English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ U ] / Uyandı

Uyandı translate French

17,937 parallel translation
Bu hissin ne olduğunu hatırlamam biraz zaman aldı çünkü o hastane yatağında uyandığımdan günden beri hissetmemiştim bunu.
Ça m'a prit un moment pour me rappeler ce que c'était... parce que je ne l'avais pas ressenti depuis que je m'étais réveillé dans ce lit d'hôpital.
Uyandığımda başım çok ağrıyordu boğazım acıyordu, sana söylemek istedim ama geçen defasında
En me réveillant, j'avais très mal à la tête et à la gorge. Je voulais te le dire, mais tu me forces toujours à aller à l'école...
Tatlım, uyandın mı?
Chérie, tu es réveillée?
Çocuklar, uyandı. Will uyandı.
Les gars, Will est réveillé.
Hiç öğrenmemelerine rağman bazı kişilerin sabah uyandığında Fransızca konuşabildiklerini kabul ettiler.
Il existe des cas confirmés de personnes qui se réveillent en parlant français sans jamais avoir appris la langue.
- Uyandırdığım için özür dilerim.
Pardon de vous réveiller.
Asistanını uyandırıp nerede olduğunu sordum.
J'ai réveillé ton assistante pour qu'elle me dise où tu étais.
Şüphe uyandıran en ufak bir şey olursa not al.
Notez tout ce qui paraît suspect.
Bu sabah uyandım ve düşündüm ki bebeğin daha fazla ışık almalı.
Vous voyez, j'ai pensé en me réveillant ce matin que le bébé devrait avoir de la lumière.
Hayır, "böyle uyandım" gibi gözüküyorsun.
Non, tu as l'air : "Je me suis levée comme ça".
Yankı uyandıran bir olay olur.
C'est devenu une cause célèbre.
Sabah uyandığında yataktan çıktığın an vücudundaki tüm hücrelerin ağrıdığını hissettin mi hiç?
Ça t'arrive de te réveiller le matin, et dès que tu sors du lit, tout ton corps te fait mal?
Bunun yerine kolları kırık, göğsünde emniyet pimi ve men emriyle uyandı.
Il s'est réveillé à l'hôpital avec les deux bras cassés et une mesure d'éloignement épinglée sur le torse.
Ayakkabılarımı fırlatıp ayaklarımı uzatma isteği uyandırıyor bende.
Ça me donne envie de me déchausser et de lever le pied!
" Bu sabah uyandığımda da aynı mıydım?
" Étais-je la même ce matin en me levant?
Kızlar biraz yorgun ama birini uyandırabilirim. - Size eşlik edecek birilerini ister misiniz?
Je peux rappeler des filles, si vous voulez de la compagnie.
Tüm bunları nasıl hatırladığını ya da kafana yerleştirdikleri onca şeye rağmen kendini nasıl uyandırdığını anlamıyorum.
Je comprends pas comment tu te rappelles tout ça ni comment tu te réveilles, mais ils ont créé tes pensées.
Ford'un başkanlığının son zamanlarda şüphe uyandırdığını kabul etmen gerek.
Reconnais-le, sa façon de diriger est devenue discutable.
Kitapların anlamı olduğu için onlardan birinin içinde uyandığımı hayal ederek uykuya dalardım.
Je rêvais de me réveiller dans un livre, car ils avaient du sens.
Seni uyandırmak istemedim.
Je ne voulais pas te réveiller.
Bu sabah uyandım ve düşündüm ki...
Ce matin, au réveil, je me suis dit...
Sabahın dört buçuğu! Beni uyandırmaya geldi.
Il est venu me réveiller à 4 h 30 du matin!
Uyandığınızda bir milyon dolar kazanmış gibi hissediyorsunuz ve üç kez 100 metre olimpiyat şampiyonu olduğunuzu hatırlıyorsunuz. Bu güzel bir his.
Quand tu te réveilles et que tu te sens comme un million de dollars, que tu te souviens que tu es triple champion olympique sur 100m, ça fait du bien.
Uyandığımda... Bu içimden geldi.
À mon réveil... cette chanson est sortie de moi.
Kanepede uyuyakalmıştım ve babam beni uyandırıyordu.
Je me suis endormie sur le canapé et il m'a réveillé.
Tamam uyandın.
Tu me caches quelque chose.
Onu uyandırdım.
Je l'ai réveillée.
İşler biraz ters gitti, üç gün sonra Kamboçya'da uyandık.
Il s'est perdu et on s'est retrouvées au Cambodge.
Uyandırdığım için affedersin ama haberler iyi.
Désolée de te réveiller. J'ai une super nouvelle.
Uyandığında gitmiş olacak.
Quand tu te réveilleras, il n'y aura plus rien.
- Seni uyandırdın mı?
Je t'ai réveillé?
Seni uyandırdım mı?
Je t'ai réveillé?
Uyuyordun ve seni uyandırdım
Je t'ai réveillé alors que tu dormais!
Onu uyandırmalı mıyım?
Vous voulez que je la réveille?
Onu hemen şimdi uyandır
Vas-y réveille la vite.
Lütfen Mashiro'yu uyandır
réveille-toi.
Şimdi, onu nasıl uyandırmalıyız?
Comment faire pour la transporter?
Polis şefi olduğum süre içerisinde karşılaştığım en şüphe uyandırıcı kişi Geirmundur Jonsson'du.
Quand j'étais encore flic, Geirmundur Jonson était la pire des racailles.
Uyandığımda yanımda değildi, ben de buraya geldim.
J'ai ouvert les yeux et comme il était pas là, je suis allée faire le tour de la maison.
Kafan uçmuş halde sürüklenerek yatağa gelince uyandırma beni.
Essaye de pas me réveiller quand tu viendras, totalement défoncé.
Hadi tekrar uyandıralım.
Réveillons-la.
- Uyandırmadım ya?
- Je t'ai réveillé?
Daha yeni uyandım da sen işe gideceksindir dedim, o arada...
Je viens de me réveiller, et j'ai cru que tu serais en route pour le travail, alors je voulais te parler.
Anahtarlarını almıştım. Döndüğümde uyandırmayayım diye.
J'ai pris tes clés pour éviter de te réveiller en rentrant.
Oğulları uyandı.
Il s'est réveillé.
Uyandığım anda anladım ki, hayat artık aynı değildi.
J'ai su, dès mon réveil, que la vie ne serait plus la même.
Rachel uyandığında belki o da yapar, belki sen de yaparsın.
Quand Rachel se réveillera, peut-être qu'elle essaiera et toi aussi.
Prairie çığlık çığlığa uyandı.
Prairie s'est réveillée en hurlant.
Umarım uyandırmamışımdır.
J'espère que je ne vous réveille pas.
Ben eve gideceğim, Howard'ın radyolarından birini alıp sana da yeni kıyafetler, diş fırçası, traş makinesi getireceğim ki Ana uyandığında kendinde görünesin.
Je vais aller à la maison, pioche en haut une des radios de Howard, apportez-vous un changement de vêtements, brosse à dents, rasoir, afin que quand elle se réveille, vous vous ressemblerez.
Uyandırın kızı.
Réveillez-la.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]