English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ S ] / Silahını al

Silahını al translate French

819 parallel translation
Fakat olmalı Edgar. Silahını al. Peşlerinden git.
Prenez votre arme, allez les voir.
Silahını alın.
Prenez son pistolet!
Silahını al Walt.
Prends son arme, Walt.
Git silahını al Tennessee.
Prends son arme, Tennessee.
Şapkanı ve silahını al.
Prends ton fusil.
Silahını al.
Désarmez-le.
Sen. Hadi ayağa kalk ve bir erkek gibi silahını al.
Tu parles! Lève-toi si t'es un homme!
Önce silahını al.
Sans armes!
Silahını al ve onu içeri at.
Prenez son arme et enfermez-le.
Silahını al.
Prenez-lui son revolver.
Silahını al.
Reprenez votre fusil.
Onu orada yakalar ve silahını alırız.
On l'aura là-bas. - On lui règle son compte?
Hadi, silahını al da, gidelim.
Allez, préparez-vous. On y va.
George'un silahını alıp çıkacağım.
Prendre le revolver de George et sortir.
Hey evlat. Charlie'nin silahını alırmısın, lütfen.
Petit, prends son arme.
Silahını al Ray.
Prends son revolver, Ray.
Bayan Archer'la silahını alıp çöle doğru gitmişsiniz.
vous êtes partis avec Mme. Archer, dans le désert, la nuit derniere. vous aviez une arme.
- Silahını al ve gidelim.
- Prenez votre arme, on y va.
Silahını al ve bir dahakine birine doğrultmadan önce çalıştığına emin ol.
Ce coup-ci, règle bien ta bournifle avant d'éjecter ce flappi, sombre tourte.
Evet, ama bizim adamımız Quill'i bulmaya gitmeden önce... silahını alıp doldurabilmiş.
Oui, mais notre homme a pensé á se munir d'un revolver et á le charger avant de sortir pour trouver Quill.
- Pekala, silahını alın.
- Désarme-le.
Eyalete silah sokmayı yasaklayan bir kanun yok biz de istediğimizi satın alırız.
Aucune loi n'interdit d'avoir des armes ici. On peut acheter tout ce qu'on veut.
Eyaletin birinden alamazlarsa sınırı geçip bir diğerinden alıyorlar. Bu herifler içki kaçırır gibi silah kaçırıyor.
S'ils ne les ont pas dans un état, ils les auront dans un autre.
Eğer silahınız yoksa, bir tane alın!
Prenez ceux qui en ont besoin.
Karmaşa sırasında kolaylıkla geri alınmış olabilir. Buradan fırlatılan ne türden bir silah hem bir adamı boğabilir hem de kafatasını çökertebilir.
Quelle arme lancée d'ici étrangle et enfonce le crâne?
Bunun üzerine yastığının altından silahını çıkartıp... kendi ayağını hedef alıyor ve kocaman bir delik açıyor.
Il a sorti son pistolet, il a tiré et il a fait un trou dans son pied. - Non!
Silahı emniyete alın. Sizler de çavuşa katılın.
Rassemblez les canonniers.
Bak şimdi şöyle yapacaksın. Bu silahı alıp kıça gideceksin.
Prends ce fusil et va à l'arrière.
Bir gün, öteki adam aklını başına toplar ve o silahı geri alır.
Un jour, le gars retrouve ses esprits, et il récupere son arme.
Sayın Yargıç, bu, yakalandığı gece John Waldron'un üzerinden alınan silah.
Voici l'arme saisie sur John Waldron le soir de son arrestation.
# Bir de gizli silahı vardı ki # # Aklını başından alıverdi #
♪ elle avait une arme secrète, ♪ ♪ avec des effets foudroyants. ♪
Eğer işim olmasaydı, şu silahı alır ve seni iki kaşının ortasından vururdum.
Si je n'étais pas préoccupé, j'enlèverais ces revolvers pour te gifler.
Pekala al silahını.
Prends ton arme.
Şimdi, al silahını, baştan başlıyoruz.
Ramassez l'arme et on recommence.
Şuradaki silah için... Sana 300 altın veririm. Ve altı-patlarla otomatiklerinizi alırsınız.
Pour ce fusil... je suis prêt à vous en donner 300 dollars en or... et vous laisser choisir les six-coups et les armes à répétition.
Gidip hızlı silah ve başka ne isterseniz alın.
Allez chercher ces fusils à répétition.
Mac, Bob, yanınıza silah alın.
Mac, Bob, trouvez des armes.
O zaman sana bir silah alıp kasabayı terk etmeni söylerdim çünkü bu tanık sandalyesinden kalkar kalkmaz seni topukların yanana kadar kovalayacağım.
Je vous dirais de prendre un revolver ou de quitter la ville. Parce qu'en sortant d'ici, vous aurez affaire à moi.
Umarım yanımda silah çekme alışkanlığını bıralırsın!
Arrête de dégainer près de moi.
Silahını al. Neyin yanlış olduğunu görün!
Prends son arme!
Al bu Nan Hogan'a verdiğin silah.
Ce que vous racontez n'a aucun sens, Bill.
Ayağa Kalk ve silahını yerden al, Kimbrough.
Lève-toi et ramasse ton pistolet.
- Lütfen Jessica... - Silah arkadaşlarını yanına al ve kaç git!
Emmenez vos tueurs et fuyez...
Artık yardımcımsın. Silah al.
Vous êtes promu adjoint.
Silahını al.
Prends ton revolver.
Emniyetini açık, parmağınıda tetikte tut, üstüne atlarlarsa,... silah ateş alır.
Le doigt sur la gâchette. Si on te saute dessus, ton fusil partira.
Chink, ayakta birini görse iyi silah kullandığını kanıtlamaya çalışır. Ve bundan büyük bir zevk alır.
Chink essaie toujours de prouver qu'il vise mieux que quiconque sur cette terre.
Gene bütün yaz tilki eti yemek zorundaysak hemen git silahını geri al.
Si on doit encore passer un été à manger du renard... retourne chercher ton fusil.
- Silah alın.
- Achetez des armes.
Bizim için silah alır mısın?
Pouvez-vous nous acheter des armes?
Kendinizi öldürmek istiyorsanız, silahımı alın.
Si vous voulez vous tuer, prenez mon fusil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]