English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ S ] / Sunu

Sunu translate French

72,941 parallel translation
Yapma şunu!
Ne faites pas ça!
- Lütfen kıs şunu.
- Monsieur, baissez.
Kes şunu!
Laisse tomber!
Şunu unutma.
Je veux juste que tu saches.
- Şunu halledelim artık!
- Finissons-en!
Al şunu!
Prends-la.
Yani paniğe gerek yok. Ne yapıyorsun sen? Kes şunu.
Il est trop tôt pour paniquer, mais une chute des notes aussi soudaine laisse penser qu'il y a un problème.
- Kes şunu lütfen.
- Arrête, s'il te plaît.
Keser misin şunu?
Arrête ton char.
Her şey bir yana şunu söylemek istiyorum, umarım açık fikirliyizdir.
Entre autres choses, j'espère qu'on est ouverts d'esprit.
Kes şunu Celeste!
Reprends-toi, Celeste!
- Hayal kurmama da karışacak... - Kes şunu dedim.
- On a le droit de rêver.
O an tek yapabildiğim ona bakıp şunu söylemekti.
Tout ce que j'ai fait, c'est lui dire :
Hadi, aç şunu.
Allez, réponds...
Şunu birinci sınıfa alın.
Installez-le.
Chris, şunu bir dinlesene.
Chris, dis-moi une chose.
- Şunu bir yere koysana.
Tu peux prendre ceci?
Şunu söyleyim, bence annesi herkesi transa sokuyor sonra sabaha kadar sikiyor.
Sa mère doit mettre tout le monde en transe, et elle les manipule.
"Ruh", "cennet" ve "ölümden sonra yaşam" gibi terimler üzerine yorum yapamam ama bilimsel bir kesinlikle şunu söyleyebilirim ki bedenimiz öldüğünde bilincimizin bir kısmı bizden ayrılıp yeni bir boyuta geçiyor.
J'ignore si les termes "âme", "paradis", ou "au-delà" sont justes, mais j'ai la certitude scientifique qu'une fois qu'un corps meurt, une part de notre conscience nous quitte, et voyage vers un autre niveau.
- Kes şunu.
- Arrête.
Şunu diyemem, "Hayır, kimsenin bu konuda konuşmasını istemiyorum. Bu unutulsun artık. Ben artık o değilim."
" Je ne veux plus qu'on m'en parle, je veux que ça s'en aille.
Bugün şununla seks yapacağım, şunu becereceğim, şunun vajinası yiyeceğim! "
"Je vais baiser avec cette personne aujourd'hui! Je vais baiser cette personne. Je vais manger cette chatte."
Şunu söyleyebilirim, farkında olmadan hep eğlence sektöründe olmak istemiştim.
C'est vrai, j'ai toujours voulu être dans le monde du spectacle, sans le réaliser vraiment.
Yap şunu, dedim.
Merde! "
Gülüyorum çünkü şunu hep duyuyorum,
Je ris car j'entends toujours :
Kuralları çiğneyecek olursan şunu bil ki bu kasetlerin kopyalarını yapıp güvendiğim birine teslim ettim, bu paket her birinizin elinden geçmezse o kopyaları aleni bir şekilde duyuracak.
Au cas où tu serais tenté de désobéir, sache que j'ai fait des copies de ces cassettes, que j'ai données à quelqu'un de confiance qui, si ce paquet n'est pas reçu par vous tous, révélera ces copies au grand public.
Kalıbımı basarım ki hâlâ dinlemenin nedenlerinden biri, şunu öğrenmek istemen : Diğerleri kim?
Je suis sûre qu'une des raisons pour lesquelles tu m'écoutes encore, c'est que tu veux savoir... qui sont les autres.
Matematiğim pek iyi değildir ama şunu kesin olarak öğrendim.
Je ne suis pas douée en maths, mais je me souviens d'une chose :
Ama şunu unutma ki sen hiç kız olmadın.
Mais voilà, tu n'as jamais été une fille.
Tutun şunu!
Frappe-le!
Bana ne? Çek şunu yüzümden.
Pas en pleine poire.
- Kes şunu.
- Arrêtez.
Şunu düşünüp duruyorum keşke başka birinin listesinde olsaydım. O zaman belki... Belki her şey farklı olurdu.
Et je continue de penser que si j'avais pu être sur la liste de quelqu'un d'autre, alors peut-être que tout aurait été différent.
Kes şunu, hayır.
Arrête, non.
Kes şunu.
Tu peux arrêter?
At şunu ezik!
Lance-le, loser!
Şunu söyle, yeter.
Dis-moi juste une chose :
Clay, kes şunu.
Clay, arrête.
Şunu al, tak.
Prends ça, accroche-le.
Şunu atıyorum.
Je vais jeter ça.
Şunu dinle.
Écoute ça :
Unut şunu.
Oublie ça.
Kesin şunu!
Arrêtez!
Tut şunu.
Bon, tiens ça.
Kes lan şunu.
Arrête tes conneries.
- Jess, kes şunu.
- Jess, arrête.
Montgomery, rahat bırak şunu.
Bon sang, Montgomery, laisse-le tranquille.
Al şunu.
Prends-le.
O zaman şunu söyle.
Dis-moi ça, alors.
Ye şunu.
Mange.
Kes şunu!
Vaut mieux attendre.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]