Suçum ne translate French
393 parallel translation
Suçum ne?
Qu'ai-je fait?
- Suçum ne?
- Quel crime?
Suçum ne?
Pour quel motif?
Suçum Ne? 'yi izlemek istiyoruz.
On veut voir Quel est mon crime?
Gelecek hafta, aynı saatte Suçum Ne? 'de görüşürüz.
A la semaine prochaine pour une autre émission de Quel est mon crime?
Suçum ne, Komiser?
Qu'est-ce que j'ai fait? Lâchez-moi.
- Suçum ne ki, Komiser?
- Qu'est-ce que j'ai fait?
- Suçum ne?
- Pour mes fautes?
- Polis mi? Suçum ne?
Pour quel motif?
- Suçum ne?
- Pour quel motif?
Bu sefer ki suçum ne?
Qu'est-ce que j'ai encore fait?
Anlamıyorum. Benim suçum ne?
Mais quel crime ai-je commis?
- Suçum ne?
- Alors?
"Peki benim suçum ne?"
"Qu'est-ce que j'ai fait?"
Benim buradaki suçum ne?
Quel crime j'ai commis?
Benim bir suçum yok. Tamam yaptım ama isteyerek değil. Sadece ceketinizi tutmak istemiştim.
Je l'ai déchiré, mais je ne l'ai pas fait exprès.
Bu benim suçum değil.
- Je ne savais pas, moi.
Elbette kötüye gitmen kaçınılmaz ama bu benim suçum değil.
Vous ferez des erreurs, mais ça ne sera pas ma faute.
- Kathy, bize ne yapıyorum ben? Benim suçum.
- Mais qu'est-ce que je fais?
Babanın ölümünde suçum olmadığını, bu ölüme benim ne yürekten yandığımı, apaçık göreceksin gün ışığını görür gibi.
Je suis innocent du meurtre de votre père. Je vous le prouverai clairement.
Ama doğmuş olmam benim suçum değil.
Mais je ne l'ai pas demandé.
Gitme. Benim bir suçum yok ki.
Ne bouge pas, ce n'est pas de ma faute.
- Bu benim suçum mu oluyor?
C'est ma faute? Mais non, ne commence pas.
Seni aramaması benim suçum değil. Ne dedim ki? Sadece, o adamdan haber alana kadar heveslenme, diyorum.
Je t'avais dit de pas trop compter sur ce type.
Suçum ne?
Immunité contre quoi?
Benim suçum değildi.
Ce n'est pas ma faute. Qu'on ne te revoie plus ici.
Eğer bir şeyler duyup görüyorsam bu benim suçum değil. Eğer Bakire Meryem, melekler ve şeytanlar beni seviyorlarsa ben ne yapayım?
Qu'y puis-je si j'entends des voix,... si la Sainte Vierge, les anges et les démons aiment ma compagnie?
İkizlerin her şeyi ortaya çıkarmaları benim suçum değil.
Est-ce ma faute si les jumelles ne tiennent pas leur langue?
Burada başka ağaç yetişmemesi benim suçum mu?
Je ne suis pas responsable de la qualité du bois.
Hepsi benim suçum değil.
Je ne suis pas le seul fautif.
İnanmıyorsan benim suçum değil.
C'est pas de ma faute si tu ne me crois pas.
Benim suçum yok!
Ne m'en veux pas!
- Ne yani benim suçum mu?
N'exagère pas.
Benim suçum değil. Döndüğümden beri... hiçbir şeyin anlamı yok benim için.
- Ce n'est pas ma faute, depuis que je suis revenu, je ne comprends plus ce qui se passe.
Bu benim suçum mu diyerek ne demek istedin?
De quoi vous accuse-t-il?
Benim suçum değil, Bayan Lautmann. Ne sizin ne de benim.
Je n'y peux rien!
Ne demek istediğinizi biliyorum, ama hiç suçum yok.
Je vous comprends, mais je n'y peux rien!
- Suçum ne? -
Coupable de quoi?
Hep, benim suçum olduğunu sandım, kafam çalışmıyordu.
Je croyais que c'était moi, mon esprit, qui ne pouvait pas déplacer un caillou.
Ne hissettiğini biliyorum ama benim suçum değildi.
Je te comprends. Ce n'est pas ma faute.
Yaşıtlarımın ne düşündüğü umurumda değil. Kızlar aptalsa bu benim suçum değil.
Et puis, si les filles sont idiotes, ce n'est pas de ma faute.
Benim suçum değil, Haham. Ben sadece okuyorum.
Ce n'est pas de ma faute, Rabbin, je ne fais que lire!
Fang Amca, benim suçum hayır evlat!
Tu as souffert à cause de moi. Tu n'y es pour rien. Comme tu es encore très jeune, je ne t'ai rien dit pour éviter tout incident.
Neye bakıyorsun? Benim ne suçum var?
Qu'est-ce que vous regardez?
Ne senin ne de benim suçum.
C'est ni ta faute, ni la mienne.
Benim bir suçum yok. Birisine ne yapacağını söyleyemezsin.
Je n'y suis pour rien, comment prévoir ce que fera quelqu'un?
Bak! Ona o yerden bahsetmemeliydim, ama... ne yapabilirdim ki? Böyle davranması benim suçum değil, biliyorum.
Je sais que je ne devrais pas lui parler de tout ça... mais qu'est-ce que je peux faire?
Fakat bu güne kadar, yapmak istemediği bir şeyi ne zaman yapmasını istesem, bacağını kaldırıp yapamayacağını ve benim suçum olduğunu söylüyor.
Mais depuis, dès que je demande à Al de faire quelque chose... et qu'il ne veut pas le faire, il fait mine d'avoir mal à la jambe... et prétend que c'est ma faute.
Ama kimse bana hediye almıyor. Kendi suçum.
Moi, on ne m'envoie jamais rien, c'est ma faute.
Benim suçum, doğmuş olmam.
Mon crime? C'est d'être né.
Bu benim suçum değil.
- Mais non, je ne vais pas mourir!
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
nerdesin 184
neden 17190
neon 28
neyi var 56
new york times 63
nero 36
new york 2524
nemo 30
ne yapiyorsun 66
nerdesin 184
neden 17190
neon 28
neyi var 56
new york times 63
nero 36
new york 2524
nemo 30
newt 42
newman 169
nellie 86
newsweek 23
neşter 48
nerede yaşıyorsun 103
nelly 65
new york city 26
ne iş yapıyorsun 139
ne var ne yok 320
newman 169
nellie 86
newsweek 23
neşter 48
nerede yaşıyorsun 103
nelly 65
new york city 26
ne iş yapıyorsun 139
ne var ne yok 320