Kimle translate French
1,654 parallel translation
Onun her hareketini ve kimle bağlantı bağlantı kuruyorsa takip ediyorlar.
Ils--Ils traquent ses moindres mouvements, ses moindres discussions. Il m'a menti.
Sadece tatmin olmak istiyorsun ve kimle olduğu önemli değil.
Tu veux juste prendre ton pied. Je suis qu'un coup. Allez, vas-y.
Richard'ın kimle takıldığı seni ne diye ilgilendiriyor ki?
Pourquoi tu t'inquiètes de qui sort avec Richard? Je m'en fous, ok?
Bilirsin. Gerçekten öyleyiz. Zaten başka kimle anlaşabilirim ki ben?
Je veux dire, avec qui d'autre j'aurais pu faire ca?
Kimle konuşman gerektiğini biliyor musun?
Tu sais à qui tu devrais parler?
Andrea Battle'ın içeri girmeden önce kimle konuştuğunu bilmek istemiştin.
Vous vouliez savoir à qui Andréa Battle parlait avant de venir ici. Laissez-moi deviner.
Tamam, bugün kimle beraberim, Dr. Montgomery, siz?
Ok, bien, avec qui je suis aujourd'hui, le Dr Montgomery, vous?
Kimle çıkacağıma ben karar veririm.
Je choisis avec qui je sors. Oui?
Bir kadına kimle çıkıp çıkamayacağını söyleyemezsin.
On ne peut pas dire à une femme avec qui elle peut sortir.
- Kimle konuşuyorsun sen? - Ve neden hâlâ 20.
À qui tu parlais?
Hem de bilin bakalım kimle beraber? Stan. - Kim?
Devinez avec qui?
Kimle görüşmek istersiniz?
Oui? À qui souhaitez-vous parler?
Kimle çıktığımı bilecek yaştayım.
Je sais encore avec qui je passe mes soirées.
Zaten teyzemi annenle, babanla ve her kimle dövüştürürken çoktan araya atlayacaklarını farz etmiştim.
Oui, j'ai supposé qu'ils se joindraient au combat dès que ma tante attaquerait ton père ou ta mère, un truc du style.
Stark'ın bir kavgaya girdiğini öğrendik. Kimle girdiğini biliyor musunuz?
Je suppose que vous allez devoir signaler ça, n'est-ce pas?
Madem ikininiz takım oldunuz, ben kimle takım olacağım peki?
Si vous, vous êtes une équipe, alors qui est dans mon équipe?
Ve günde 16 defa seks istemek, her kimle birlikte oluyorsan onun ilk seferde işini yapamadığı anlamına gelir.
Et vouloir baiser 16 fois par jour veut juste dire que le mec avec qui tu es n'arrive pas à bien faire le boulot la première fois.
Petrie Marchand'ı kimle eşleştirdik?
Hé, avec qui... Avec qui on a casé Petrie Marchand?
Tokadı yemeden önce kimle konuştuğunu hatırlasan iyi olur Grey.
OK, Grey, tu ferais mieux de te souvenir à qui tu parles avant de te faire gifler.
Başka kimle görüşeceğimi bilemedim, Bay Nye.
Je ne savais pas qui me le proposait, M. Nye.
Pete'in sana neyi söyleyip, neyi söylemediğini bilmiyoruz. Açıkçası umursamıyoruz da. Ölümünün ; neyle, kimle ilişkisi vardı filan..
On ne sait pas ce que Pete vous a dit et ce qu'il ne vous a pas dit et franchement on s'en fout, mais ce dans quoi il était impliqué quand il est mort, avec qui il était impliqué, c'est le passé.
Hayatımı kontrol etmek, kimle görüşeceğimi söylemek için etrafta olmayacak.
Elle n'est pas là pour me surveiller, et me dire avec qui sortir.
Kimle evlendiğini biliyorsun.
Tu sais qui t'as épousé.
- Ben kimle olacağım?
- Avec qui je fais équipe?
Sonuçta müşterileri o hafta kimle yatıyorsan ona aktaracak değilsindir zaten.
Tu ne peux pas baser ton choix sur ton amant de la semaine.
- Kimle, kiminle değil.
- On dit n'importe qui.
Cümlenin nesnesi olduğunda kiminle, öznesi olduğunda kimle.
C'est "n'importe qui" si c'est un objet et "qui que ce soit" sinon.
Sen benim tek dostumsun. Ben Kigali'de kimle yaşayacağım?
Avec qui est-ce que je vais habiter à Kigali?
Kimle konuşuyordun?
À qui parlais-tu?
Onları oldukları gibi kabul edeceğim. Kimle çıktıkları dahil, ne olursa olsun.
Je les accepterais tels qu'ils sont, comme avec qui ils sortent, quoi qu'il arrive.
Daha da kötüsü kimle uğraştığımız ve ne istedikleri hakkında bir fikrimiz yok.
Pire, nous ne savons pas qui ils sont et ce qu'ils veulent.
Ama artık siz kimle uğraştığınızı biliyorsunuz. Elinden geleni ardına koymayan namerttir.
Mais vous, vous savez maintenant à qui vous cherchez des noises.
Güler yüzlü birini göndermeleri için kimle yatmam gerekiyor?
QUI DOIS-JE BAISER POUR AVOIR UN FICHU SMOOTHIE?
Sarhoşum, ve sırılsıklamım,... bu yüzden kimle istersem konuşurum, kovulmuş, kovulmammış.
Je suis déjà alcoolique et bon à rien, donc je peux parler à qui je veux, grillé ou non.
Peter Magneri ile hiç karşılaştınız mı? Kimle?
- Avez-vous déjà rencontré P.Magneri?
Kimle konuştuğunu unutma!
Tu oublie à qui tu t'adresses.
Bir ilişkisi olduğundan kuşkulanıyordu ama kimle olduğunu bilmiyordu.
Il la soupçonne d'avoir une liaison, mais il ne sait pas avec qui.
Kimle konuşuyordun?
Tu parlais avec qui là?
Başka kimle olacak?
- Qui d'autre?
Ernie, kimle konuştuysak sen ve Frank'ın her zaman yarıştığını söyledi.
On dit que toi et Frank faites souvent des courses.
Kimle konuşuyorum?
Qui est-ce?
Tahmin et kimle görüşmeye gidiyorum.
Devine qui je vais rencontrer?
Kimle olursa olsun.
Avec n'importe qui.
Nereye gittiğini, kimle olduğunu bilmek zorundayım.
Il faut que je sache où vous êtes et avec qui.
- Bil bakalım kimle evlenmiş?
Tu as vu qui elle a épousé?
Kimle konuşuyorsun?
- À qui parles-tu?
- Kimle görüşüyorum?
- Vous aimez Prague? - Qui est-ce?
- Mesela kimle?
- Comme qui? - As-tu jamais rappelé Tao?
Bu isteğin kimle çalışabileceğine kadar da genişliyor galiba.
Ça s'applique aussi à ceux avec qui tu travailles.
- 13 mü? Kimle?
Avec qui?
Kimle olduğuna dair bir fikriniz var mı?
Vous savez avec qui?