Söyleyeyim translate French
15,674 parallel translation
Merak ediyorsan diye söyleyeyim, helikopteri de bulamadılar.
Au cas où tu te poserais la question, ils n'ont pas trouvé l'hélicoptère non plus.
Çocuklar hakkında bildiğim iki şeyi söyleyeyim sana.
Ecoute, je sais deux choses à propos des enfants. Un :
- Sana ne olduğunu söyleyeyim.
Harvey m'a frappé.
Şöyle söyleyeyim canım, onu bulursanız canlı yakalayamazsınız.
Je vais reformuler, chérie, si vous le trouvez, vous l'aurez pas vivant.
- Olur. Hotch'a söyleyeyim.
Il faut prévenir Hotch.
Söyleyeyim.
Je vais te dire pourquoi.
Ama şunu söyleyeyim, savaş istediler, savaş aldılar.
Ils veulent une guerre, ils auront la guerre.
Oh, sana ne döndüğünü söyleyeyim.
Je vais te dire ce qu'il se passe.
- Şöyle söyleyeyim.
- Accordée. - Laissez moi reformuler.
Sana ne düşündüğümü söyleyeyim Louise.
D'accord Louise, voilà les choses.
- Bundan kurtulabilirim, söyleyeyim de.
Je peux les enlever.
Sana ne söylersem söyleyeyim zaten biliyor olacaksın.
Que puis-je vous dire qui... ne sonnera pas si banal?
Başka bir gözlemimi söyleyeyim mi?
Puis-je faire une autre observation?
Bu yüzden bana Jack ile ilgili elimde ne var diye soracağına elimde seninle ilgili ne var söyleyeyim.
Au lieu que je te dise ce que j'ai sur Jack, laisse-moi te dire ce que j'ai sur toi.
Olanı söyleyeyim.
Je vais vous dire ce qui se passe.
Tekrar söyleyeyim, ben de yeni öğreniyorum.
Mais là encore, je viens de découvrir à ce sujet.
Kendini iyi hissettirecekse söyleyeyim, bu en zor görevin olacak.
Si ça peut aider, ce sera votre plus dure mission.
Ben de Aubrey'e kimliği belirlediğimizi söyleyeyim.
Et je ferai savoir à Aubrey que nous avons une identité. SAROYAN : Chloe Robertson.
Kevin senin gerekçeni söyleyeyim.
ce qu'on fait, d'accord?
Unutmadan söyleyeyim bu isimle Corbin, Kentucky'den uzak durmalısın.
Avant que je n'oublie, restez loin de Corbin dans le Kentucky, avec ce nom.
Merak ediyorsundur diye söyleyeyim, Watson Abby Campbell'in öldürüldüğü gece Bay Abramovitch başka yerde olduğunu kanıtlayamıyor.
Au cas où vous vous posiez la question, M. Abramovitch n'a pas d'alibi pour la nuit du meurtre d'Abby.
Söyleyeyim dedim de ben. Bay Boss'un fiyatlarını kıracağız.
On va casser les prix de M. Boss.
İhtiyacımız olanı söyleyeyim. Detaylara ihtiyacımız olacak, fotoğraflara.
Je vais avoir besoin de détails, de photos.
İşler ilginçleşmeden şunu açıkça söyleyeyim.
Laissez-moi vous dire quelque chose pour que les choses ne deviennent pas bizarres.
Sahip olduğum şeyi söyleyeyim.
Je vais te dire ce que j'aime.
Sana bir şey söyleyeyim kardeşim.
Laisse-moi te dire un truc, mon frère.
Tamam. Ne söyleyeyim peki?
Et je dis quoi?
Evet, bu konuda... -... ona ne olduğunu söyleyeyim mi?
À propos de ça... il t'a dit ce qui c'était passé?
Gerçeği söyleyeyim mi?
Honnêtement?
Sam'e sen mi söylersin, ben mi söyleyeyim?
Tu veux le dire à Sam ou je le fais?
KADIN VÜCUDU DEDEKTİFİ ( FBI ) - Şu kadarını söyleyeyim...
Bon, voilà ce que j'ai à dire.
Neye dayanarak söyleyeyim?
Basé sur quoi?
Size sadece şunu söyleyeyim.
Mais je vais vous dire un truc.
Onu bilemem ama bildiğim bir şeyi söyleyeyim :
Je ne sais pas mais je vais te dire ce que je sais.
- Neyden bahsettiğin hakkında fikrim yok. Neyden bahsettiğimi söyleyeyim sana.
Je n'ai pas la moindre idée de ce sont tu me parles.
Size şunu söyleyeyim ; yalan söylemeyeceğim bu şey çok zorlu geçecek.
Laissez-moi vous dire à tous, et je ne vais pas vous mentir, que cette chose va être difficile.
Madem kimsenin bahsedeceği yok ; bari ben söyleyeyim dedim.
Puisque personne ne le souligne, je le pensais.
Kyln Hapishanesi'ne doğru bir gezi olacağını söyleyeyim.
Je vais vous expliquer comment vous retournerez sur Kyln.
Sana şu kadarını söyleyeyim. Saul Guerrero benim iş bitirme yöntemimdi.
Qu'il suffise de dire, Saul Guerrero était ma façon créative.
Sen sormadan söyleyeyim, her şey yolunda. Merak etme.
Avant que tu demandes,
Bunu söyleyeyim de.
Je vous le dis.
Ama şunu söyleyeyim...
Mais je vais vous dire ça...
Sana az önce gördüğüm imgeyi söyleyeyim mi yoksa bir dakika mı lazım?
Dois-je vous dire la vision que je viens d'avoir ou avez-vous besoin d'une minute?
Sana bir şey söyleyeyim bak.
Parce que laissez-moi vous dire quelque chose.
- Tekrar mı söyleyeyim yahu?
Êtes-vous vraiment me faites dire ce message?
Başka nereye kan bulaştı söyleyeyim mi?
Vous savez où il y a du sang aussi?
Bu arada bulduğum bir şeyi söyleyeyim.
Je dois te dire un truc que j'ai trouvé.
Sana gerçek problemin ne olduğunu söyleyeyim mi?
Je vais te dire où est le problème...
Sana eskiden annemin bana söylediği bir şeyi söyleyeyim.
Je vais te dire ce que ma maman avait l'habitude de me dire.
Nasil yaptigini da soyleyeyim mi?
Comment dois-je vous le dire?
Nasıl olacağını söyleyeyim.
Ça va se passer comme cela.
söyleyeyim mi 49
söyle 2270
şöyle 191
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
söylemiştim 315
söylemiştin 61
söyle bana 1105
söyleme 186
söyle 2270
şöyle 191
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
söylemiştim 315
söylemiştin 61
söyle bana 1105
söyleme 186
söylemeyeceğim 91
söylemem 123
söyleyeceğim 241
söylemedim 113
söylesene 1323
söylemek istediğim 130
söylemedin 49
söylerim 244
söylemeyecek misin 32
söylemiyorum 60
söylemem 123
söyleyeceğim 241
söylemedim 113
söylesene 1323
söylemek istediğim 130
söylemedin 49
söylerim 244
söylemeyecek misin 32
söylemiyorum 60
söyle ona 443
söylediler 23
söylemem gerek 33
söyle bakalım 455
söyleyin bana 123
söylediğim gibi 241
söyledin mi 33
söylemedi 153
söyleyemem 305
söylemedim mi 39
söylediler 23
söylemem gerek 33
söyle bakalım 455
söyleyin bana 123
söylediğim gibi 241
söyledin mi 33
söylemedi 153
söyleyemem 305
söylemedim mi 39