Kesinlikle o!
C'est bien elle.
Kesinlikle o büyük beyaz kuzeydeyiz şimdi.
On est dans le Grand Nord ici.
O 36 yaşında, 3 çocuğu vardı... ayrıImıştı ve O bir alkolikti, ve kesinlikle oyunun içindeydi.
- Elle avait 36 ans, avait trois enfants... séparée et elle était alcoolique et on est sûrs qu'elle jouait.
Kesinlikle O.
C'est définitivement lui.
Şey efendim, artık yalancı olduğunuzu bildiğim için rehber bölümünü kapatmak hakkında yalan söyleyip söylemediğinizi merak ettim ve sonra düşündüm ki, eğer hiç rehber olmazsa, birilerine bizim işimizi yapmak için ciddi miktarda para ve sağlık sigortası vermeniz gerekecek ve bizim bile fazla mesailerimizi ödemek için paranız yoksa o zaman kesinlikle onların hepsine paranız yetmez.
Puisque je sais que vous mentez, je me demandais si vous mentiez sur l'avenir des grooms. Je me suis dit, sans grooms, vous devriez embaucher pour faire notre travail, avec sécurité sociale. Si vous n'avez pas d'argent pour nos heures sup, vous ne pourrez pas vous le permettre.
Kesinlikle o.
Elle l'est.
O kadının hamile olmadığından kesinlikle emin miyiz?
On est absolument sûrs qu'elle n'est pas enceinte?
Julia, Tommy'nin davranışı asla affedilemez, kesinlikle, ama, o burda yaşıyor. Elizabeth onun kızı.
Julia, le comportement de Tommy est impardonnable, mais il vit ici et Elizabeth est sa fille.
Son iki haftamı, Boston'daki evlat edinme acentalarını arayarak geçirdim. - O yüzden kesinlikle şaşırmadım.
J'ai passé ces deux dernières semaines à frapper à chaque agence d'adoption de Boston, alors ça ne m'étonne pas.
Kesinlikle "o" ifade var sende.
Tu as sans aucun doute le regard.
- O zaman kesinlikle bıkkınlık.
- duquel on peut se réveiller. - Ah, bien, d'abord, de l'ennui.
- O böceğin ismini öğrenmek istemiştin. Kesinlikle Avustralya fidan biti o.
Si c'est un blague, c'est pas drôle.
Kesinlikle eminim, o sensin.
Je suis vraiment sûr que c'est toi.
O kesinlikle bir şey gizliyordu.
Elle dissimulait définitivement quelque chose.
O bir şair, filozoftur. Kesinlikle çok yakışıklı. Onunla anında evlenirdim.
Je l'épouserais bien.
Kesinlikle. O düşünemiyor.
- Oui, absolument.
O kesinlikle ben değilim.
Alors, ça ne pourra pas être moi.
Bir doğal afetten çılgınca kar edebilecek bir firma varsa o kesinlikle Halliburton'dur.
- Si une seule entreprise était capable de tirer profit d'une catastrophe majeure, ça serait Halliburton.
Kesinlikle abartmadım. Adamımız o.
Sûrement pas.
Patronum Ron Swanson'la internetten scrabble * oynuyorum ve aman Tanrım o kesinlikle en iyisi.
Et, mon Dieu, c'est le meilleur. Il me bat à chaque fois.
İnan bana, Sarah kesinlikle "o".
- Crois-moi, Sarah est la bonne. - Comment le sais-tu?
Demek istediğim o kadar az miktarda malzeme ile kesinlikle kapağa çıkabilir. Uk Yayınının alanın yüzeyindeki malzeme
Y avait trop peu de tissus pour couvrir la surface de peau selon les règles du CSA.
Bu gece kesinlikle sevişemeyeceğiz o zaman.
On va pas baiser ce soir.
Evet, o adamın kesinlikle traş olması ve saçlarını kestirmesi gerek.
Oui. Il a nettement besoin de se raser et de couper ses cheveux.
Sam bu sabah o kadar mutluydu ki, kesinlikle buraya taşınıyorum.
Sam était tellement heureux! Faut que je déménage ici.
Burning Man * ucubeler için, o yüzden sen kesinlikle gitmelisin.
Burning Man c'est pour les tarés, tu dois y aller.
Belki yapmadı, ama kesinlikle o yapmış gibi görünüyor.
- Peut-être, mais il a l'air coupable.
O da kesinlikle yapılacaklar listesinde, efendim ama şu anda... - Bunu bir emir olarak değerlendirebilirsin.
C'est sur la liste des choses à faire, mais je pense que maintenant
İyi bir insandı. Ve kesinlikle benim tercihim o olmazdı.
C'était un homme bien, et ça n'aurait certainement pas été mon choix.
O kesinlikle gitmeli.
Il devrait donc aller.
Brooke, Julian'ın Missy ile birlikte gittiğini biliyorum, ama o kesinlikle hala senden hoşlanıyor.
Je sais que Julian est parti avec Missy, mais il en pince encore pour toi.
William Bell problem değil ve o kesinlikle bir terörist örgütünün başkanı değil.
William Bell n'est pas le problème, pas plus que le cerveau d'une organisation terroriste.
O kesinlikle tek kişilik bir masa.
Sa table est pour une personne.
- Kesinlikle kim o?
- Exactement qui?
kumarhanede onlar kaybettikçe ona borçlanıyorlar takımın kumarbazı o kesinlikle acımasız olacaklardır riske girerler çünkü isterler sen acemi oyuncu, kixbox cu ve bir dolandırıcı var
L'équipe de Yong : des minables de son tripot. Ils veulent gagner pour payer leurs dettes.
Bak, bu konuda mantık aramanın manası yok. Biz araştırmakla görevlendirildik, O yüzden bunu kesinlikle yapacağız.
On n'essaie pas d'être logique, on nous a ordonné de le faire, alors on le fait.
O kesinlikle Eva prototipi.
Un parfait... prototype d'Eva.
Ben 13 yaşındayken ilk kaz ciğerimi yedim ve o, beni kesinlikle başka bir boyuta geçirdi.
Quand j'avais 13 ans, j'ai découvert le foie gras. Ça m'a transportée dans une autre dimension.
Oldukça. Aradığımız adamın o olduğundan kesinlikle eminim.
- Je pense toujours que c'est lui.
O kesinlikle benim alanım değil.
- Encore moins mon rayon.
Biliyorum, senin için müthiş bir diyetim var o kiloları kesinlikle kaybedeceksin.
Je sais, mais j'ai un régime pour vous. Vous allez perdre vos kilos superflus.
Şunu söylemeliyim ; penguenlerle gerçekleştirmiş olduğunuz o gösteriyle kesinlikle sınırı aştınız.
Je dois dire que cette mascarade avec les manchots a vraiment dépassé les bornes.
Evet, eğer güzel bir kızla dans etmemi izlemen, seni bu kadar delirtiyorsa, o zaman, kesinlikle bana hala değer veriyorsundur.
Si me voir danser avec une fille te rend folle, c'est que tu tiens encore à moi.
Oğlunu korumak için yalan söylüyor olabilir.. yada daha düşük ceza almak için, O bugün mahkemede kesinlikle doğruyu söylemedi.
Qu'il ait voulu protéger son fils ou alléger sa peine, il n'a pas dit la vérité au tribunal
Kesinlikle düşünürüm o zaman.
Eh, j'y penserais certainement.
O sizi kesinlikle hatırlıyor.
Lui se souvient bien de vous.
O kesinlikle seni aşar.
- Tu ne fais pas le poids.
Biliyor musun, bu konuyu kesinlikle sonra konuşalım, çünkü dışarda yapmam gereken o kadar çok işim var ki.
Tu sais, on devrait vraiment avoir cette conversation mais j'ai plein de trucs à faire en ville, alors...
kesinlikle öyle 374
kesinlikle olmaz 293
kesinlikle öyleydi 20
okay 54
opera 37
önce 471
ömer 50
orleans 20
orospu 270
ölmüş 552
kesinlikle olmaz 293
kesinlikle öyleydi 20
okay 54
opera 37
önce 471
ömer 50
orleans 20
orospu 270
ölmüş 552