Uyandığında translate French
1,530 parallel translation
Yalnız uyandığında öyle korkunç bir şey dedi ki düşünmeden edemiyorum.
Il m'a dit quelque chose d'affreux lorsqu'il s'est réveillé et je n'arrête pas d'y penser.
Oğlumuz uyuyor, uyandığında yanında olmak istiyoruz.
Ça prendra combien de temps? Notre fils dort et nous aimerions être à son chevet à son réveil.
{ \ 1c00FFFF } Bir gün öncesinde Michael, uyandığında oğlunu yatağında buldu.
Quelques jours plus tôt... Michael se réveilla avec son fils dans son lit.
Uyandığında yanında olmalısın
Vous voudrez être là à son réveil.
Nefesini kesecek bir tanesi sabah uyandığında, ilk düşüneceğin...
Le genre qui vous transporte. Auquel on pense
Uyandığında böyle hissetmeyecek olmaktan mı korkuyorsunuz?
Vous avez peur de ne pas ressentir la même chose quand il se réveillera?
Max uyandığında onunla konuşmak istiyorum.
Si Max se réveille, je veux lui parler.
Cristin uyandığında, ona bebeğin öldüğünü söyledim.
Quand Cristin s'est réveillée, je lui ai dit que le bébé était mort.
Yarın sabah uyandığında, Torchwood ile ilgili her şeyi unutmuş olacaksın.
Demain matin, vous n'aurez plus aucun souvenir de Torchwood.
Sence bir gün uyandığında bu kadar zengin olursan bizi hissettiklerimizden başka şeyler mi hissedersin?
Tu crois que si on est aussi riche, on se réveille tous les matins en ressentant autre chose que ce que nous ressentons?
Ve uyandığında, gelip beni bul.
Et quand tu te réveilleras, viens me trouver.
Sakinleştiriciyi kesin ve uyandığında beni çağırın.
Arrêtez les sédatifs et appelez-moi quand il se réveille.
Bunu söylemek için biraz erken, ama biliyorum ki uyandığında seni görmek onu mutlu edecek.
Mais il sera content de vous voir. - Vous croyez?
Her sabah uyandığında insanları nasıl kazıklayacağını düşünürdü.
Ah? ! Donc vous n'avez rien en commun avec le père de votre femme?
Ve uyuyakaldı. Uyandığında ise, hepsi gitmişti.
Il s'endormait, et à son réveil, elles avaient disparu.
Rüyanda müvekkilinin cinayet işlediğini görürsen ve uyandığında da sürekli bu konudan bahsedersen, bu hedefine ulaşmanı kolaylaştırmaz.
Rêver de lui en train de commettre le crime dont il est accusé et le fait d'y repenser une fois réveillée ne t'aidera pas.
Vince'e uyandığında Ari'yi aramasını ve onu tekrar arayacağımı söyler misin? .
Dis à Vince de rappeler Ari quand il se réveillera.
Ve uyandığında, bunu sana verebilecem.
Et quand tu te réveilleras, je pourrais te donner ça.
Ve yazmış, ama ertesi sabah uyandığında yazdıklarını okuyamamış.
Et il l'a écrite, mais seulement quand il s'est réveillé, le lendemain il n'arrivait plus à se relire.
Uyandığında beraber yürüyüşe çıkarız.
Je t'emmènerai faire un tour, quand tu sera réveillée.
Uyandığında dünya kim bilir nasıl görünecek?
Que sera devenu le monde quand tu te réveilleras?
Uyandığında burada olmadığım için kendime nasıl kızdığımı bilemezsin.
Tu peux pas savoir à quel point je m'en veux de ne pas avoir été là quand tu t'es réveillé.
"Perili Ev" partisinden sonra, Claire parkta yalnız uyandığında saat sabah 5'ti.
Le matin suivant la maison hantée, Claire s'est réveillée seule dans le parc, à 5h du mat, sa tête rasée.
Ve belki bu kez, yeni hayatında uyandığında... iyi bir şeyler yaparsın.
Et, peut être, que cette fois, tu vas te réveiller dans cette nouvelle vie... tu feras quelque chose de décent.
Nasıl bir kâbus? Gece uyandığında yatağın ayakucunda bir kadın durduğunu söylemişti.
Euh, il a dit s'être réveillé au milieu de la nuit, et il y avait une femme au pied de son lit.
Uyandığında çok huysuz oluyor.
Il est grognon au réveil.
Uyandığında ilk aklına gelen...
Quand tu te lèves, tu te dis :
Uyandığında sizi görmek isteyecektir. Yani... Berbat etmeyin.
Elle va vous réclamer, alors essayez d'assurer.
Her sabah uyandığında seninle birlikte olmak siteyen bu adam çok üzgün oluyor.
Mary, je me réveille le matin et j'aimerais tant que tu sois là.
Uyandığında, bir tane daha çizdir.
Quand il se réveillera, dis-lui d'en peindre un autre. Non.
Grey. - Uyandığında burada olacağım.
- Je serais là quand tu te réveilleras.
Uyandığında ara.
Appelle moi quand tu te réveilleras.
Her sabah uyandığında seninle birlikte olmak isteyen bu adam çok üzgün oluyor.
J'aimerais tant que tu sois là quand je me réveille le matin.
Uyandığında saçının kazındığını fark etmen yazık olacak. Ama bu iyi olacak.
C'est vraiment dommage de savoir que quand tu te réveilleras, tout ce que tu sauras c'est que tu n'as plus de cheveux... parce que ça va être bon...
Uyandığında kendini o şekilde bulursa, yalnız hissedebilir.
Je ne veux pas qu'elle soit seule à son réveil.
Bir gün uyandığında üzgün olmayı unutacaksın.
Un jour, tu te réveilleras et tu ne te sentiras plus triste.
Umalım da uyandığında bunu yapanı tarif edebilsin.
Avec un peu chance, quand il se réveillera, il pourra décrire son agresseur.
Çünkü beni buraya, bu insanların yanına yolladığında, o iğrenç piçi yeniden uyandırdın.
Car depuis que tu m'as envoyé ici avec tous ces gens, cet enfoiré a ressuscité.
- Uyandıgında belki onunla konuşabilirsin.
Parlez-lui quand il reviendra à lui.
Ayrıca tanıdığım Sheppard'ı bu kadar erken uyandırmak için kulağında borazan çalman gerekir.
D'ailleurs, il faudrait que vous donniez des leçons au Sheppard que je connais afin qu'il se lève tôt.
Amerikalılar bu sabah uyandıklarında, Moskova'yla yaptıkları işbirliğinin... kendilerine ne kadar pahalıya patladığını anlayacaklar.
Les Américains se réveilleront ce matin en découvrant à quel point la facture qu'ils ont payé pour leur alliance avec Moscou est salée.
Şey, aslında uyandığımda bana abanıyor olman çok komikti ama Sloan, şu an burada olmanın çok daha tuhaf olduğunu düşünürdü.
Me réveiller dans tes bras, c'était plutôt amusant. C'est le fait que tu sois ici que Sloan trouverait bizarre.
İlk hatırladığım şey, ormanda uyandığım... kim olduğu veya neler olduğu hakkında hiç bir fikri olmayan yeni doğmuş bir bebek gibi.
Je me rappelle m'être réveillé dans la forêt. Tel un nouveau-né, j'ignorais qui j'étais et ce qui se passait.
Çok toy Yaptığı paldır küldür evime girmek gecenin bir yarısında. Konuşma ihtiyacı hissettiği için beni uyandırdı.
Écoutez ça, il a fait irruption chez moi... au milieu de la nuit... me réveillant parce qu'il était d'humeur causante.
Sonrasında hatırladığım, burada uyandığım.
La chose suivante dont je me souvienne, c'est que je me suis réveillé ici.
Garajında iki ölü haydutla uyandığın zamanki gibi mi?
Comme quand tu t'es réveillée avec 2 malfrats morts dans ton garage?
Ya da neden uyandığı hakkında.
Ou pourquoi il s'est réveillé.
Bu fazlalıklarla ilgili tüm aşağılayıcı... söz repertuarımı bir kenara atmak zorundayım. Onun yanında ilk uyandığım zaman bir dağ aslanıyla yattığımı düşünmüştüm. Hmm.
Je ne vais plus pouvoir utiliser mon répertoire habituel d'insultes.
Sabah uyandığında hiçbir şey hatırlamayacaksın.
Demain matin, tu ne t'en rappellera probablement même pas.
Uyandıklarında, istediğin her şeyin izlenimini uyandırabilirsin bunun gerçekten yaşandığına inanacaklardır.
A leur réveil, vous pourrez leur suggérer tout ce que vous voulez et ils croiront que cela s'est vraiment passé.
Bende ışığını gördüğüme sevindim çünkü uyandığımda yatağında değildin -... Nerdeyse çılgına dönüyordum
Je suis content d'avoir vu ta lampe torche parce que quand je me suis réveillé, tu n'étais pas couchée et j'ai presque perdu la tête.
uyandım 69
uyandı 37
uyandığımda 33
uyandın mı 44
uyandır 16
uyandırdığım için üzgünüm 18
uyandırın onu 16
uyandırdım mı 47
uyandır onu 30
uyandı 37
uyandığımda 33
uyandın mı 44
uyandır 16
uyandırdığım için üzgünüm 18
uyandırın onu 16
uyandırdım mı 47
uyandır onu 30