English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ S ] / Sarhoştu

Sarhoştu translate French

718 parallel translation
Sarhoştu ve kompartımanında, boyalı bebeklerinden biriyle sevişiyordu.
Il était soûl et flirtait avec une cocotte dans un des wagons.
Sadece sarhoştu.
Mais elle buvait.
Öyle sarhoştu ki, yanlış bacağı kesiyordu.
Il était si soûl qu'il a failli me couper l'autre.
O kadar sarhoştu ki gittiğimi anlamamıştır.
Il n'a même pas remarqué mon absence.
Son gördüğümde araba kullanamayacak durumda sarhoştu.
Il était saoul, la dernière fois que je l'ai vu.
Çok sarhoştu.
Il était ivre.
Sonra onu orada uzanmış gördüm sarhoştu. Motorun çalıştığını duydum.
Alors qu'iI était là, ivre... et que j'entendis le moteur tourner...
Onlar sarhoştu, Yüzbaşı.
Ils étaient ivres.
Çok sarhoştu.
Elle était ivre.
Noel gecesi kiliseye geldiğinde, sarhoştu.
Le soir de Noël, à la chapelle, il était soûl.
Stuart hep deli gibi kıskanç biriydi. O gece sarhoştu da.
Stuart était jaloux, en plus il avait bu ce soir-là.
Sarhoştu diyorum ve bundan eminim.
Je vous dis qu'iI était soûl, je Ie sais.
- Cumartesi 11'inde. Sarhoştu.
Il est passé samedi soir, complètement ivre.
Onu yakalamakta sorun yaşamazsınız. Zilzurna sarhoştu.
Vous n'aurez pas de mal à le cueillir, il était ivre mort.
Muhtemelen Erland Amca biraz sarhoştu, kafana takma.
Oncle Erland est un peu soûl, n'y prête pas attention.
- Sarhoştu
Elle était ivre.
Sabahın beşinde eve döndüğünde sarhoştu.
Il est rentré à cinq heures du matin, soûl.
Neşeli, çekici ve genelde sarhoştu.
Il était très amusant, très charmant et continuellement saoul.
Kesinlikle sarhoştu.
Sûrement, il avait bu.
Her zaman sarhoştu. Başka erkeklerle flört ederdi.
Elle buvait, elle me trompait.
Geçen hafta eve polis getirdi. Ayakta duramayacak kadar sarhoştu.
La semaine dernière, la police l'a ramenée tellement ivre, qu'elle tombait
Arabayı kullanan kocamdı ve sarhoştu.
Mon mari conduisait. Il était soûl.
Bilirsin, Leo'nun evine gittik. Zil zurna sarhoştu.
Nous sommes allés chez Leo, elle s'est soûlèe.
Affedersin ama, körkütük sarhoştu.
Ivre mort. Pardonne-moi.
Onlar sadece sarhoştu.
Ils étaient Juste ivres.
Onların yere devirdiği adam sarhoştu.
C'est celui qu'ils dépouillaient qui avait trop bu.
Sarhoştu, oyunda hile yaptı ve doktora silah çekti.
Il était ivre, trichait aux cartes. Il a braqué Doc avec son revolver.
Lucas sarhoştu ve beni dövmeye kalktı!
- Veuillez répondre.
Buraya geldiğinde sarhoştu.
Il était déjà saoul en arrivant ici.
O sırada sarhoştu.
Il était ivre.
Roger yemek için taksiyle buraya geldiğinde zaten biraz sarhoştu.
C'est vrai, Roger est arrivé un peu éméché.
Baya sarhoştu.
il était assez éméché.
Ama annem kütük gibi sarhoştu ve farkında değildi.
J'ai tout raconté, il y a pas eu besoin de mot.
Baloda... Beni oraya götüren çocuk ayakta duramayacak kadar sarhoştu. Eve dönmek istedim.
A ce bal... mon cavalier s'enivra... et je voulus partir, mais c'était lui qui avait mon ticket de vestiaire.
Kasabayı General Cos'tan alırken savaştı,... o zaman da sarhoştu.
Il a pris cette ville du général Coz. Il s'est battu et il a bu.
Elmer Gantry sarhoştu. Ağzı laf yapan, hırçın bir sarhoş.
Elmer Gantry avait l'ivresse diserte et querelleuse.
Quint eve geç gelmişti, hepimiz yataktaydık. Geçti ve feci sarhoştu.
Quint est rentré très tard, complètement ivre.
Konu şu dün gece hakim sarhoştu.
Parce que ça se résume au fait que le juge, il était ivre, hier soir.
Az önce geçen o sarhoştu, gürdün mü?
Tu as vu? C'est l'ivrogne.
Çok sarhoştu, Alma.
Il était saoul, Alma.
Kaba bir ifade olacak ama o gece körkütük sarhoştu.
Il était, comme on dit vulgairement, fin soûl.
Sarhoştu.
Il était soûl.
Geçen gece bir partiden dönüyorduk, yine sarhoştu.
L'autre soir, on rentrait en voiture, il était soûl.
Çok sarhoştu ve bağırıyordu. Görünüşe göre karısı da bıkmış ve çocukları alıp onu terk etmişti.
Sa femme et ses enfants l'avaient quitté.
Oğlunuz sarhoştu.
II était soûl.
65 km uzakta ve sarhoştu.
Il était à 60 km et ivre-mort.
- Sarhoştu- -
Il était soûl...
Skipper sarhoştu.
Skipper était ivre.
Çok sarhoştu.
Ivre-mort.
Zil zurna sarhoştu.
Ce n'est pas vrai.
O sadece sarhoştu.
- Ivrogne?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]