Ortagı translate French
11,935 parallel translation
Ortağını mı?
Ta partenaire?
Miller'ın ortağı da dört gün önce kaybolmuş.
Le partenaire de Miller a disparu il y a quatre jours.
Ortağın kaybolduysa belki o da Booth'la birlikte tutuluyordur.
Si votre partenaire est porté disparu, il peut être retenu prisonnier avec Booth.
Çoktan ortağının öldüğünü bilmiyorsan tabii.
Sauf si vous savez déjà que votre partenaire est mort.
Ortağın para için iyi ajanları öldürülmeye niyetli bir hain.
Votre partenaire est un traître, prêt à laisser de bons agents mourir pour de l'argent.
Ortağının evinin adresine ihtiyacım olacak.
Je vais avoir besoin de l'adresse de votre partenaire.
Yani ortağın o kadar da kötü biri olmayabilir.
Alors il semble que votre partenaire ne soit pas si mauvais après tout.
Yani ortağın takip ediliyormuş.
Donc, votre partenaire était suivi.
Ajan Miller, Ajan Bannerman'ın ortağı.
L'agent Miller est le partenaire de Richard Bannerman.
Belki de sen ortağını sandığın kadar iyi tanımıyorsundur.
Peut-être que vous ne connaissiez pas votre partenaire aussi bien que vous le pensiez.
Bana kalırsa Ajan Miller Bannerman'ın yalnızca ortağı değilmiş.
Il me semble que l'agent Miller n'était pas que la partenaire de Bannerman.
- Ortağımı öldürdün.
Vous avez tué mon partenaire.
- Ortağımı traksiyon tedavisine soktun.
T'as mis mon partenaire en traction.
Tüm o parayı üç gün sonra babasının eski ortağına gönderecekti.
Il a annulé le transfert tout cet argent à l'ex-partenaire de son père dans 3 jours.
- Daha çok suç ortağı.
Plus comme une complice?
Sicilinde tekne hırsızlığı ve silahlı soygun bulunuyor ve FBI'daki dosyasına göre işlerini kimliği belirsiz suç ortağıyla yapmayı seviyor ortağı da aradığımız hırsızın eşkaline tam uyuyor.
Elle a un casier judiciaire avec vol de bateau et vol à main armée, et, d'après les documents que le FBI possède sur elle, elle aime fuir avec un complice non identifié qui correspond à la même description que notre gars.
O zaman ortağı tabloyu çalarken Patterson da müzede bir yerde saklanıyor.
Donc Patterson se cache quelque part dans le musée pendant que son associé vole la peinture.
Belki birlikte çalıştığı suç ortağını da buluruz.
... j'ai peut-être trouvé un complice avec lequel il fait équipe.
Bir ortağı var.
Il a effectivement un partenaire.
Peki, ortağı Laura'nın başında takasın gerçekleşip gerçekleşmediğini duymayı bekliyor.
Donc le partenaire retient Laura, attendant que la transaction soit effectuée.
Tahminimce bir suç ortağı var.
Je pense qu'il avait un complice.
Eğer bir ortağım olacaksa gelip neyle uğraşacağımı göreyim istedim.
Je me suis dit que si je devais avoir un nouveau partenaire, autant voir dans quoi je me lançais.
Sen ve ortağın.
Vous et votre partenaire.
Ortağının kulak kılları gözümün önünde büyüyor.
Et ton partenaire a des poils aux oreilles d'après ce que je vois.
Bracken'nın ortağı ile çalışıyor,
Il travaille pour un partenaire de Bracken,
Bu da seni suç ortağı yapar ve de seni tekrar Halawa'ya gönderme hakkım var.
Ce qui fait de vous un complice, et me donne le droit de vous renvoyer à Halawa.
Ve o silahlardan biri bir cinayette kullanıldı ki bu da seni suç ortağı yapar.
Et une de ses armes a été utilisé pour un meurtre, ce qui fait de vous un complice.
Yani suç ortağıydı, cinayeti başkası mı işledi?
Il était complice, quelqu'un d'autre l'a tué?
Ortağından iki tane olduğunu bir hayal etsene.
Vous vous imaginez deux Sherlocks?
Ortağım bana çiçek verdikten sonra ona saygısız davrandım.
J'ai un peu snobé mon partenaire après qu'il m'ait offert des fleurs. Il s'est peut être senti insulté.
Bu kim? Yeni ortağın mı?
Un nouveau partenaire?
- Uzun zaman önce bir iş ortağım vardı.
Il y a longtemps, j'avais un associé,
Claxion'un kurucu ortağı sen misin?
Vous avez co-fondé Claxion?
Bu da ortağım...
Voici mon partenaire...
Bu ortağın Ajan Walsh olmalı değil mi?
C'est sûrement votre partenaire, agent Walsh, c'est ça?
Ortağındı değil mi?
Elle était votre partenaire?
- Ortağını vurdun.
- Tu as tiré sur ton partenaire.
Dostum senin tersine ben ıskalamak için ateş ediyordum, sense ortağını kıçından vurdun.
Je visais à côté, contrairement à toi mon pote, qui a tiré dans les fesses de son coéquipier.
Evet, bu açıklıyor... ortağı uzaktan treni kontrol ederken o da altını çalar.
Ça a du sens, il vole l'or pendant que ses partenaires contrôlent le train à distance.
Treni kontrol eden ortağın kim?
Qui est votre partenaire qui contrôle ce train?
Onu ortağının ismini öğrenmek için Sleepaway Camp'a gönderiyorum.
Je l'envoie au camp de sleepaway pour qu'il nous donne le nom de son partenaire.
Ortağımın adı Aldo!
Mon associé est Aldo!
Charlie Volkens'in tanınan bir ortağını öldürmek.
- C'était votre plan?
Muhtememelen yaptığın şey bu fakat senin kürklü ortağın asla çevirmeye zahmet etmedi!
T'as dû le faire, mais ton copain à poils m'a pas donné la traduction.
Ben de ortağımı kaybettim.
Je perdais un partenaire aussi.
Eski ortağına olanlar için üzgünüm.
( rires ) Je suis désolé pour votre ancien partenaire.
Schultz futbolculara şantaj yapıyormuş, sence ortağı da işin içinde mi? Bilmiyorum.
( Jane ) Donc, Schultz était chanter le joueur de football, alors pensez-vous de son partenaire était dans le coup aussi?
Ortağım vuruldu.
Mon coéquipier a été touché.
Ortağına dikiş atıldı.
Son partenaire est à la suture.
Belki de Tom'un ortağını buraya getirmeliyiz.
Peut-être devrions nous amener son partenaire juste à coté de lui.
O benim ortağım.
Il est mon partenaire.