English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ V ] / Vakit kaybetmeyelim

Vakit kaybetmeyelim translate French

100 parallel translation
Vakit kaybetmeyelim.
Ne perdons pas de temps.
- Vakit kaybetmeyelim. - Evet, doğru dedin.
- Ne perdons pas de temps.
- Bin dolar olsun mu? - Vakit kaybetmeyelim.
Ne lésine pas.
Bilmemiz gerektiğini söyleyerek vakit kaybetmeyelim.
Ne perdons pas de temps à déplorer le passé.
Vakit kaybetmeyelim. Çantaları odaya çıkartsın.
- Laisse-le monter les bagages.
Tam burada kalmalıyız. Seyahat ile vakit kaybetmeyelim.
A mon avis, le mieux serait de la passer ici.
Burada fazla vakit kaybetmeyelim.
On n'a pas de temps à perdre aujourd'hui.
Boşuna vakit kaybetmeyelim.
Ça évitera beaucoup de discussions.
Şimdi boşa vakit kaybetmeyelim.
Aujourd'hui, vous êtes pressé.
Vakit kaybetmeyelim.
Assez perdu de temps.
Vakit kaybetmeyelim - işte programım.
ne perdons pas de temps, voici mon programme.
Pazarlıkla vakit kaybetmeyelim.
Pas le temps de marchander.
O zaman hiç vakit kaybetmeyelim.
Nos vies ne comptent pas. Il faut se battre.
Vakit kaybetmeyelim. 64.
Perdons pas de temps.
Haydi, vakit kaybetmeyelim.
Ne perdons pas de temps.
Vakit kaybetmeyelim, üstümüzü çıkarıp, elbiselerimizi arkaya koyalım.
Dépêchons-nous. Déshabille-toi.
Çene çalarak vakit kaybetmeyelim konuşmuyorsa... görgü kurallarını es geçebiliriz gebertelim gitsin!
Parle ou tu vas goûter à nos flèches explosives. La réputation de vos flèches est notable.
Vakit kaybetmeyelim.
Inutile de tergiverser.
Haydi. vakit kaybetmeyelim.
Allez. Ne perdons pas de temps.
Vakit kaybetmeyelim Harge konuya girelim.
DOUD : Ne perds pas de temps. Finissons-en.
Demiryolu şirketi ensemde, bu yüzden vakit kaybetmeyelim.
Le chemin de fer est sur mes talons. Ne perdons plus de temps.
- Tesisleri taşımakla vakit kaybetmeyelim!
- Déménager prendrait trop de temps. - D'accord.
Kesilecek çok ağaç var, vakit kaybetmeyelim.
On a beaucoup de bois à abattre, alors, ne perdons pas de temps.
Hadi, vakit kaybetmeyelim.
Ne perdons pas de temps.
Vakit kaybetmeyelim.
On perd notre temps ici.
Harika. Bize etrafı göster de vakit kaybetmeyelim, tamam mı?
C'est bien, comme ça tu vas nous montrer où c'est et on perdra pas de temps.
- Vakit kaybetmeyelim.
Ne perdons pas de temps.
Vakit kaybetmeyelim.
On perd du temps.
Hadi vakit kaybetmeyelim!
Nous sommes loin derrière, allons-y.
İyi o zaman Daha fazla vakit kaybetmeyelim.
On ne peut plus attendre.
O halde vakit kaybetmeyelim.
Alors, ne perdons pas de temps.
Öyleyse en iyisi daha fazla vakit kaybetmeyelim.
Mieux vaut ne pas perdre plus de temps.
Peşinden gidip vakit kaybetmeyelim, onun bize gelmesini sağlayalım.
Inutile de lui courir après. Faisons-le venir à nous.
Güven bana. Vakit kaybetmeyelim.
Fais-moi confiance.
Buradaki herkes Schubert hakkında farklı görüşlerimiz olduğunu biliyor, lütfen bununla vakit kaybetmeyelim, dışarıda 20 kişi bekliyor.
Tout le monde ici, mon cher collègue, sait que nous avons sur Schubert des avis divergents. Alors, je vous en prie, ne perdons pas le temps avec ça, 20 personnes attendent dehors.
Çabuk, vakit kaybetmeyelim!
Dépêchez-vous, nous partons.
Hadi buradan gidelim de vakit kaybetmeyelim.
Mettons les voiles et arrêtons de perdre notre temps.
O zaman hic vakit kaybetmeyelim.
Ne perdons pas de temps, alors.
Vakit kaybetmeyelim.
Pas de temps à perdre.
Xander. O budalayla daha fazla vakit kaybetmeyelim.
On va pas gâcher notre salive pour ce branleur.
Haydi, vakit kaybetmeyelim.
Assez perdu de temps.
Aramıza köprü kurmakla vakit kaybetmeyelim. Anlaşmamız gereken tek konu var : fiyat.
Ne perdons pas notre temps en débattant inutilement, il n'y a qu'une chose sur laquelle on doit se mettre d'accord :
Öyleyse hiç vakit kaybetmeyelim.
Alors mettons-nous au travail immédiatement.
Bunlarla vakit kaybetmeyelim, olur mu?
Ne commençons pas à jouer à ça, d'accord?
Vakit kaybetmeyelim.
Pressons.
Pietro ile vakit kaybetmeyelim. Mankafayla olmaz.
Perdons pas de temps avec Pietro, l'abruti!
Daha fazla vakit kaybetmeyelim.
Venez!
Vakit kaybetmeyelim.
- Je retarde de trois minutes.
Ama meselenin Yang hanımla bir ilgisi yok Onunla vakit kaybetmeyelim!
Je la tuerai.
Vakit kaybetmeyelim.
Qui a décidé qu'il allait jouer Triboulé? Ne perdons pas de temps.
Vakit kaybetmeyelim.
Arrêtons de perdre du temps.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]