Silahın translate French
23,401 parallel translation
Gümüş silahını bana karşı mı kullanacaksın?
Tu utiliserais cette arme en argent contre moi?
- Biyolojik silahının tüm yapabildiği bu mu artık?
C'est tout ce que l'arme biochimique fait maintenant?
At silahını dedim!
Pose ton arme! Pose ton arme!
Sadece silahını indir, tamam mı?
Pose ton arme.
Silahını indir.
Posez votre arme.
Frank silahını modifiye ettim.
J'ai modifié l'arme des Français.
Silahınızı ve rozetinini teslim edin.
Vous me rendrez votre arme et votre badge.
Yedek silahın benim eski silahım mı?
Ton arme de secours, c'est la mienne?
Onun yedek silahın olduğunu bilmek hoşuma gidiyor.
J'aime savoir que c'est ton arme de secours.
Sen silahını onun kafasına doğrult.
Vous pointez votre pistolet à sa tête.
Baban silahını indirsin mi?
Tu veux que papa pose son arme?
Ricardo, silahını indir, kardeşim.
Ricardo, baisse ton flingue.
İndir silahını.
Allez, pose ça.
Ricardo silahını indir.
Ricardo, baisse ton flingue.
Tabi bu kadar güçlü bir silahın ne kadar riskli olduğunu tahmin edebilirsiniz.
Bien sûr, une telle arme est dangereuse.
Conway'in silahını yasadışı kullandığını ifşa et ve elinden al.
Montrer que Conway utilise son arme illégalement, et lui retirer de la main.
Emrimle her ikiniz de sırayla silahınızı boşaltacaksınız.
À mon ordre, chacun tirera successivement.
Ve Becker'ın silahından gelen balistik deliller Cesetten alınan kurşunlarla eşleşti Göğsündeki kurşun gibi.
La balistique a prouvé que l'arme de Becker était bien celle responsable de la mort de ces hommes, ainsi que de votre blessure à la poitrine.
Bırak silahını.
Rends ton arme.
Öyleyse silahını alabilir miyiz?
Donc, peut-on avoir votre arme?
- Silahını kap!
- Prenez son arme!
Silahını yere bırak ve yere yat!
Posez votre arme et à terre!
Silahını indir adamım.
Baisse ton arme, mec.
Dur bakalım. Senin silahın mı var?
Tu as une arme?
Puls silahını, düşün çaplı EMF yaratacak şekilde düzenlesek?
Ok, et en modifiant le fusil d'impulsion pour émettre un EMF de bas niveau?
Şu anda puls silahını değiştirecek ekipmanımız yok.
Nous n'avons pas le matériel adéquat en ce moment.
Bir silah alın.
Choisissez une arme.
Haklısın. Silahımız var.
En effet.
Silahım sende kalsın ama.
Mais garde mon arme.
Neden benim suç mahallerimde seni görüyorum ve öldürülmüş bir silah kaçakçısının cesedinin üzerinde ne yapıyordun?
Pourquoi es-tu tout le temps sur mes scènes de crimes et que faisais-tu à côté d'un cadavre de vendeur d'armes?
Onun silah kaçakçısını öldürdüğünü düşünüyoruz.
On croit qu'il a tué le trafiquant d'armes.
Ne zaman yaptın Silah koşucusu mu?
Tu faisais quoi avant? Trafic d'armes?
- Silah vurması sorun değil.
- La blessure n'est pas grave.
Çelik zırh ve silah kuşanmış erkekler... yaban hayatın içinde medeniyeti inşa ettiler.
Des hommes en armures portant le fer... ont sculpté une civilisation dans la nature sauvage.
Adamlarınızın eğitimi ve silah gücü yeterli olmayabilir.
L'entraînement de vos hommes risque de ne pas faire le poids.
Bu yüzden senatörler koalisyonu ile birlikte silah fuarları ve internet satışları da dâhil olmak üzere, tüm silah satışlarında sabıka kaydı araştırmasını öngören bir tasarı üzerinde çalışıyorum.
Je prépare donc une loi afin d'étendre la vérification des antécédents pour toute transaction d'arme, dont les ventes en foire et en ligne.
Öncelikle bir noktaya açıklık getireyim. Silah mülkiyetine bir saldırı değil bu.
Je n'attaque pas le droit de posséder une arme.
Başkan kırbaç görevindeyken bir tane bile silah reformu tasarısı önermedi.
Le président n'a pas réformé sur les armes quand il était Whip.
Başkan yardımcısı için sunduğunuz ilk 3 öneri de... -... silah lobisine çok yakın isimler.
Vos trois premiers choix sont liés au lobby des armes.
Anti-silah bir yargıcı teyit ederseniz, bir silah hayranını listeye alırım.
Confirmez un juge anti-armes, je prendrai un pro-armes sur ma liste.
Bir süredir silah kullanmıyorsunuz Sahip.
Vous n'avez pas tiré depuis un moment, Maître.
Burada onların sayı ve silah fazlası olması hoşuma mı gidiyor sanıyorsun?
Tu crois que j'ai aimé être en position de faiblesse?
Bayım, bir hanımefendinin suratına silah sallamanın doğru olmadığını biliyorsunuz.
Monsieur, ce n'est pas bien de pointer une arme sur le visage d'une dame.
Sayın Müsteşar, silah kullanmak için izin istemiştik.
M. le secrétaire, on demande l'autorisation du port d'arme.
Ve kurbanların üzerinde kocasını yaralayan silahı kullanıyor.
Et elle utilise l'arme qui a blessé son mari sur ses victimes.
Eğer herhangi bir silah ateşlerseniz, cezalandırılacaksınız.
FEMME : Si vous faites usage d'une arme, quelle qu'elle soit, vous serez punis.
Adamın elinden silahı öylece alamazsın.
On ne retire pas une arme à la hâte de la main d'un homme.
Hamile bir kadına silah mı doğrultacaksın?
Tu pointes une arme sur une femme enceinte?
Silah, kızım için değil.
Le pistolet n'est pas pour ma fille.
Daha önce hiç silah kullanmadım.
Je n'avais jamais tiré avant.
Pislik herif. Catherine'in atölyesinde Caleb Hapstall'ın silah bulduğunu haber verdi.
Pratt, a appelé pour m'informer que Caleb Hapstall a trouvé l'arme dans le studio de Catherine.
silahın var 16
silahını bana ver 22
silahın var mı 64
silahını indir 64
silahın nerede 29
silahını yere bırak 20
silahını al 35
silahını bırak 63
silahını at 65
silahını ver 39
silahını bana ver 22
silahın var mı 64
silahını indir 64
silahın nerede 29
silahını yere bırak 20
silahını al 35
silahını bırak 63
silahını at 65
silahını ver 39
silahınız var mı 18
silah 252
silahı 22
silahlı 32
silahlar 165
silahım 35
silahları 22
silah yok 83
silahsız 29
silahlılar 19
silah 252
silahı 22
silahlı 32
silahlar 165
silahım 35
silahları 22
silah yok 83
silahsız 29
silahlılar 19
silahı al 54
silahım yok 37
silah sesleri 29
silahlı soygun 46
silahsızım 41
silahı var 147
silahım var 52
silahı ver 44
silahları var 27
silah mı 60
silahım yok 37
silah sesleri 29
silahlı soygun 46
silahsızım 41
silahı var 147
silahım var 52
silahı ver 44
silahları var 27
silah mı 60