English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ S ] / Sabaha

Sabaha translate French

3,540 parallel translation
Federaller kayıtların sabaha hazır olacağını söylüyor ama almak için kumarhaneye bizim gitmemiz gerekiyor.
Les fédéraux disent que les disques de surveillance seront prêts dans la matinée, mais nous devons ramener nous-mêmes nos fesses au casino pour les récupérer.
Sabaha Dominik Cumhuriyeti'nde olabiliriz.
Nous pouvons etre en République dominicaine au lever du soleil.
Bu akşam sarayı terk ediyorsun. Sabaha da Basra'dan ayrılmış ol.
Vous allez quitter le palais ce soir, soyez partis de Basra à l'aube.
Eğer acele edersek sabaha Napa'da olabiliriz.
En se dépêchant, on sera à Napa dans la matinée.
Daha sabaha epeyce var.
C'est presque le matin.
* Sabaha kadar uyumayalım bu gece *
♪ Let's stay up all night ♪
Eğer devam edersek sabaha Emmet'i bulabiliriz.
On ne peut pas rester ici. En se dépêchant, on pourrait trouver Emmet d'ici l'aube.
Saat 6'yı geçti. Yarın sabaha kadar mahkemeye çıkaramazlar.
Il ne comparaîtra pas avant demain matin.
Yarın sabaha bir ultrason ayarlarım. Bir arkadaşım var.
Je peux mettre en place une échographie pour demain matin, à la première heure- - J'ai un ami.
Eğer devam edersek sabaha Emmet'i bulabiliriz.
En se dépêchant, on pourrait trouver Emmet d'ici l'aube.
Bu insanlar bitmez tükenmez işkencelere maruz kaldılar. Gün boyu süren gece de sabaha karşı 3'e, 4'e kadar devam eden... 1000. işkencelerin ardından bir paçavraymışçasına hücrelerine atıldılar.
Ce sont des gens qui ont enduré d'interminables séances de torture toute une journée, toute une nuit, jusqu'à 3 h, 4 h du matin.
Sabaha kadar kalabileceğini söyledim.
J'ai dit que tu pouvais rester une nuit, c'est tout.
- Evet, sabaha salınacak.
- Oui, je le relâcherai au matin.
Müzeden çıktıktan sonra sabaha dek orada oturuyorlar.
Certains sortent du musée le soir et restent assis devant jusqu'au lendemain matin.
♪ Hadi sallayalım sabaha kadar ♪
♪ Let's keep it rockin till daylight ♪
Sabaha kadar gitmiş olabilir.
Il pourrait être parti au matin.
- Bu eleme cidden çok farklıydı, çünkü yarışmacılar sabaha kadar bu anı beklediler.
Ces castings ouvert sont impressionnant car les enfant attendent Toute la nuit pour auditionner
Sabaha hepsini konuşuruz.
On s'occupera de tout ça demain matin.
Şu anki durumdan daha kötü tek şey Randal McCoy'un seni sabaha karşı kızıyla görmesi olur.
La façon de rendre cette situation désagréable pire pour Randall McCoy est de te voir avec sa fille avant l'aube.
Sabaha kadar kasabadaki herkes öğrenecek.
Toute la ville sera au courant d'ici demain matin.
Sabaha bu işi hallederiz.
On le fera dans la matinée.
Sabaha görüşürüz.
Je te verrais demain matin.
Sabaha görüşürüz.
On se voit demain matin.
Bu şerefsizi sabaha yollarım.
Je transfère cet enfoiré demain matin.
Pekâlâ, sabaha görüşürüz.
Très bien, on se verra demain matin. Ce n'est pas vrai.
- Sabaha arabam orada olur mu?
Hey, tu penses que ma voiture sera toujours là?
Miami'de sabaha kadar parti yaptığım zamanlar sanki dünmüş gibi geliyor.
On dirait qu'hier encore, je faisais la fête à Miami.
Onun için sabaha kadar kayıp olduğundan bihaberdim.
Je ne me suis pas aperçue de son absence avant ce matin.
Çok uzun zamandır biz olmamdan dolayı, ben olmayı unuttuğumu farkettim, sabaha kadar uyumadan, yapmak istediğim şeyleri yazdım.
Je réalise juste que je me suis tellement occupé de nous que je m'en suis moi-même perdu de vue, donc je suis resté debout toute la nuit et j'ai fais une liste de choses, qui euh... que je souhaite faire et l'une est mourrante
Sabaha.
Dans la matinée.
Sabaha, söz veriyorum.
Dans la matinée, promis.
Neden sabaha kadar bekleyelim, değil mi?
Pourquoi attendre jusqu'au matin, n'est-ce pas?
Sabaha görüşürüz.
À demain.
Sabaha hareket etmemiz gerekiyor.
On doit partir à l'aube.
Sanıyorum benimle konuşmak istediğiniz konu sabaha kadar bekleyemez?
Ce que vous devez me dire ne peut pas attendre demain?
Sabaha insanın aklı tamamen netleşir.
Les idées seront certainement plus claires au matin.
Sabaha kadar bekleyemedim.
Je ne pouvais attendre jusqu'au matin.
Ve yeteneklerim, alıştıklarına benzemiyorsa, Sabaha kalmadan teklif eder.
Et si mes pouvoirs sont comme avant, il a pu faire sa demande dans la matinée.
Sabaha kadar yanında kalırım çünkü iyi bir adam olduğumu düşünmeni isterim.
Je resterais jusqu'au matin, parce que j'aime penser que je suis un mec bien.
Sabaha kadar Boston'a gitmem gerekmiyor
Tu sais, je n'ai pas besoin d'aller à Boston avant demain matin.
Belki bir gün de kahvaltı ederiz. Yarın sabaha ne dersin?
- Pourquoi pas demain matin?
Yarın sabaha görüşmek için ayarlamaları yap. Çocuklarla Sarah Latham hakkında ne diyeceğimizi düşünmeliyiz.
Met moi sur ton agenda dans la matinée pour trouver comment allons nous en parler aux garçons à propos de Sarah Latham.
Lionel Richie'nin sözleriyle sabaha kadar.
Comme dit Lionel Richie... " All Night Long.
- Sabaha ilk iş...
Première chose le matin.
Eğer arızalar artarsa sabaha doğru ölmüş olur.
Si des complications surviennent, il pourrait être mort le lendemain matin.
- Claude - Bu gece kalabilirsiniz. Ama sabaha gitmenizi istiyorum.
Vous pouvez passer la nuit ici, mais je vous veux partis, demain matin.
Yarın sabaha kadar olay mahallini incelemeyi bitiremem.
J'ai pas le temps d'examiner la scène de crime avant demain matin.
Sabaha tek bir tane bile Sıçrayanın sağ çıktığını görmek istemiyorum.
Je ne veux aucun de ces fumier de Skitter en vie demain matin.
Sabaha izleri takip ederiz.
On repartira à l'aube.
- Sabaha kadar vaktin var.
- Tu as jusqu'au matin.
Sabaha kadar.
Toute la nuit.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]