English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ M ] / Mutlusun

Mutlusun translate French

551 parallel translation
Mutlusun.
Tu es heureux.
- Mutlusun, değil mi?
- Tu es heureuse, non?
Ve şimdi gerçekten çok mutlusun.
Tu es content? Ton honneur est sauvé.
Mutlusun, değil mi?
Tu es heureux?
Burada yalnız yaşamaktan tamamen mutlusun?
Vous êtes vraiment heureux, ici, tout seul?
Evde olmaktan mutlusun, değil mi Jane?
Heureuse de rentrer?
Bilmiyorum. Doğru, çünkü mutlusun.
Oui, puisque vous êtes heureuse.
Artık mutlusun değil mi?
Tu es heureuse, maintenant?
Burada çok mutlusun, değil mi?
Vous êtes heureuse ici?
Mutlusun değil mi?
Tu es heureux, n'est-ce pas?
Demek çilekleri toplarken mutlusun.
Tu es contente d'en cueillir.
Onunla ve çocuğunla birlikteyken mutlusun ama biliyorum ki bugün de tam şu anda birlikte mutluyuz.
Vous êtes heureuse avec lui et la petite. Mais... Mais aujourd'hui, en ce moment, nous sommes heureux d'être ensemble.
Ölüm döşeğinde yapılan itiraflar gibi huzurlu ve mutlusun değil mi?
Une chance inouïe qu'ils aient pu confesser avant de mourir!
- Jim, bugünlerde kendinle oldukça mutlusun değil mi?
Jim, les choses vont plutôt bien pour toi en ce moment.
Umurunda mı sanki? Bir samuray olmaktan çok mutlusun.
Sois fier d'être devenu samouraï à un tel prix!
- Sen yanlış nedenlerden mutlusun. Yalnız ve sefil olmakla eşdeğer, daha beter olmasıysa cabası.
Pour les mauvaises raisons, alors!
- Mutlusun, değil mi? - Sen mutluysan ben de mutluyum.
- Naturellement, elle est heureuse.
- Mutlusun, değil mi? - Evet.
Tu es content, non?
Sen de mutlusun, değil mi Doktor?
Toi aussi, tu es content?
Asker olarak daha mi mutlusun sanki?
Ça t'a rendu plus heureux d'etre soldat?
- Neden bu kadar mutlusun?
- Tu as l'air gai.
- Mutlusun, değil mi?
- Vous êtes heureuse?
Çok mutlusun.
Vous êtes très heureuse.
Mutlusun.
Vous êtes heureuse.
Neden bu kadar mutlusun?
Tu parais content.
- Çok mutlusun.
- Quelle humeur!
Ne kadar da mutlusun... oysa yanı başında bugün öldürülen iki kişi yatıyor.
Vous rigolez. Là, il y a deux hommes morts, assassinés aujourd'hui.
Neden? Neden mutlusun?
De quoi te réjouis-tu?
Bir şey oluyor. Neden böyle mutlusun?
Pourquoi es-tu si gaie?
Neden bu kadar mutlusun?
De quoi es-tu si content?
Neden mutlusun?
De quoi es-tu heureuse?
- Çok mutlusun.
Si heureux que ça?
Burada onlardan daha mutlusun.
Tu es plus heureux qu'eux.
Mutlusun!
Tu es heureux!
Çok mutlusun.
Vous semblez en pleine forme.
Burada olduğum için mutlusun.
Que vous êtes heureuse que je sois là.
- Mutlusun, değil mi Tony?
- Tu es heureux, Tony?
- Niye bu kadar mutlusun?
- Tu es bien guilleret.
Neden bu kadar mutlusun?
Pourquoi t'as l'air si content?
Artık cennette mutlusun ve yerini başka bir asker aldı ve sen huzur içinde uyurken, dur durak bilmeden trompet çalıp,... senin işini yapacak.
Tu es heureux au Paradis, et un autre soldat a pris ta place. Il fera ton travail, il frappera sur ton tambour sans tré ve ni répit, pendant que tu reposes en paix. Amen.
Özgür olduğun için mutlusun ha?
Contente d'être libre?
Neden bu kadar mutlusun?
Tu trouves ça drôle?
- Peki neden bu kadar mutlusun?
Qu'est-ce qui te rend si joyeux?
Çünkü mutlusun.
C'est parce que tu es heureux.
Karınla mutlusun, sağlığın yerinde, sorunun yok.
Tu es heureux avec ta femme, tu es en bonne santé, tout va bien.
Mutlusun, değil mi?
Vous etes heureuse n'est-ce pas?
Genç kalmak için daha çok sevişen kadın. Ve eğer gençsen mutlusun.
Qui fait souvent l'amour, dit-on, reste jeune.
Neden bu kadar mutlusun?
Tu es si content de toi?
- Neden mutlusun? - Paris'e yola çıkıyoruz.
Mes valises!
- Çok mu mutlusun?
Très heureux?
Çok mutlusun.
- Pourquoi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]