English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ M ] / Makineler

Makineler translate French

774 parallel translation
İşçilerimiz olmadan, fırınlar sönecek makineler duracak, tesis ölecek.
Sans notre labeur, les machines s'arrêteront, l'usine mourra!
Metropolis'teki makineler için canlı yem kim?
Qui est la chair à pâtée vivante pour les machines de Metropolis? !
Makineler duruyor!
Et les machines sont à l'arrêt!
Makineler artık hareketsiz durmayacak.
Les machines ne seront plus jamais à l'arrêt.
Sermaye, fabrika, makineler...
Le capital... l'usine... les machines...
Adamın dediğine bakarsan... ileride her şeyi makineler yapacakmış.
Il paraît que les machines vont tout remplacer!
Şoförün yanındaki adamda hem çifteli hemde tüfek vardı arkadaki iki herifte otomatik makineler.
A l'avant, il avait un fusil, à l'arrière, les 2 types avaient des mitraillettes.
Sen öyle söyle, makineler acemi köle iş gücüne karşı zafer kazanacaktır.
Ce sera la victoire des machines sur l'esclavage malhabile.
Buradan çok çabuk ayrılmalıyız. Her şeyi ayarla, makineler ve ekipmanla birlikte dön.
Nous allons repartir et revenir ici avec le matériel nécessaire.
Bu küçük makineler ne kadar tehlikeli inanamazsın.
Ces machines peuvent être dangereuses
O hoş manzaranın yerini her yerdeki kocaman çirkin delikler ve büyük korkunç makineler alacaktır.
Des tas de trous et d'horribles machines... à la place d'un ravissant paysage.
Eşiniz Kraliyet Donanması'ndayken, makineler ve bunun gibi şeyler hakkında her şeyi öğrendiğini iddia ediyor.
Votre mari affirme être un spécialiste des moteurs quand il était officier dans la Marine Royale.
- Makineler çalışıyor.
- Les moteurs tournent.
Bu meteor makineler hakkında neler söyleyeceksiniz?
Parlez-nous de ces machines-météores.
Uzayın esrarengiz derinliklerinden daha fazla sayıda silindirleri... savaş makineler indikçe, dehşet verici güçleri... tüm dünyada bir korku dalgası yarattı.
Tandis que d'autres cylindres émergeaient de l'espace, leurs machines de guerre, terribles de puissance et de complexité, créaient une vague de terreur à travers le monde.
Dünyanın her tarafında makineler durdu ve düştü.
Dans le monde entier, les machines s'arrêtèrent et tombèrent.
Fabrika kurulur, makineler çalışır, iş başlar.
Des usines poussent, on apporte des machines, on creuse un port, et c'est les affaires.
Eminim makineler odanın diğer tarafındadır.
Tu te souviens des machines? Elles ont traversé la pièce.
Makineler alıyor.
Il achète des machines. Les affaires vont bien.
Tüm adamları topla ve elinizdeki tüm makineler hazır olsun. Oraya olabildiğince yaklaşın.
Rassemblez tous vos hommes, qu'ils s'approchent au maximum.
Uçan makineler, denizaltılar, televizyon, roketler.
machines volantes, sous-marins, télévision, fusées...
Bu bilgilerle harita masasına geçiyorum. Sonra makineler harekete geçiyor, ışıklar yanıyor ve sonucu alıyoruz.
Je transmets l'information au centre d'opérations, les rouages s'activent, les ampoules clignotent, et on a la réponse.
- Makineler stop!
- Interrompez!
- Makineler stop efendim
- Interrompu.
Makineler tam hız!
En avant toute!
Bütün makineler, standart.
En avant, toute. Descendez à 35 mètres.
Bütün makineler, standart.
En avant toute.
- Makineler hazır mı? - Elimizden geleni yapıyoruz, efendim.
Les moteurs tournent?
- Neden gidip biraz bandaj yapmıyorsunuz? - Makineler hakkında ne biliyorsunuz ki?
Qu'est-ce que vous y connaissez à la mécanique?
Çürümeye terk edilenlerse yaşadığı mekan ve kullandığı makineler...
Un fragment infinitésimal de la vie d'un homme. Abandonné, son abri de fortune.
Makineler!
Des machines?
Uçan makineler yok! Bomba yok! Savaş yok!
Il n'y a plus de machines volantes, de bombes, de guerres!
Harekete geçiyorsun artık, pürüzsüz. Tıpkı hassas çalışan makineler gibi.
Tu avances, tout en douceur, comme une machine de précision.
Bu garip makineler ne için.
A quoi servent ces machines?
- Makineler dursun. Dümeni al.
- Arrêtez les moteurs!
- Dur. Makineler dursun.
- Arrêtez les moteurs.
- Makineler dursun.
- Arrêtez les moteurs!
Makineler dursun.
Arrêtez les moteurs!
Bütün makineler öyle.
Il en est ainsi pour toutes les machines.
Böylece bütün makineler duracaktır.
Les machines stopperont et tout le monde suivra.
Makineler durduğu an herkes evine.
Toutes les machines s'arrêtent.
Seni arıyorduk ama şu makineler yakaladı.
Nous étions en train de te chercher et ces machines nous ont attrapés.
Biliyorum, biz de makineler yapıyoruz, korkunç makineler, fakat...
Je sais que nous construisons des machines horribles, mais...
Sadece bir tane. Makineler bozuldu.
Un seul... les rotatives nous ont lâchés.
Ağaçlar, keşişler, makineler!
les arbres, les moines, les machines...
Bizim yerimizi makineler alacak.
Après nous, les machines.
Bu makineler sürekli olarak dünyanın her tarafından sinyal alıyorlar.
Ces machines reçoivent des informations du monde entier.
Açıkçası bu makineler beni çok korkutuyor.
A dire vrai, ces machines me font peur.
Makineler aksiliklerle başa çıkmak üzere tasarlandı.
Les machines sont conçues pour répondre à des situations.
Makineler insanlar tarafından yönetiliyor.
Les machines sont contrôlées par des hommes.
Sorun şu ki, makineler çok hızlı... çok karmaşıklar... hataları çok güç algılanıyor... ve bu sıklıkta, hiçbir insanoğlu... bir makinenin doğruyu mu yanlışı mı söylediğini bilemez.
Mais les machines vont si vite... elles sont si complexes... leurs erreurs si subtiles... que très souvent, l'homme ne sait pas... si la machine ment ou pas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]