Onunla hiç tanışmadım translate French
152 parallel translation
Onunla hiç tanışmadım.
Je ne le connais pas.
Hayır, onunla hiç tanışmadım.
Non, je ne l'ai jamais vu.
- Bir şey diyemem onunla hiç tanışmadım müfettiş.
Je ne peux rien en dire, je ne l'ai jamais rencontré.
Onunla hiç tanışmadım, Bay Pike ama sürekli sizleri izledim.
Je ne l'ai jamais rencontré, M. Pike, mais j'ai l'impression de le connaître.
Onunla hiç tanışmadım.
Je ne l'ai jamais rencontré.
Birisinin, Davy Jones ve The Monkees'in yarattığı etkiyi sürdürmesini istediler. Onunla hiç tanışmadım. Ama birbirimize çok benzediğimizi sanmıyorum.
On a à coeur de montrer à tout le monde, aux fans de Star Trek, l'envers du décor.
Ama neden böyle yapıyor ki? Ben onunla hiç tanışmadım.
Alors, c'est avec moi.
Cross, Zharkov gibi birisini tanıyor ama işte "onunla hiç tanışmadım" dediği Raymond Hussein ile Paris'te.
Cross connaissait des types comme Zharkov mais... Lø, il est avec Raymond Hussein ø Paris, qu'il dit n'avoir jamais rencontré.
- Onunla hiç tanışmadım. - Merak etme.
On ne s'est jamais vus.
Karın... Onunla hiç tanışmadım.
Ta femme, je ne l'ai jamais vue.
Onunla hiç tanışmadım. Kimse benim gibi bir adamı sevemez, hatta sevmemeli.
Des comme moi, on ne les aime pas, on ne doit pas les aimer.
Hayır, onunla hiç tanışmadım.
Non, je l'ai jamais rencontré.
- Öyle ama, onunla hiç tanışmadım. - Hayvanları korumayla pek alakam yok.
La protection des animaux, c'est du bidon.
Onunla hiç tanışmadım.
Je l'ai jamais vue.
Açıkçası onunla hiç tanışmadım. Daha önce adını hiç işitmedim. Birdenbire, hiç sebep yokken ortaya çıkıverdi ve bana İngiltere'ye geldiğini ve ilgimi çekebilecek bir şeyler bildiğini söyledi.
À moins que l'assassin soit un illusionniste et qu'il ait dissimulé des dispositifs sur la route,
Onunla hiç tanışmadım, ama çok kişilikli ve saygıdeğer bir adam olduğunu duydum. Evet. Eminim, o da sizinle tanışmak isterdi.
On m'a dit que c'est un homme honorable qui inspire le respect.
Onunla hiç tanışmadım.
Je ne l'ai pas connu.
Onunla hiç tanışmadım.
Connais pas.
Özür dilerim, ama onunla hiç tanışmadım.
Pardonnez-moi. J'ai répondu comme ça à l'audition, mais en fait, je ne l'ai jamais rencontré.
- Onunla hiç tanışmadım - ---
avec un type par e-mail. Je l'ai jamais vu.
- Onunla hiç tanışmadım.
- Je l'ai pas connu.
Onunla hiç tanışmadım ama onu tanıdığımı düşünüyorum.
Je ne l'ai jamais vu, mais j'ai appris à le connaître.
- Aslında onunla hiç tanışmadım.
- Je ne l'ai jamais rencontré.
Onunla hiç tanışmadım. Dan biliyordu.
Je ne le connaissais pas mais Dan oui.
Aslında onunla hiç tanışmadım. Sadece eski fotoğraflarını gördüm.
Je ne l'ai jamais vu, seulement en photo.
Onunla hiç tanışmadım bile.
Je ne l'ai jamais rencontré.
Onunla hiç tanışmadım.
Je l'ai pas vraiment connue.
Onunla hiç tanışmadım.
- Je l'ai jamais vu.
Bilmiyorum. Onunla hiç tanışmadım.
Je ne sais pas, je ne l'ai jamais rencontré.
Bilmiyorum, onunla hiç tanışmadım.
Je sais pas, je l'ai jamais vu.
Onunla hiç tanışmadım.
Je l'ai jamais vu.
Onunla hiç tanışmadım, ama..... muhtemelen bir çeşit Mayan eczacıydı.
Je ne l'ai jamais connu, mais il était censé être un shaman maya.
Onunla hiç tanışmadım!
- Il y a une chose que vous me cachez.
Onunla hiç tanışmadım.
Jamais rencontré.
- Onunla hiç tanışmadım.
Je l'ai jamais rencontré, moi.
Size yardımcı olamam, Komiser. Bayan Baker'i tanımıyorum. Onunla hiç tanışmadık.
Je ne peux pas vous aider, je ne connais pas Mlle Baker.
Onunla hiç tanışmadım.
Je ne l'ai jamais vu.
Onunla hiç tanışmadım.
- Je l'ai jamais rencontrée.
Onunla niçin hiç tanışmadım?
Je ne le connais pas. Pourquoi? Il a appelé.
Hiç Joey ile tanışmadım. Nasıl onunla tanışmadım?
Pourquoi je ne l'ai pas rencontré?
Açıkçası onunla hiç tanışmadım.
Je ne l'ai jamais rencontré.
Onunla daha önce hiç tanışmadım.
Je le connais pas.
Bir makaleyi beğendiğini söylemek için aramıştı ama onunla hiç tanışmadım.
Jamais rencontrée.
Bir idareci olarak, aslında onunla bizzat hiç tanışmadım.
En tant que recteur, je ne l'ai jamais rencontrée.
Babam da hiçbir fikri olmadığını, onunla hiç tanışmadığını söylemişti.
Mon père m'a dit qu'il n'en savait rien... qu'il ne l'avait pas connu. Ils étaient dans cette firme...
- Bir dakika, sen hiç tanışmadın mı onunla?
Et l'autre mec, tu le connais?
Hayali aklımda, ama onunla daha önce hiç tanışmadım.
J'ai une image, mais je ne l'ai jamais vue.
Onunla hiç tanışmadınız mı?
Vous ne l'avez jamais vu?
Ben neden onunla hiç tanışmadım?
- Pourquoi je l'ai jamais rencontré?
Onunla hiç tanışmadın mı?
Mon père était un vrai charmeur.
Sanırım yeni olduğun için onunla hiç tanışmadın, ama onu severdin.
Tu ne l'as jamais rencontré parce que tu es nouvelle, mais tu l'aurais adoré.
onunla 141
onunla konuşmak istemiyorum 23
onunla git 84
onunla yattın mı 71
onunla konuştun mu 89
onunla tanışmak ister misin 19
onunla kal 64
onunla evlenecek misin 25
onunla evlenmek istiyorum 29
onunla evleneceğim 45
onunla konuşmak istemiyorum 23
onunla git 84
onunla yattın mı 71
onunla konuştun mu 89
onunla tanışmak ister misin 19
onunla kal 64
onunla evlenecek misin 25
onunla evlenmek istiyorum 29
onunla evleneceğim 45