English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ S ] / Sırada

Sırada translate French

13,998 parallel translation
Şimdi sırada hepimizin beklediği o an.
Et voici le moment que j'attendais.
Şimdi sırada, açık büfe domuz yağı makinesi var.
Ensuite, une fontaine à saindoux.
Biraz ben kullanayım, sen de bu sırada biraz dinlen.
Laisse-moi conduire pour que tu fasses une pause. D'accord.
Aralarında Hancock birinci sırada
Hancock est le pire d'entre eux.
Tam o sırada tıslama sesini duydum.
{ \ 1cH00ffff } et j'ai entendu un siflement.
Ben burayı toplayayım bu sırada Keensy de sana arkadaşlık etsin.
Je finis de ranger ici tandis que Keensy te tiendra compagnie.
Bu sırada Darian daha da yakışıklı oldu.
Darian pendant ce temps devenait de plus en plus beau.
Şimdi sırada bir arkadaşımız var. Bir efsane, bayanlar ve baylar.
Et maintenant, c'est une légende qu'on accueille.
- Pete sırada sen varsın!
Pete, tu es le prochain.
Ve sırada biz varız.
On est les prochains.
Savaştığınız sırada bu taş neredeydi?
Lors du combat, où était cette pierre?
Tüketici elektroniği en büyük gelir kaynağın. İkinci sırada Savunma Bakanlığı anlaşmaları var, protez ise üçüncü sırada.
Les revenus de l'électronique passent devant l'armement et la prothétique, respectivement.
Elimdeki sırada George Boole ve Charles Babbage var.
"George Boole" ou "Charles Babbage"?
- Kaçırıldığım sırada cüzdanımı almayı unuttuğum için kusura bakma.
- Désolé de ne pas avoir pu prendre mon portefeuille avant de me faire kidnapper -.
Bu sırada Dory bizi unutsun.
Et pendant ce temps, Dory nous oubliera.
Biz döndüğümüz sırada radyodan duyurdular.
L'annonce fut diffusée à notre retour.
Bastille Günü geçit töreni başladığı sırada protestocular saldırıda yeni bir cephe açtılar.
Alors que le défilé de la Fête nationale se mettait en route ce matin... les manifestants ont ouvert un nouveau front.
Çıkmaz sokaktan arada sırada çıkmak iyidir.
C'est parfois bon de sortir du cul-de-sac.
Pekala. Jonesları kim öldürdüyse sırada biz varız.
On est les prochains sur la liste.
Unutma, çıkmaz sokaktan arada sırada çıkmak iyidir.
Mais sors du cul-de-sac, de temps à autre.
Yankiler beni fena benzettiği sırada ne dediğini hatırlıyor musun?
Tu te souviens ce que tu m'as dit quand tous ces Yankees me rouaient de coups tout ce qu'ils pouvaient?
Sırada hava durumu var.
Maintenant, jetons un coup d'œil à la météo...
O parayı koruyacak insanlar gerekiyor. Sen de o sırada Meksika'ya yollanırsın.
Des gens qui ont tout intérêt à protéger le butin pendant que tu vas te cacher à Mexico.
- Bakın biliyorum, siz iki erkek çok zor bir iştesiniz ama ben sadece kısa bir süre çalıştım ve bence konuşmanız gereken kişiler David Ghantt bu şerefsizliği yaptığı sırada Loomis'te çalışanlardır.
Écoutez. Je sais que vous êtes deux gars bien qui font un travail difficile, mais j'ai pas travaillé là très longtemps et ce serait peut-être mieux d'interroger une personne qui était chez Loomis quand cet homme, David Ghantt, a commis... ces... atrocités.
Bu yüzden kan tahlillerine ihtiyacım olacak. Bu sırada kendine çok iyi bak.
D'ici là, prenez soin de vous.
Vaazlarınızda söylediğiniz kelimelerin ve sayıların vaazlarınızı verdiğiniz sırada uydu yoluyla yüksek derecede şifrelenmiş olarak aktarıIan, gizli devlet bilgilerinin içinde geçtiğini,... bu şifrenin çözülmesinin ve bilgilerin dağıtıImasının bilimsel olarak imkansız olmasının yanında devletin, henüz derece bile atamadığı bir düzeyde vatana ihanet suçu olduğunu söylesem ne derdiniz?
Certains des mots et nombres de vos sermons sont des renseignements classifiés qui, d'après vos dates, ont été transmis par satellite, en langage crypté. Leur décryptage et leur diffusion, seraient passibles de peines si lourdes qu'elles n'existent pas encore.
3. kez vuruldukları sırada lanet olası havada dönüp duruyordu.
La 3e avant qu'elle ne retombe au sol.
Meğer o sırada Gri Oğlan'ın bağı çözülmüş, eve kadar gitmiş ve babam beni arıyormuş.
Greyboy s'était détaché, il était rentré, mon père me cherchait.
Sırada benimki var.
À mon tour.
Sırada ne var?
Et après?
Arada sırada, akşam yemeğimle birlikte... ikinci kadeh şarap içmişliğim olmuştur.
Je suis connu pour prendre un 2eme verre de vin... avec mon dîner, de temps en temps.
Toz ve gaz bulutundan söz ettiğiniz sırada geldim.
Vous parliez de poussière et de gaz?
O sırada söz verdiğim şey tam da buydu.
Et j'étais sincère!
Siz de sabredip herkes gibi sırada bekleyeceksiniz Bayan Samurgil, tamam mı?
Vous devrez être patiente et faire la queue comme tout le monde, Mme Otterton. D'accord?
Bu sırada, popstar Gazelle tarafından düzenlenen bir barış etkinliği, protestocular tarafından protesto edildi.
Une manifestation pacifique organisée parla vedette Gazelle a provoqué des protestations.
Sırada ne var?
Et ensuite?
Sırada ne var?
Ensuite?
Yani, kör sincap bile arada sırada fındık bulabilir, değil mi?
Ça arrive, d'avoir du bol.
- O sırada Dr. Sinskey'le birlikteydiniz.
- Vous étiez avec le Docteur Sinskey à ce moment-là.
Ee, sırada ne var?
Et pour la suite?
Yüzündeki kan akışından korktuğunu hissedebiliyorum ki odaklanıp sözlerimin akışını takip ettiğin sırada.. ... süzülüp yüzerken bir anda bundan kurtulabilirsin ki bu yüzden emirlerime uyuyorsun.
- Je vois à votre visage que vous vacillez à la vue du sang versé, je serai ravi de le vaincre en un éclair, vous allez voyager et voler sur la rivière de mes mots, alors que vous voltigez et vagabondez,
Sizi büyülü yalanlarım ve ikiyüzlülüğüm hakkında biraz bilgilendireyim ve bu sırada gördüğünüz en şaşırtıcı sihir ortaklıklarından bazılarını...
- Ce soir, pour vous dévoiler jusqu'où vont... mes mensonges et mon hypocrisie. Et pour exécuter les plus étonnantes prouesses de magie que vous ayez jamais vues sur scène...
Şimdi de sırada büyük ifşa.
Maintenant, place au grand dévoilement! - Vite!
Sırada kim var?
- Qui est le prochain?
O sırada değil tabii.
Pas à l'époque.
Sırada bu var.
C'est la prochaine étape.
Ölseydim o sırada...
Si je mourais là...
Sırada Shadia ve Jason! - Evet, sıra bizde.
Et maintenant, on a...
İstediğin herhangi bir sırada, bana bildir sadece.
C'est quand tu veux.
Olağanüstü. Ve sırada...
Et maintenant...
- Arada sırada kilise kermeslerinde.
Dans les kermesses, parfois.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]