Tanıyorsun translate French
9,515 parallel translation
Şu an ki kocamı tanıyorsun zaten.
Wow. Et, bien sûr, tu connais mon mari actuel, ton frère...
Liz'i nereden tanıyorsun?
- Alors.. comment tu connais Liz? - Heu,
- Andros, seni yaşlı piç beni benden daha iyi tanıyorsun.
- Andros, vieille fripouille, tu me connais mieux que je ne me connais moi-même.
- Joan'ı nereden tanıyorsun?
- Comment connaissez-vous Joan?
Beni gerçekten tanıyorsun.
Tu me connais vraiment.
Güzelmiş. Nereden tanıyorsun?
C'est cool Comment tu le connais?
Sen annemi tanıyorsun, şaşmadım ama bugün gelmedi mi kendisi?
Vous connaissez ma mère qui curieusement n'est pas là?
- Ona ulaşabilecek birini tanıyorsun.
Tu connais une personne qui peut le contacter.
Birilerini tanıyorsun, değil mi?
Vous connaissez du monde? Des criminels?
Sense tanıyorsun. İyi şanslar.
Bonne chance.
- Alice'i nereden tanıyorsun?
- Et comment connaissez-vous Alice?
Sen Jonathan'ı tanıyorsun değil mi?
C'est Jonathan que vous connaissez, n'est-ce pas?
Onları tanıyorsun çünkü onlarla aynı sınıftaydın.
Vous les connaissiez car vous étiez dans la même classe.
Bize ne şans tanıyorsun?
Tu nous donnes combien de chance?
Beni iyi tanıyorsun. Bırak helikopter gitsin, sen de kıçını kaldır ve hemen Lexington'a gel dediğimde, sesimin tonunu anlıyorsundur.
Vu que tu me connais je suis sûr que tu comprends mon ton quand je dis que tu dois laisser l'hélico et ramener ton cul ici en vitesse.
- Peki sen nereden tanıyorsun?
- Et tu sais ça comment?
Sen de mi ailemi tanıyorsun?
Tu connais mes parents, toi aussi?
David'i nereden tanıyorsun?
Mon comptable? Comment tu connais David?
Bu gemiyi herkesten iyi tanıyorsun.
Vous connaissez ce navire mieux que personne.
Bu adamı tanıyorsun, değil mi?
Tu connais ce mec, pas vrai?
- Onu ne zamandır tanıyorsun?
- Tu la connais depuis...?
Öyle mi? Nereden tanıyorsun?
D'où le connais-tu?
Peki bu kızı ne zamandır tanıyorsun? Bir aydır mı?
Cette fille, tu la connais depuis un mois?
Hasmig'i nereden tanıyorsun?
Attendez, comment savez-vous Hasmig?
- Yani Bob Paris'i tanıyorsun?
- Donc vous connaissez Bob Paris? - Oui.
Bu ekibi nereden tanıyorsun, Alison?
Quel bon vent vous amène?
Bu nahoş adamı nerden tanıyorsun?
Comment savez-vous que l'être humain désagréable?
- Nereden tanıyorsun onu?
- Comment la connais-tu?
Evet, bilirsin. O şartlar altında birini çok hızlı tanıyorsun.
Vous savez, vous devez apprendre à rapidement connaître l'autre dans ces circonstances.
Evet, nereden tanıyorsun?
Comment l'as-tu connu?
Adamını tanıyorsun.
Vous connaissez l'homme.
Tanıyorsun onu, değil mi?
Tu la connais, pas vrai?
Bebeğim, beni tanımıyorsun çünkü sen ölümcül bir hatasın
Bébé, tu me connais mal Car tu as tort
- Onu tanımıyorsun.
Tu ne le connais pas.
Kardeşimi gerçekten hiç tanımıyorsun.
Tu ne connais vraiment pas ma soeur.
- Beni sandığın kadar iyi tanımıyorsun.
Vous ne me connaissez pas si bien que ça.
- Şimdi tanışıyorsun işte hayatım.
Vous le connaissez maintenant, ma chère.
- Becca Brady, ama beni daha tanımıyorsun.
Je suis Becca Brady mais vous ne me connaissez pas encore
Tanımıyorsun. Hayır.
Tu ne sais rien.
Bana bir tanıdığımı hatırlatıyorsun çünkü.
Car tu me fais penser à quelqu'un que j'ai connu.
Ama şu da var... Aslında Alice Morgan'ı tanımıyorsun.
Mais alors, le problème c'est... vous ne connaissez pas Alice Morgan.
Gerçekten hedef kitleni tanımıyorsun.
Tu sais vraiment pas à qui tu t'adresses.
Onu ne kadar iyi tanıyorsun?
Vous le connaissez bien?
Onları benim tanıdığım gibi tanımıyorsun.
Tu ne les connais pas comme moi je les connais.
- Tamam, ondan hoşlanmıyorsun ama herkesi tanır.
- Bon d'accord, tu ne l'aimes pas, mais il connait tout le monde.
Bu... Beni tanımıyorsun!
Oh, c'est..
Sen valiyi nereden tanıyorsun lan?
Comment tu connais le gouverneur?
"Beni tanımıyorsun değil mi?" dedim.
Moi : "Vous ne me reconnaissez pas, n'est-ce pas?"
Tamam mı? Onu tanımıyorsun bile, baba.
Tu ne la connais même pas, papa.
- Onu tanımıyorsun.
Tu ne la connais pas.
Onu tanımıyorsun.
Tu ne la connais pas.