Sebebini bilmiyorum translate French
221 parallel translation
- Sebebini bilmiyorum ama ağlarlar işte.
- Je l'ignore mais c'est comme ça.
Sebebini bilmiyorum.
Je ne sais pas pourquoi.
Sebebini bilmiyorum.
Je ne sais pas!
Sebebini bilmiyorum ama son zamanlarda beni çok geriyor.
Elle m'énerve ces jours-ci.
Sebebini bilmiyorum ama kadınla birlikte gitmedi.
Je sais pas pourquoi, mais il n'est pas parti avec elle.
- Üç adam. Sebebini bilmiyorum.
- Trois hommes, et je ne sais pas pourquoi.
- Sebebini bilmiyorum!
- Je ne sais pas.
Sebebini bilmiyorum ama atış yaptığımda kendimi iyi hissediyorum.
Je me sens bien quand je fais ça.
Sebebini bilmiyorum ama yalan.
J'ignore pourquoi.
Sebebini bilmiyorum. Hatırlayamıyorum.
Je ne sais plus.
Şimdi geriye dönüp baktığımda, o anki sebebini bilmiyorum ama benimle beraber Seattle'a gelmeyi kabul etti.
Au fond, je ne sais pas quelles étaient ses raisons, mais elle a accepté de venir à Seattle.
Sizi veya bu beklenmeyen ziyaretin sebebini bilmiyorum.
Qui êtes-vous? Je ne comprends rien à cette visite.
Sebebini bilmiyorum.
J'ignore pourquoi.
Uzun zaman önce Kokonoe adında bir sosyete kızı vardı. Sebebini bilmiyorum. Pudralanmış ve en iyi elbisesini giymişti.
Autrefois, une courtisane nommée Kokonoe, poudrée et vêtue avec élégance, s'est poignardée dans cette pièce, je ne sais pour quelle raison.
Şey, sebebini bilmiyorum, ama Ursua arada bir bana para verdi.
Eh bien, je ne sais pas pourquoi, mais Ursua me donnait de l'argent de temps en temps.
Sebebini bilmiyorum.
Je sais pas pourquoi.
Sebebini bilmiyorum ama içimden bir ses "Shingen öldü" diyor.
Mais j'ai encore l'impression que Shingen est mort.
Sebebini bilmiyorum. Duymak istemiyorum.
Ça m'intéresse pas, tes explications.
Sebebini bilmiyorum ama çocukluğumdan beri ondan nefret ediyordum.
Je le détestais enfant, sans savoir pourquoi.
Taşkınlığının sebebini bilmiyorum ama dün gece nerede olduğunu bilememek kadar hoşuma gitmiyor.
Ce ton me déplaît, comme il me déplaît de ne pas savoir où tu étais hier soir!
Ayının beyaz olduğunu biliyorum, sebebini bilmiyorum.
D'accord, l'ours est blanc, mais va savoir pourquoi?
Sebebini bilmiyorum.
Je ne vois pas pourquoi.
Bunu yapmanın sebebini bilmiyorum, evlat.
Qu'est-ce que je vais faire de toi?
A ) Sebebini bilmiyorum.
Primo, je ne comprends pas pourquoi.
Ama görüyorsun ki, sebebini bilmiyorum.
J'ai besoin de savoir pourquoi.
Sebebini bilmiyorum, ama solucan deliğinden geçtiğimizde, geri dönmeyeceğimi biliyordum.
J'ignorais pourquoi, mais en traversant le vortex, j'ai su que je ne reviendrais pas.
Benim de kafamı karıştıran bu. Sebebini bilmiyorum ama artık geri dönemem.
Ça, j'en sais rien, mais je me rendormirai pas.
Sebebini bilmiyorum. Ama adamın bir planı var, ve sen de buna dahilsin.
Je ne sais pas pourquoi, mais je sais qu'il a un plan, et vous en faites partie.
Hayata tutunmaya devam ediyor, sebebini bilmiyorum.
Elle s'accroche. Je ne sais pas pourquoi.
Ne kadar garip, Sebebini bilmiyorum, ne zaman annemi düşünsem, bana karda yatan bir kuş gibi görünür.
Comme c'est étrange, je ne sais pourquoi, à chaque fois que je pense à ma mère, elle m'apparaît comme un oiseau gisant dans la neige.
- Evet yattım, ama sebebini bilmiyorum.
J'étais en prison, mais je sais plus pourquoi.
- İlgilendirme sebebini bilmiyorum.
Je ne vois pas pourquoi.
Sen sormadan ben söyleyeyim, sebebini bilmiyorum.
Et ne me demandez pas pourquoi, je ne le sais pas.
Sebebini bilmiyorum. Evreni kızdıracak hiçbir şey... Tamam, birkaç şey yapmış olabilirim ama bunca zamandan sonra aramız düzelmiş olmalıydı.
Je n'ai jamais rien fait à l'univers... un peu... ça ne veut plus rien dire.
Seni daha önce bu kadar savunmasız, çabuk etkilenen ya da kolay yönlendirilebilir görmedim ve bu beni korkutuyor çünkü sebebini bilmiyorum.
Je ne t'ai jamais vue si vulnérable, susceptible et facilement manipulée. Ça me fait peur, car j'ignore pourquoi.
- Sebebini bilmiyorum.
- Oui, mais pourquoi?
Flucky çok öksürüyor. Sebebini bilmiyorum, ama kirlilikten dolayı olmalı.
Il tousse sans arrêt, ce Flucky, qu'est-ce qu'il a?
Evet, öyle. Sebebini bilmiyorum.
Oui en effet et je ne sais pas pourquoi.
- Sebebini tam olarak bilmiyorum... ama kocanızın onunla bir bağlantısı olduğundan eminiz. Öldürmek, Bay Fabian'ın işinin bir bölümü.
- J'ignore son mobile, mais nous savons qu'il avait un lien avec votre mari, et le meurtre fait partie intégrante des affaires de M. Fabian.
Sebebini de bilmiyorum.
J'ignore pourquoi.
Bilmiyorum, bazen işler yolunda gitmez ve siz sebebini anlayamazsınız.
Parfois, les choses ne marchent pas, sans qu'on sache vraiment pourquoi.
Sebebini bilmiyorum.
J'en sais rien.
- Sebebini bilmiyorum.
- Pourquoi pas?
Sebebini gerçekten bilmiyorum, Data.
Je ne sais pas pourquoi.
Ben ciddiyim. Sadece seni korkutmaya çalıştım. Sebebini bile bilmiyorum.
Je voulais juste te faire peur, je ne sais même pas pourquoi.
Bilmiyorum, ama sebebini öğreneceğiz
Je l'ignore, mais n'en tire pas de conclusions.
- Bilmiyorum. Sebebini yarın bulurum. - Hadi ama.
- Je vous dirai demain matin.
Sebebini bilmiyorum, neden... yalnızlıktan mıydı...
Je sais pas pourquoi. Peut-être par solitude...
Ama sonra anladım ki sebebini ben de bilmiyorum, Dawson.
Mais je me suis rendu compte que moi-même, je ne le savais pas.
Nedenini bilmiyorum ama sebebini bulana kadar burada kalıyorum.
J'ignore pourquoi, mais je vais rester ici jusqu'à ce que je le découvre.
Danila Bagrov, senin ziyaret sebebini henüz bilmiyorum.
Danila Bagrov, je ne sais pas le but de votre visite encore.