Şunu biliyor musun translate French
118 parallel translation
Örneğin, şunu biliyor musun "Ameche'de görüşürüz"
Vous connaissez : "Je vais te donner un coup de Bigorneau"? - Non.
- Evet. Peki şunu biliyor musun?
Et tu veux savoir autre chose?
Ama sen de şunu biliyor musun? Benim gibi 30 yılı aşkın süre, gübre yığını içinde yaşarsan her şeyin riskli olduğunu öğrenirsin.
Mais vous savez... quand on a vécu plus de 30 ans dans ces tas de fumier, comme moi, on sait qu'il y a des risques en tout.
Peki şunu biliyor musun... Darlene'le ne yaptığını biliyor musun?
Sais-tu ce qu'il a fait... ce qu'il a fait avec Darlene?
Şunu biliyor musun?
Vous connaissez :
- Şunu biliyor musun?
- Tu sais quoi?
Biliyor musun? Şunu biliyor musun... İkimizi suçlu olarak görmüyorum, biliyor musun?
Tu sais... je nous vois pas comme des criminels.
Şunu biliyor musun oraya vardığımızda, ben daha da yüksekte olmaya niyetliyim?
- Je compte planer au-dessus de lui.
- Şunu biliyor musun...
- Tu sais...
Şunu biliyor musun :
Ça te dit quelque chose :
- Şunu biliyor musun, Dinah?
Tu sais quoi, Dinah?
Ama, şunu biliyor musun? Sizler güzel insanların ayakkabıları altına yapışan türden pisliklersiniz.
Mais je vais vous dire, ceux de votre genre finiront comme des crottes accrochées aux semelles des braves gens.
- Şunu biliyor musun? İki gün önce o gazete haberinde bizim hakkımızda söylediklerimi okudun mu?
- D'ailleurs, m'avez-vous lu dans un article paru il y a deux jours?
Ama şunu biliyor musun?
Mais tu veux savoir un truc?
- Şunu biliyor musun?
- Tu sais? Je m'en fiche.
Senin çalışmadığın geceler dışında, tabii ki. Şunu biliyor musun?
Sauf ceux où tu travailleras!
Şunu biliyor musun?
Vous savez quoi?
Sanırım, bu beklentiler, hep işin gerçekliğini aşmıştır. Ama şunu biliyor musun?
Je suppose les attentes dépassent toujours la réalité.
Şunu biliyor musun?
Voilà ce qu'il en est sorti... C'est toi et moi.
Şunu biliyor musun? Tayland'da bebeğini, 5 yaşındaki çocuğunu bir erotik mağazaya satabilirsin.
Est-ce que tu sais qu'en Thaïlande, tu peux vendre ton bébé à un sex-shop?
- Sharona taşındı... Şunu biliyor musun?
C'est mon conseil.
Şunu biliyor musun? Yalamak geçerli bir özür mazereti değildir.
Chez nous, lécher, ce n'est pas une excuse.
Şunu biliyor musun peki? Raylene bundan ızdırap çekiyor.
Raylene se tourmente.
Ve şunu biliyor musun?
Et tu sais quoi?
Şunu biliyor musun Harry?
Tu sais quoi Harry?
Biliyor musun? Şunu düşünüyordum : İmzanı almayı tercih ederdim.
Tu sais, j'ai réfléchi... et je préfère me contenter d'avoir ton autographe.
Şunu biliyor musun?
Vous vous souvenez?
Biliyor musun, Boggs, şunu itiraf etmeliyim ki başının arkasını hep çok çekici bulmuşumdur.
Vous savez, Boggs... Je dois avouer que j'ai toujours trouvé votre nuque particulièrement séduisante.
Şunu biliyor musun?
Tu sais quoi?
Biliyor musun, hep şunu merak etmişimdir.
Je me suis demandé...
Şunu bozsana Jocko. Biliyor musun Rub,..
- J'ai essayé de te dire de te coucher.
- Güzel gülümseme. - Teşekkürler, Bay Moss. Şunu da biliyor musun?
Le sourire aussi, seulement... t'as les oreilles en chou-fleur
- Hiçbir şey. Biliyor musun, Wade, Ben şunu düşünüyordum.
Tu sais ce que je pense?
Ama Kishorilal... Şunu da biliyor musun ki Amerikanın somut balta girmemiş ormanlarına... Hindistan'ın Ganj'ını getirmeye çalışıyorsun?
Mais Kishorilal, sais-tu ce qui se passe quand on essaye d'importer ces pures jeunes filles du Gange vers les jungles concrètes de l'Amérique?
Sana şunu soracağım : Şehir merkezindeki Walker Street'in nerede olduğunu biliyor musun?
C'est où Walker Street?
sanırım şunu diyordum bitti. ne biliyor musun?
Et tu sais quoi?
Biliyor musun Kara Koyun, şunu tamir ettirmen şart artık.
Brebis Noire... tu devrais le faire réparer.
Beni ne geceleri daha iyi uyutur biliyor musun? Kes şunu
Tu sais ce qui m'aiderait à dormir?
Biliyor musun Trey? Kes şunu.
N'en rajoutez pas.
- Biliyor musun? Şunu söylemem gerek. Tavrın umurumda bile değil.
Je n'apprécie pas votre ton.
Kapa... Kes şunu. Hey, biliyor musun?
Ton père et ta mère n'aimeraient pas que tu parles comme ça
Biliyor musun, bazen sen konuşunca, Ben sadece şunu duyuyorum...
Parfois, quand tu parles, j'entends :
Şunu nasıl asabileceğini biliyor musun?
Vous pouvez brancher ce truc?
Shepard'ın fen öğretmeni ne demiş biliyor musun? Dinlesene şunu.
Tu sais ce que la prof de sciences de Shepard lui a dit?
Suya yeterince kimyasal madde karıştırdıktan sonra balığa çıkarsanız şunu diyebilirsiniz "Biliyor musun Bob, iki başlı levrekleri tutmayı seviyorum."
Si on pollue suffisamment l'eau, les pêcheurs diront : "J'adore ces bars à deux têtes."
Biliyor musun Michael, eğer bir dakikalığına rol pantolonumu çıkarırsam ve analrapist repertuarımı kafama kadar çekersem şunu söyleyebilirim,
Tu sais, Michael, si je retire un moment ma veste d'acteur et que je mets ma casquette d'analrapiste,
Biliyor musun Pete, şunu anlamalısın ki bana söylediğin her şey birer cinayet sebebiymiş gibi görünüyor.
Tout ce que vous me dites, Pete, ressemble beaucoup à un mobile.
Biliyor musun şunu anlamıyorum
Tu sais ce que je n'arrive pas à m'imaginer?
Biliyor musun, şunu çok merak ediyorum.
Vous savez, je me demande.
Biliyor musun, şunu atlas yapalım.
Allez, tiens, un atlas.
Biliyor musun? Şunu sarsan bana iyi olur.
V ous pourriez m'emballer ça pour que je l'emporte?
biliyor musun 6673
biliyor musunuz 1377
biliyor musun al 19
biliyor musun baba 17
biliyor musun peg 18
şunu kafana sok 20
şunu söylemeliyim ki 59
şunu demek istiyorum 22
şunu unutma 42
şunu alır mısın 16
biliyor musunuz 1377
biliyor musun al 19
biliyor musun baba 17
biliyor musun peg 18
şunu kafana sok 20
şunu söylemeliyim ki 59
şunu demek istiyorum 22
şunu unutma 42
şunu alır mısın 16
şunu söylemek istiyorum 27
şunu izle 69
şunu kapatır mısın 20
şunu bil ki 30
şunu söyleyeyim 38
şunu da al 21
şunu al 120
şunu alayım 31
şunu görüyor musun 85
şunu keser misin 82
şunu izle 69
şunu kapatır mısın 20
şunu bil ki 30
şunu söyleyeyim 38
şunu da al 21
şunu al 120
şunu alayım 31
şunu görüyor musun 85
şunu keser misin 82