English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ V ] / Vakit kaybediyoruz

Vakit kaybediyoruz translate French

143 parallel translation
Hadi, vakit kaybediyoruz.
Allez, le temps presse.
Vakit kaybediyoruz.
Nous perdons un temps précieux.
Ne yapıyoruz burada? Vakit kaybediyoruz.
Nous perdons du temps.
Neredesin? Burada vakit kaybediyoruz.
Je perds mon temps.
Vakit kaybediyoruz.
On perd du temps.
Biz burada vakit kaybediyoruz.
On perd notre temps.
Neden bu salak hatunlarla vakit kaybediyoruz?
Pourquoi tolérons-nous ces gonzesses idiotes?
O zaman neden vakit kaybediyoruz? Hadi, gidelim.
Eh bien alors, ne perdons pas de temps, allons-y.
- Vakit kaybediyoruz.
- On perd du temps.
- Neden bu kadar vakit kaybediyoruz?
- Pourquoi perdre du temps?
Histerik bir kızla boşuna vakit kaybediyoruz!
C'est une hystérique monsieur le juge.
Onu dinleyerek vakit kaybediyoruz.
On perd notre temps avec lui.
- Jim, vakit kaybediyoruz.
- On perd du temps.
Vakit kaybediyoruz.
Nous perdons du temps.
Adımı konuşup vakit kaybediyoruz.
On fait que perdre du temps à en discuter.
Vakit kaybediyoruz.
On perdrait du temps.
- Colby, vakit kaybediyoruz.
- On perd du temps.
Hadi ama! Vakit kaybediyoruz.
Nous perdons un temps précieux!
Vakit kaybediyoruz.
Nous perdons notre temps.
Vakit kaybediyoruz!
On perd du temps!
( Çavuş Dedektif Gina Calabrese ) Bu lanet yerde cidden vakit kaybediyoruz.
On perd notre temps.
Boşuna vakit kaybediyoruz.
Quelle perte de temps.
Arkamızdan dolaplar dönüyor, ve biz bu dağlarda vakit kaybediyoruz.
D'autres trament des intrigues, et nous, on se promène en montagne?
Biraz vakit kaybediyoruz ve birdenbire herşey ortaya çıkıyor.
On perd un peu de temps et tout d'un coup, c'est chacun pour soi.
Neden bu oyunu oynayarak vakit kaybediyoruz?
Pourquoi perdre notre temps à ce jeu ridicule?
Vakit kaybediyoruz. Toplanalım.
- On perd du temps.
Vakit kaybediyoruz.
Ça suffit.
Vakit kaybediyoruz.
Le temps presse.
Anlaşmak mı? Ne ile? Burada boşuna vakit kaybediyoruz.
Attendez, il va l'être.
- Öyleyse vakit kaybediyoruz, gidelim.
- Alors on perd notre temps, partons.
Sadece vakit kaybediyoruz.
On perd notre temps.
Vakit kaybediyoruz!
On lève l'ancre!
Vakit kaybediyoruz.
On perd notre temps.
Eğer o kadar farklıysak neden birbirimizle vakit kaybediyoruz? Kendimden farklı biriyle olmak istiyorum.
Je veux quelqu'un qui soit différent de moi.
Burada vakit kaybediyoruz.
On perd du temps.
Ah, neyse, dalga geçerek vakit kaybediyoruz.
Ne perdons pas de temps en amusements.
Boş yere vakit kaybediyoruz. Şu lanet maçı hemen ayarla. Boks nasıldır bilirim.
Perds pas de temps, organise ça.
Çabuk ol, vakit kaybediyoruz.
Dépêche-toi, on perd du temps.
- Kes şunu! - Hadi Ross! Neden vakit kaybediyoruz?
- Pourquoi on perd notre temps?
Tek bildiğim burada konuşarak vakit kaybediyoruz.
En tout cas, il n'y a plus de temps à perdre à discuter ici.
Vakit kaybediyoruz, yalvarıyorum. Ceza gerçekleştirilsin. Devam edebilirsiniz.
Nous gaspillons le temps, je vous en prie, procédez à la sentence.
Vakit kaybediyoruz.
- On perd du temps. - L'arme, Marta.
Ya silahın nerede olduğunu biliyor ve bizimle oynuyor ya da hiçbir fikri yok, bu durumda vakit kaybediyoruz.
- Ou elle sait où est l'arme, ou elle l'ignore, et nous perdons notre temps.
Burada vakit kaybediyoruz, bir kurtarma operasyonu yapmalıyız.
On perd notre temps là, il faut préparer une mission de sauvetage.
Bu konu üzerinde, hâlâ neden bu kadar vakit kaybediyoruz, beyler?
Pourquoi perdons-nous autant de temps sur ce sujet, messieurs?
- Gidelim. Vakit kaybediyoruz.
Nous perdons du temps.
Boşuna vakit kaybediyoruz.
On perd notre temps.
Vakit kaybediyoruz!
Nous perdons notre temps!
Vakit kaybediyoruz! Nerde o?
Bon.
Vakit kaybediyoruz, Kasper.
On perd du temps, Kasper.
Tamam! Vakit kaybediyoruz.
Allez, on y va.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]