Oturur musun translate French
331 parallel translation
Şuraya oturur musun?
Asseyez-vous là-bas, voulez-vous?
Oturur musun? Evet.
Voulez-vous vous asseoir?
Şuraya oturur musun babalık?
Voulez-vous vous asseoir par ici, grand-père?
Oturur musun?
Reste assis!
Kay, bir dakika oturur musun.
Kay, assieds-toi une minute.
Mesela... ben evlenmeden önceki gece yanımda oturur musun?
Par exemple, la veille de mon mariage, resterez-vous avec moi? - Allez-vous vous marier?
- Biraz oturur musun?
Vous voulez vous asseoir?
Bir dakika. Biraz oturur musun lütfen?
Asseyez-vous.
Edgar, bir saniye oturur musun?
Asseyez-vous donc une seconde.
Oturur musun?
Tu veux t'asseoir là!
- Biraz yanımda oturur musun? - Elbette.
Peux-tu t'asseoir là un moment?
Burada oturur musun?
Assieds-toi là?
Gelip biraz benimle oturur musun?
Viens t'asseoir avec moi une minute.
Oturur musun Sam, lütfen?
Asseyez-vous.
- Şimdi oturur musun?
- Mais asseyez-vous donc.
- Oturur musun?
- Asseyez-vous.
Bir dakika oturur musun?
Assieds-toi une minute.
Lütfen oturur musun?
Asseyez-vous.
Lütfen oturur musun!
Asseyez-vous!
- Oturur musun peki?
Vous asseoir, alors?
Dik oturur musun, lütfen?
Asseyez-vous, mademoiselle.
Buraya dönüp oturur musun?
Je suis pas fou! Tourne-toi et assieds-toi. Allez!
Şuraya oturur musun?
Asseyez-vous.
Lütfen, oturur musun?
Assieds-toi, s'il te plaît
Oturur musun Cheswick!
Assis, Cheswick!
Oturur musun!
Bien sûr. Mais assieds-toi.
Oturur musun şuraya?
Assieds-toi donc, mon bon monsieur.
Laker, şu tarafa oturur musun?
Laker, asseyez-vous là-bas.
Oturur musun, lütfen. Aynaya bak. Sana Humphrey Bogart gibi mi görünmeye başladım?
Tu trouves que je commence à ressembler à Bogart?
Lütfen... oturur musun?
S'il vous plaît,... asseyez-vous.
- Vitya, oturur musun?
- Voilà ta place.
Lütfen bu bayın karşısına oturur musun?
Voulez-vous vous asseoir... ici, en face de ce gentleman?
Pekala. Şu sandalyeye oturur musun?
Asseyez vous sur cette chaise.
- Mick, masaya oturur musun?
- Tu peux t'asseoir sur la table?
Bizimle oturur musun?
- Tu veux t'asseoir avec nous?
- Oturur musun Ernie?
- Ernie, voudrais-tu bien t'asseoir?
- Şuraya oturur musun?
- Assieds-toi là.
Gelip buraya oturur musun, lütfen.
Viens là, s'il te plaît.
Bir dakika oturur musun?
Tu veux t'asseoir deux secondes?
Ve bu... Lütfen gelip şöyle oturur musun?
Venez donc vous asseoir à côté de moi.
Watson! Oturur musun?
Watson, asseyez-vous.
Jerry, oturur musun? .
Jerry, assieds-toi!
Allah aşkına oturur musun. Neyin var senin?
Assieds-toi, bon sang, c'est quoi ton problème?
Şimdi oraya oturur musun?
Maintenant, veuillez vous asseoir.
Lütfen oturur musun?
Assieds-toi, veux-tu?
Şöyle oturur musun?
Asseyez-vous, je vous prie.
- Lora Mae, şuraya oturur musun lütfen?
- Viens t'asseoir.
- Lütfen oturur musun?
- Assieds-toi! - Lâche-moi!
Oturur musun Mace?
Assieds-toi!
Oturur musun?
Assieds-toi.
- Başka bir yere oturur musun?
Ça vous dérangerait de vous asseoir ailleurs?