English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ S ] / Söyleyemem

Söyleyemem translate French

6,881 parallel translation
Söyleyemem.
Je ne peux pas.
Söyleyemem. Söyleyemez misin?
Je ne peux pas.
- Sana söyleyemem.
Je ne peux pas te le dire.
Çok şey söyleyemem.
Pas beaucoup.
Ama Fiona bunun farkında değil. Üç ay sonra öylece gelip neler döndüğünü söyleyemem.
Et Fiona ne le voit pas c'est comme, Je ne peux pas juste arriver après 3 mois et lui dire ce qui ne vas pas.
Bunu sana söyleyemem.
Je ne peux pas te le dire.
Henüz söyleyemem anne.
Je ne peux pas te dire pour l'instant, maman.
Ben senin söylediklerini tam anlamıyla söyleyemem.
Je ne peux pas juste dire ce que tu disais.
- Ray'e söyleyemem.
- Je ne peux pas lui dire.
- Ray'e söyleyemem.
Je ne peux pas lui dire.
Size, müşterilerimle ilgili bir şey söyleyemem.
Je ne peux vraiment rien vous dire sur mes clients.
Seni gördüğüme şaşırdığımı söyleyemem.
Je ne peux pas dire que je suis surprise de te voir.
Ben bunu telefonda söyleyemem.
Je ne peux en parler au téléphone.
Arkadaş olduğumuzu söyleyemem.
Mais on n'est pas amis.
Hey, Vic, Seni o kadar iyi tanıdığımı söyleyemem, ama O senin tipin gibi durmuyor.
Je ne vous connais pas si bien que ça, mais il n'a pas l'air d'être votre genre.
Hak etmediğimi söyleyemem.
Je peux pas dire que je ne l'ai pas mérité.
Sana bunu söyleyemem.
Je ne peux pas te dire ça.
Sağlık sistemimizin gizli ve.... gizli anlamsız kurallarından dolayı... bulunduğum bazı durumları söyleyemem ama... bir ya da iki bebek doğurtmuşluğum var.
Je ne peux pas citer les parties impliquées à cause de notre système de santé et ses lois de confidentialité, mais j'ai mis un ou deux bébés au monde.
Biliyorsun ki yaptığın şeyden memnun olduğumu ve... ve buna göz yumacağımı söyleyemem ama...
Tu sais, je ne peux pas dire que je suis heureux avec ce que tu as fait, et je ne l'aurais certainement pas fait,
Şaşırdığımı söyleyemem.
Je mentirais si je disais que j'étais surpris.
- Tamam. Olamaz, yalan söyleyemem.
Non, je ne peux pas mentir.
Şu anda Ay'a ne olacağını söyleyemem. Çünkü Ay'a ne olacağına daha karar verilmedi.
Maintenant, je ne peux pas dire ce qui va arriver à la lune, parce que quelque soit la décision concernant la lune elle est déjà prise.
Bundan keyif almayacağımı söyleyemem.
Oh, je ne peux pas dire que je n'apprécierais pas.
Bak Mabel, her ne kadar istesemde ona söyleyemem.
Ecoute, Mabel, je ne peux pas lui dire peu importe à quel point j'en ai envie.
Sana bunları telefonda söyleyemem.
Je ne peux pas t'expliquer au téléphone.
Üçümüzün bir aile olmasını ne kadar çok istediğini biliyorum ben de istiyorum ama karşında durup yüzüne bakarak daha hissetmediğim bir şey hakkında sana yalan söyleyemem.
Je sais combien tu veux que nous soyons une famille tous les trois, et je le veux aussi, mais je ne peux pas te mentir et te dire que je ressens quelque chose que je ne ressens pas.
İstibahrat gelene kadar bunu sana söyleyemem, biliyorsun.
Tu sais que tu ne peux pas lui dire jusqu'à ce j'ai l'information.
Söyleyemem.
Je ne peux pas te le dire.
- Söyleyemem.
Je ne peux pas.
Söyleyemem, hayatta kalmak zorundayız.
Je ne peux pas, on doit survivre.
Bir şey söyleyemem Leydi Hazretleri.
Je ne dirais rien, madame.
Mary'yi neden bırakamadığımı sana söyleyemem ancak...
Je ne peux pas vous dire pourquoi je ne peux pas quitter Mary,
- Söyleyemem. Evleniyor olabileceğimizi sana söylemedi mi?
Elle ne t'a pas dit qu'on pourrait se marier?
Üzgünüm Julia ama nerede olduğunu söyleyemem.
Je suis désolée Julia, mais... Je ne peux pas vous dire où il est.
Yumurtanın yerini söyleyemem.
Je ne peux pas te dire où est l'œuf.
Ama söyleyemem.
Mais je ne peux pas.
Söyleyemem.
J'espère.
Sana söyleyemem.
Je ne peux pas te le dire.
Masum olduğunu söyleyemem ama.
Mais je ne peux juste pas dire que ce mec est innocent.
Meredith, ne demek söyleyemem?
Meredith, comment ça tu ne peux rien nous dire?
Bu radyo yayınının güvenli olduğunu kesinlikle söyleyemem.
Je ne peux pas du tout vous dire que cette transmission est de confiance.
Yani, yaptıklarını tamamen onayladığımı söyleyemem ama dünya liderlerini devreden çıkarmak çözüm değil.
Enfin... j'approuve pas ce qu'ils font, mais tuer des dirigeants n'est pas la solution.
Her gün karşılaştığım bir şey olduğunu söyleyemem.
- Bien, je ne peux pas dire que c'est quelque chose que je vois tous les jours.
- Sana bunu söyleyemem.
- Je ne peux pas te le dire.
Sana bu konu hakkındaki gerçeği söyleyemem, ve bu sana şu an söyleyebileceğim en dürüstçe şey.
Je ne peux pas te dire la vérité à ce propos, et c'est le plus honnête que je puisse être en ce moment.
Söyleyemem.
Je ne peux pas répondre.
- Bunu da söyleyemem.
Je ne peux pas vous le dire non plus.
Geri kalanlar için aynı şeyi söyleyemem.
Le reste de la classe, pas tellement.
- Söyleyemem.
Je ne peux pas le dire.
Söyleyemem.
Je pourrais pas dire.
Hayır, söyleyemem.
Non!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]