English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ M ] / Makine

Makine translate French

4,486 parallel translation
Bu son derece tehlikeli bir makine.
C'est une machine extrêmement dangereuse.
Bu şimdiye kadar üretilen en iyi makine.
C'est... la meilleur arme de service jamais fabriquée.
Makine sesi yok
Le vaisseau ne fait plus de bruit.
Fena bir makine bu.
C'est la bagnole d'un frimeur.
Ama gelirsen, dur, geçmesini bekle, kimseyle konuşma, makine ve araç kullanma, direksiyondaysan kenara çek.
Mais si c'est le cas, arrête-toi, sois patient, ne parle à personne, n'utilise pas de machines, si tu conduis, range-toi.
Onlar sadece makine, değil mi?
Ce ne sont que des machines, pas vrai?
Onlar makine. Bu duruşma tam bir komedi!
Ce procès est une farce!
- Makine Pulaski efendim.
- Camion Pulaski.
Makine aksamından ve sahne kurulum işlerinden sorumlu yeni işçimiz olursun.
Tu seras notre nouveau machiniste, responsable de la machinerie et des drisses.
Deli olmadığını biliyorum, Maggie. Bir makine burayı bulduğunda...
Je sais que tu n'es pas folle, mais à la minute ou un Méca trouvera cet endroit...
Bir kaç ay önce, bir makine burayı buldu. Sen Lexi'yi korurken yaralandıktan hemen sonra.
Il y a quelques mois, un Méca a débarqué ici, juste après que tu sois blessé en protégeant Lexi.
Makine dili okumayı biliyor musun?
Donc, tu es un hackeur?
Max makine dili okuyabildiğini söyledi
Max prétend que tu t'y connais.
Hadi aptal makine. Çalış!
Allez, imbécile de machine, marche.
Çünkü daha önce kimsenin yapmaya cesaret etmediği bir makine icat etmek istiyorum.
Parce que je veux construire une machine que personne d'autre n'a les couilles de construire.
Ve de iyi bir makine. Memnuniyetle fotoğrafçınız olurum.
Je serais très heureux de faire ça.
Lillian, o bir makine değil.
Lillian, il n'est pas une machine.
Eğlencem, bana makine olmadığımı hatırlatan tek şey.
Mon plaisir est la seule chose qui me rappelle que je ne suis pas une machine
Artık makine parçası satmıyorum.
Je n'échange plus de pièces détachées.
Kazaya kadar makine mühendisiydim.
J'étais un ingénieur en mécanique avant l'accident.
14 yaşında makine dili yazarken bile 16'lı çarpım tablosunu ezberlemiştim! Tamam mı?
j'ai mémorisé le système hexadécimal quand j'avais 14 ans en programmant en langage machine.
Bir de şu makine.
Et cet engin...
Tek bir makine 3000 dolar.
3000 $ pour une machine.
Bu makine daha önce neredeydi demiştin?
Où avez-vous dit qu'était cette machine, avant?
Bu sadece makine için değil.
Il ne s'agit pas que de la machine.
Hâlâ umduğum fiyatın üzerinde. Fakat bu makine olmadan fazlasıyla bekledik.
C'est toujours plus que ce que j'espérais, mais on est restés trop longtemps sans en avoir une.
- Bu yeni makine mi?
- Est-ce la nouvelle machine?
Büyük bir makine, canavar gibi bir hal aldı.
Puis ça devient une grosse machine. Un monstre.
Makine bölümü, çağrı yapan köprü üstü.
Ingénierie au pont.
Borchert'ın filmde çalıştığı makine buydu.
C'est la machine sur laquelle il travaillait dans la vidéo.
# Makine miyim cansız manken mi?
♪ Machine or mannequin? ♪
İkinci bir makine varmış ve bunu Arthur yapmış.
Il y a une deuxième machine, et c'est Arthur qui l'a construite.
Söyle bana, makine nerede?
Dites-moi, où est la machine?
Makine bana göz kulak oluyor.
La machine veille sur moi.
Makine seni koruyor diyorsun.
Vous dites que la machine veille sur vous?
Makine konuşmaya başladı bile.
La machine parle déjà.
O sadece bir makine.
C'est une machine.
Makine bana ait.
La machine m'appartient.
Sanırım makine anahtarları nereye sakladığımı ona söylemiş.
Je suppose que la machine lui a dit où je les avais cachée.
Evet, evet. Makine dairesine bir bak. Sadece sezyuma, plütonik kuarklara ve şişe suya ihtiyacımız var.
Va chercher du césium, des quartz plutoniques et de l'eau.
Makine dairesindeler çünkü bir salımız var.
Dans la salle des machines, parce qu'on a un radeau.
Gemideki herkesin makine dairesine inmesini istiyorum.
Tous dans la salle des machines. Fouillez partout.
Ivo, planladığımız gibi adamlarını makine dairesine gönderdi.
Ivo a envoyé ses hommes en salle des machines, comme prévu.
Gail caddesiyle Simone'nin köşesindeki bir makine dükkanında.
- Un atelier sur Gail Street et Simone.
Böyle bir makine aşırı fazla miktarda elektrik çeker.
Une machine comme ça tire une exorbitante quantité de puissance du réseau.
- Tanrım, makine lağım borusuna mı bağlı?
Cette machine est branchée sur la fosse septique?
Onu boşaltırsan tüm makine dairesini zehirli halon gazı ile doldurursun.
Si vous le déchargez, vous inonderez toute la salle des machines de gaz halon toxique.
Makine dairesi, köprü üstü.
CCS, Pont...
Makine dili?
La programmation?
- Ne? Veya ben makine parçasıyım çünkü duygusal bir bağ olmadan seks yapmayı seviyorum.
Elles sont petites, ont une belle fourrure et elles n'ont bientôt plus de palourdes, Hank.
Makine bölümü, çağrı yapan köprü üstü.
Ingénierie, le pont.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]