Kesinlikle yok translate French
1,229 parallel translation
Yaşasaydı savaş sırasında Ulusal Banka'nın hükümetten aldığı para tekelini kesinlikle yok edecekti.
Il envoya sa flotte du pacifique au port à San Francisco.
Kesinlikle yok.
- D'accord? Bien sûr.
- Hayır, kesinlikle yok Dr. Anspaugh.
- Non, Dr Anspaugh, pas du tout.
Kesinlikle yok. Sizin yolda olduğunu duyurmak için bir haberci yollayacağım.
Pas du tout, je vais envoyer un messager pour annoncer votre...
- Hayır efendim. Kesinlikle yok.
- Ça, y en a pas d'autre!
Kesinlikle yok, Betty.
Pas du tout, Betty.
Kesinlikle yok.
Absolument pas.
- Hayır. Kesinlikle yok.
Pas du tout.
Önemli değil. Kesinlikle yok.
Absolument aucun.
Hayır. Size bu ev hakkında anlatmam gereken bir şey kesinlikle yok.
Non, je vous ai tout dit sur cette maison.
Müthiş bir yetenek istemez... ama sizin düşman askeri gücünü kesinlikle yok eder.
Ce n'est pas beau, mais ca anéantira cette force armée ennemie.
Herhangi bir biyotoksin olduğuna dair bir kanıt kesinlikle yok.
Aucune trace de biotoxines.
Sevgili genç dostum, tekneyle gezintiye çıkmaktan daha güzel hiçbir şey, kesinlikle hiçbir şey yok.
Mon cher ami, il n'y a rien, absolument rien... qui ne soit plus agréable qu'une balade en canot.
Tüm kayıtlar yok edilecek ve bu konudan herhangi birine bahsetmen kesinlikle yasak.
Tous les dossiers seront détruits... et je t'interdis de parler de ceci à qui que ce soit.
Böyle bir saçmalığa kesinlikle hiç gerek yok.
Allons! Ce genre de bêtise ne sert absolument à rien!
Beyler, anlattıklarınız kesinlikle çok mantıklı ama kanıt yok.
Après la panne, des officiers de la sécurité sont dans les rues, armés de fusils phaseurs, prélevant le sang des citoyens. Votre histoire a une certaine logique, mais il faudrait des preuves.
Güzel fikirlerinin kesinlikle bir sonu yok.
- Sur écran.
Ve sen, sana kesinlikle ihtiyacım yok.
Et toi... Rien à faire.
Yok, sen kesinlikle adam kaçıramazsın.
Tu n'as rien d'un kidnappeur.
Hayır, bence bunu evinin mahremiyetinde yapıyorsan sorun yok, ama herkesin içinde emzirme kesinlikle mide bulandırıcı.
Il n'y a aucun mal à le faire dans l'intimité de votre foyer, mais donner le sein en public est tout à fait dégoûtant.
Orası kesinlikle olmaz. Orada hiç işaret yok. Trafik vardır.
Pas par là, il y aura trop de circulation.
- Buna kesinlikle zamanımız yok.
- On n'a vraiment pas le temps.
ama böyle bir partiye katılmamın kesinlikle hiç bir yolu yok
Mais je ne peux absolument pas participer à une fête pareille.
Kesinlikle hiçbir fikrim yok.
Aucune idée.
Ve kesinlikle ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yok.
Je pige que dalle à ce qui se passe.
Kesinlikle galaksimizi terkettik Yıldız yok.
Nous avons quitté notre galaxie.
Şundan kesinlikle emin olabilirsiniz ; Eğer bir özel dedektifseniz ve müşterilerinizden biri size "silah taşımana gerek yok" diyorsa iki silah birden taşımak en iyi fikirdir.
Une chose est sûre, quand vous êtes un privé, lorsqu'un client vous dit :
Kesinlikle bu durumun benimle hiç ilgisi yok.
Je n'ai absolument rien à voir avec tout ça.
- Kesinlikle! Kendimiz için yiyecek toplamaya zamanımız yok. Bütün yazı çekirgelere vermek için buğday toplayarak geçiririz.
On n'a pas le temps de récolter pour nous, à cause de l'Offrande.
O kesinlikle bu işlerde yok.
Ce n'est pas son truc.
A.C. Polisinin Casino'da işi yok. Buna kesinlikle Kumar Bölümü bakar.
Vous n'avez rien à faire dans un casino, ça relève de ma brigade.
Ama en kötüsü benim, şişkonun, favorileri olan bayanın ve dokuz numaralı masadaki mutantların asla ama asla bu durumu daha iyi hale getirecek bir yöntem bulamayacak olmasıdır, çünkü görünüşe göre karşı cinse sunabileceğimiz kesinlikle hiçbir şeyimiz yok.
Mais le pire, c'est que... moi, gros-lard, la femme aux favoris... et les mutants de la table 9, nous ne trouverons jamais le moyen d'améliorer la situation, parce que... apparemment, on a absolument rien à offrir au sexe opposé.
- Ve sende bu kesinlikle yok.
Je Ie sais.
Kesinlikle düşünme yeteneği yok.
Il est dément.
Neden böyle de birşey yok? Bana kesinlikle daha mantıklı geliyor.
Ce n'est pas plus idiot.
Buffy'yle kesinlikle ilgisi yok.
Mais ça n'a rien à voir avec Buffy.
Eğer bunun hakkında endişeleniyorsan kesinlikle benim için sorun yok.
ça ne va pas me perturber, si jamais tu t'en fais.
Tartışacak bir şey yok. Kesinlikle şarap mahzenini ödemiyoruz.
Il n'y a pas à discuter, on ne paiera pas votre cave.
Bağışla beni. Sen... kesinlikle çok çekicisin, ama... bana söylediğin şeyin pek ihtimali yok.
Vous êtes certes un bel homme, mais ce que vous me dites semble très improbable.
- Kesinlikle başka birisi yok.
- Non, personne.
- Kesinlikle yorum yok.
- Sans commentaire.
Sana güveniyorum. Kesinlikle, şüphem yok. Ama endişeliyim.
J'ai confiance en toi, mais as-tu le droit de me parler de tes patients?
Kesinlikle hiç bir şekilde tanığım yok.
Quoi qu'il en soit je n'ai pas le moindre alibi.
- Ben burada size iki oda kiraladım ve biri yok kesinlikle burada bir duvar olduğunu ve bir oda da olduğundan kesinlikle eminim.
Je vous ai loué deux pièces ici, il en manque une. Il y avait un mur, j'en suis sûr. - Où est passée cette pièce?
Bu kadar yol teptik, bir saat kırkbeş dakikamız kaldı ve kesinlikle elimizde hiçbir şey yok.
On est venus jusqu'ici, il reste une heure 45 et on n'a absolument rien.
Kesinlikle yolu yok.
- Non.
Kesinlikle cesareti yok!
Voilà. lls n'ont pas de couilles.
Janet Reno'nun başsavcı olmasıyla da kesinlikle bir sorunum yok.
ou que Janet Reno soit ministre de la justice.
Pekala... Size kesin bir dille şunu söyleyebilirim, İblis Azorath kesinlikle bir bağlantısı yok...
Hé bien, je suis ravi de vous annoncer, avec certitude, que le démon Azorath ne sera en aucun cas...
Hayır, kesinlikle geçtiği falan yok.
Non, ce n'est pas bon du tout, crois-moi.
Kesinlikle sizinki gibi başka bir ev yok.
Votre maison est unique en ville.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yok mu 410
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa o 24
yok etmek 16
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yok efendim 65
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa o 24
yok etmek 16
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yok efendim 65