Kimse değil translate French
2,651 parallel translation
Başka kimse değil.
Personne d'autre.
Kimse değil.Kusursuz anne değilsin. Bundan en uzak olan şeysin.
Non seulement tu n'es pas parfaite, mais tu es ce qui s'en éloigne le plus.
Kimse değil Anne.
Personne, maman.
O kimse değil. Jabbar'la tanıştıracağım biri değil.
{ \ pos ( 192,240 ) } Je ne voulais pas la présenter à Jabbar.
Kimse değil.
- Personne.
Bunları 3'te alacaksın Dan başka kimse değil.
- Vous les aurez à 15 h.
Kimse değil, birtanem.
- Personne.
Çoğunluğu kendilerine ait kırsal bölgelerde yaşıyorlar. Şüphesiz kimse yadım ederken.. Nedenini sormaz, değil mi?
On ne fait pas d'histoire à ceux qui viennent aider!
Bir manyak, hiç kimse. Yamyam ya da değil, benim için değişen bir şey yok.
Un dingue, un rien du tout, cannibale ou pas, peu importe.
Bay Hiç Kimse Ya Da Hiçbir Şey Umurumda Değil.
Monsieur j'en ai rien à foutre de tout le monde.
Bunu okumayan kimse ne olduğunu bilmiyor, öyle değil mi?
Parfait quand on s'y connaît.
Kimse fark etmeden yürüyerek çıkıp gidebilecek bir kız değil.
C'est pas le genre de femme à passer inaperçue.
benim hatam, Geruda ile savaşmak için burada olamadım prenses, kimse Geruda kralı değil icabına bakacağız.
Pardon de ne pas avoir combattu les Garudas avec vous. La princesse était très importante et ils nous le rappellent.
Kimse o zamanlar baskette zıplamazdı değil mi dede?
Personne ne sautait à l'époque au basketball, pas vrai?
- Kimse mutlu değil yahu.
Comme ça, personne n'est content.
... ama herkes bunu yaparsa Dünya'da kimse kalmazdı, değil mi?
Lois, rentre à l'intérieur!
Şuan onu kimse okuyamaz. Hazır değil.
Personne ne doit la lire.
Daha önce beni hiç kimse ile görmemişlerdi. Önemli değil.
C'est la 1ère fois qu'ils me voient avec quelqu'un.
Kimse sizi burada aramaya gelmez. İstediğiniz de bu değil miydi?
Personne ne vous cherchera ici.
Hayır, Ryan! Kimse mutlu değil!
Personne n'est heureux.
Farkındaysan buradaki hiç kimse aslında bir A-Takımı değil..
Si vous l'avez pas encore remarqué, on est pas l'Agence tout risque.
- Kimse zarar görmeyecek, değil mi?
- Aucun blessé?
Suçlama da yapılmadığına göre bu anıyı kimse elinden alamaz, değil mi?
On ne pourra pas te l'enlever.
Kimse emin değil ama sana bir şey söyleyebilirim. Kesinlikle bir dağ aslanı değildi.
Personne ne sait, mais je peux t'assurer que ce n'était pas un puma.
- Her bir hücrem seni istiyor ama bu senin için adil değil. Bu kimse için adil değil.
- Je vous veux par chaque fibre de mon être mais ce n'est pas juste pour vous, ce n'est juste pour personne.
Değil mi? Kimse iş yapamıyor!
- On ne peut pas travailler!
Kimse tehlikede değil.
Personne n'est en danger.
Gerçi kimse ondan biyografisini yazmasını istemez ya. Daha önce söylediğim gibi, çünkü önemli biri değil.
On ne lui demandera pas d'en écrire, elle n'est personne.
O zaman bu aynı obje bile değil çünkü panonun oradaki adamın yakınında hiç kimse yoktu.
Alors, c'est pas le même artefact, car il n'y avait rien près du gars du panneau.
Gerçekten kimse senin gibi değil. Hiçkimse!
Tu es uniques.
Ocak ayında kimse ağaç ekmez, değil mi? Amacım, iklim ve çevre konularına odaklı bir anlaşma yapmak.
Jette-le, personne ne plante d'arbres en janvier! UNE FEMME AU POUVOIR ÉPISODE 15 PLANTE UN ARBRE
Bugün kimse doğru kararı verebilecek durumda değil.
Personne pense rationnellement.
- Kimse hırçın değil.
- Personne n'est désagréable.
Buradaki hiç kimse gerçekten arkadaş değil.
Nous ne sommes pas amis.
Kimse benim kadar sokak kavgası sevemez, ama onun yeri sokaktır, burası değil.
Personne n'aime autant les combats de rue que moi, mais nous ne sommes pas dans la rue ici.
Altındaki insanı kaçırdın, ama bununla kimse ilgilenmiyor zaten, değil mi?
L'être humain derrière tout ça. Mais ça intéresse personne, hein?
Ailemden hiç kimse güvenilir değil.
Personne dans ma famille peut.
Burada kimse intikam peşinde değil.
Personne ne veut se venger.
Belediye bu teklifi niye beğendi anlıyorum. Yani, $ 20 milyon yerine 500 bin, ve hiç kimse başka yere atanmıyor, değil mi?
Je comprends que la mairie ait apprécié, 500 000 au lieu de 20 millions, et personne n'est réaffecté.
Kimse suçlu değil?
Pas de coupable?
Sorun değil. Ölene kadar onu kimse umursamamıştı.
Comme tout le monde, jusqu'à ce qu'il meure.
Kimse müsait değil.
Il y a personne de disponible.
Kimse senin için yeterli olmayacak, değil mi?
Personne ne te conviendra? Je veux que tu sois heureux.
Başka kimse yapamaz. Kimse yeterince güçlü değil.
Je suis le seul qui puisse.
Buradaki kimse onun tecrübesine sahip değil.
Personne n'a son expérience.
- Kimse çakacak mesafede değil.
T'es trop loin.
Sanki kimse bunu yutarmış gibi, değil mi?
C'est vraiment n'importe quoi.
kimse bunu yapmamı beklemiyordu, değil mi?
Ils s'attendent pas à ce que je le fasse?
Onların en uzun süreli çalışanlarıydı, o yüzden kimse güvende değil.
Eh bien, il est leur plus vieil employé. personne n'est en sécurité.
Fakat kimse bunun için çalışmaz. Bugün işe 10 : 30'da geldin, değil mi?
T'es arrivé à 10 h 30.
Herkesin cahilce bir mutluluğa sahip olmasını istiyorlar. Aynen, eskiden her şey harikaydı ama şimdi boka dönüştü. Bizden başka kimse bunun farkında değil.
Ils nous gardent dans un joyeux état d'ignorance. et on est les seuls à le savoir.
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değildim 75
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değildim 75