Sabah oldu translate French
747 parallel translation
Sabah oldu.
Puis ce fut l'aube.
Yarın sabah oldu. Yarın öğlen, daha doğrusu.
Je vous annonce qu'il est midi.
Biliyorum ama sabah oldu ve geri döneceksin seni uzun süre göremeyeceğim.
Je sais, mais c'est presque l'heure que tu repartes et je ne vais pas te revoir pendant longtemps.
Evet, her şey bu sabah oldu.
Oui, c'est arrive ce matin.
Sabah oldu.
C'est le matin.
Uyanın, sabah oldu.
Debout, il fait jour!
Sabah oldu değil mi?
C'est le matin, pas vrai?
Neredeyse sabah oldu.
C'est presque l'aube.
Hemen kötü görünmez ama sabah oldu mu, yüzün benimki gibi olur.
Ce n'est pas encore trop mal, mais demain ton visage sera comme le mien.
Franz, uyan. Sabah oldu.
Franz, réveille-toi, c'est le jour.
Neredeyse sabah oldu. Alicia'yı sorduğunuzda Brown sinirlendi mi?
Brown était furieux que vous lui parliez d'Alicia?
Georgie, kalkma zamanı, sabah oldu!
- Debout, Jirka! C'est le matin!
- Sabah oldu.
- C'est l'aube.
Sabah oldu. Kalkma vakti.
C'est l'heure de se lever.
- Yarın sabah oldu bile.
C'est déjà demain matin.
Şu anda iyiyim ama, çok gergin bir sabah oldu doğrusu.
Mais ca avait mal commencé.
Bekledim. Sabah oldu ama hâlâ yoktunuz.
J'ai attendu, le jour s'est levé et vous ne reveniez pas.
Sabah oldu, gitmeliyim.
C'est le matin. Je dois y aller.
Ama sabah oldu. Saat sabahın tam 3 : 00'ü.
Sachez qu'il est trois heures du matin.
Ama sabah oldu. Durum farklı.
Ce matin, c'est différent.
Sabah oldu.
Mais c'est le matin.
Sabah oldu diyorsun.
Ah, parce que c'est le matin?
Sabah oldu.
Il fait jour.
Akşam oldu, sabah oldu ; birinci gün oluştu.
Et il y eut un soir, et il y eut un matin :
Akşam oldu, sabah oldu ;
Et il y eut un soir, et il y eut un matin :
Sabah oldu mu?
C'est déjà le matin?
Bu sabah yeterince şaka yapan oldu zaten.
On m'a fait assez de blagues ce matin.
- Sabah mı oldu?
C'est le matin?
Sabah oldu.
C'est l'aube.
Jane'den bu sabah haber alan oldu mu?
Quelqu'un sait comment va Jane?
Bir meslektaşla keyifsizce konuşma cüreti göstermezdim ama bu sabah beni huzursuz eden bir konuşma oldu.
- Je n'aime pas dire du mal d'un de mes confrères, mais j'ai eu ce matin une conversation avec lui qui m'a fâcheusement impressionné.
- Geç oldu. Sabah geri gelirsin.
- Il se fait tard, reviens demain.
- Sabah oldu, Lemani.
C'est le matin, Lemini.
Evet, biliyorum, geç oldu ve hepimiz yorgunuz... ve aşkam yemeğine gitmek istiyoruz... bu yüzden yarın sabah ilk iş devam ederiz.
Il est tard, je sais. Nous voulons tous rentrer dîner. Nous reprendrons demain.
Lee bu sabah Appomattox'ta teslim oldu.
Lee s'est rendu á Appomattox ce matin.
- Herbert... Bu sabah büyük bir tartışma oldu.
Fallait-il, ou non, offrir un petit verre?
Bak Mildred, geç oldu ve ben yorgunum üstelik sabah erken kalkmalıyım.
Écoutez, il est tard et je suis fatigué. Je dois me lever tôt.
Biliyor musun, bu sabah çok tuhaf bir şey oldu.
Tu sais, il m'est arivé un truc bizarre ce matin...
Bu sabah ne oldu?
Et ce matin?
Bir sabah, Bayan Salazar grev gözcüsü oldu!
Un jour, Mme Salazar a rejoint le piquet de grève.
- Ne oldu? Sabahın yedisinde yaşlı anneni ziyaret ettiğine göre...
- Qu'est-il arrivé pour que ma fille vienne me voir à sept heures du matin!
Çok geç oldu. Eğer bu konuda konuşmazsanız yarın sabah Harry'i tertemiz gömeriz. En akıllıca olanı bu.
Du reste, il est très tard et si vous n'en dites rien... nous remettrons Harry propre et net demain matin où nous l'avons trouvé... et personne n'y verra rien.
Ve bu sabah okyanusun derinliğinde bir patlama oldu.
Le matin où il y a eu cette explosion, il effectuait une plongée sous-marine.
Bu sabah hiç avukatım yoktu ama şimdi üç tane birden oldu.
En une matinée, j'ai gagné trois avocats.
Noel sabahında ne oldu? Bu mantıklı mıydı?
Ce qui est arrivé à Noël, était-ce rationnel?
Bu sabah kocamış filin sırtına binip evime geldiğinizde insanlar onu coşkuyla karşıladılar. Bu arada taş atanlar oldu. Yeni arabamı çizdiler.
Quand vous êtes venu chez moi ce matin, sur ce vieil éléphant... les passants l'ont salué tandis qu'à ma nouvelle voiture, ils ont jeté des pierres et éraflé les ailes.
Bu sabah yönetici tuvaletine neden giremediğim belli oldu.
C'est pour ça que je n'ai pas pu entrer dans les toilettes des cadres.
Ertesi sabah, Danimarka'daki bütün Yahudiler bu bandı takmak zorundaydı. Kral Christian sabah ata binmek için Amalienborg Sarayı'ndan çıktığında ne oldu tahmin et?
Le matin suivant, tous les Juifs du Danemark devaient porter ce brassard, et le roi Christian est sorti du palais pour sa promenade à cheval matinale.
Sabah mı oldu?
Bonjour?
Sabah gün doğarken oldu.
Au lever du soleil, au début de la journée.
Bir sabah evden çıktı ve, bu onu son görüşümüz oldu.
Un matin, il a quitté la maison. Nous ne l'avons plus jamais revu.
öldürdün 19
öldürecek 16
öldüreceğim 51
olduğunu biliyorum 33
öldürürüm 37
oldu bil 39
öldüğünde 37
öldürür 25
öldürmek 62
öldürülmüş 50
öldürecek 16
öldüreceğim 51
olduğunu biliyorum 33
öldürürüm 37
oldu bil 39
öldüğünde 37
öldürür 25
öldürmek 62
öldürülmüş 50
öldük 27
oldu o zaman 19
öldürecekler 16
olduğun yerde kal 516
öldürdüm 50
öldürüldü 143
öldün mü 25
oldu bitti 17
öldür beni 219
oldu bile 25
oldu o zaman 19
öldürecekler 16
olduğun yerde kal 516
öldürdüm 50
öldürüldü 143
öldün mü 25
oldu bitti 17
öldür beni 219
oldu bile 25