English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Y ] / Yanıt yok

Yanıt yok translate French

322 parallel translation
Maalesef yanıt yok.
Désolé, il ne répond pas.
- Yanıt yok mu?
- Pas de réponse?
- Hala yanıt yok.
Toujours pas de réponse.
- Kimlik yok. Bizim tepkimize yanıt yoktu sadece ucundan...
Ils n'ont pas répondu à notre sommation, seulement...
- Yanıt yok.
- Aucune réponse.
- Çağrı frekansları açık. Yanıt yok.
- Je ne reçois toujours rien.
- Yanıt yok.
- Rien ne se passe.
Yanıt yok.
Aucune réponse.
İmha sinyaline yanıt yok.
Pas de réponse du signal de destruction.
Hiçbir yanıt yok, Kaptan.
Plus rien ne répond, capitaine.
- Hiçbir kanaldan yanıt yok.
- Je ne reçois pas de réponse.
John Gill'den hiçbir kanalda yanıt yok.
John Gill ne répond sur aucune fréquence.
- Yanıt yok, efendim.
- Nous n'avons pas de réponse.
- Bir yanıt yok, efendim.
- Il n'y a pas de réponse.
- Burada basit yanıt yok.
- Il n'y a pas de réponse simple.
- Yanıt yok.
- Rien.
Yanıt yok, efendim.
Aucune réponse, commandant.
Henüz nedeniyle ilgili yanıt yok.
Toujours aucune idée de la cause.
Yanıt yok, Bay Scott.
Aucune réponse, M. Scott.
- Hayır, gezegenden yanıt yok.
Toujours aucune réponse.
Yanıt yok ki.
II n'y a pas de réponse.
Yanıt yok.
Il n'y a pas de réponse.
Üzgünüm, yanıt yok.
Désolée, il n'y a pas de réponse.
Hala yanıt yok.
Toujours pas de réponse.
- Onlarla konuşalım. Bu denendi. Yanıt yok.
Journal de bord du capitaine, date stellaire 41263.2.
Yanıt yok çünkü çok gizli çalışacağım.
Pas de réponse, car je suis dans l'incognito le plus profond.
Deniyoruz. Yanıt yok.
Nous avons essayé.
Ona benzer bir şeyin kaydı bile yok. Yanıt yok.
Il n'est pas répertorié.
Kimlik yok, sinyallerimize bir yanıt yok.
Pas d'indentification, pas de réponse.
Hala yanıt yok efendim.
- Allez-y, Geordi. C'est fait.
Yanıt yok.
Aucune réaction.
Niçin oğlumun yatağının yanında bir paravanı yok?
Pourquoi mon fils n'a t il pas de rideau?
Yanında kimse yok mu?
Personne ne t'accompagne?
- Yanımda yok, ama sana bir tane getiririm.
- Je t'en aurai une. - D'un Indien mort?
Sana yardım edecek yanında kimse yok, öyle olunca hepimiz Allison buraya gelmeden senin kasabadan kaçacağını düşünmüştük.
On pensait tous que tu quitterais la ville avant d'affronter Allison, sans tes hommes à tes côtés pour t'aider.
- Ne kadar alır bilmiyorum - Bu yanıtın hiç bir anlamı yok. Dino ne yapacağını bilir.
le temps qu'il faut - tout part en pièce sur ce rafiot dino sait ce qu'il fait et maintenant, qu'est-ce qui se passe?
Üzgünüm efendim, olanaksız. 35 saattir Birleşik Devletlerle bağlantımız yok. Ne kuzey ne de güney hatlarından yanıt alamıyoruz.
Désolé, On a perdu tout contact avec les États-Unis depuis 35 heures, sur les deux câbles : nord et sud,
Üzülme sevgilim, sepet örmenin kötü bir yanı yok.
Ne t'inquiète pas, ma chère, il n'y a rien de mal à tresser des paniers.
Korkarım size yanıtım yine aynı olacak : Yok.
Malheureusement, c'est toujours la même réponse : il n'y en a pas.
- Hiç yanıt yok.
- Rien.
Newton da, "Somut bir kanıtım yok,... ama bulduğumda sana iletirim" yanıtını verdi.
et Newton a dit, "bien, je n ´ ai pas exactement la preuve. je vous l'enverrai."
Hiç yanıtınız yok mu?
- Vous n'avez pas d'explication?
Lanet olsun, sen ki taşralı bir budalasın onca yolu tepip, sonunda buraya gelebiliyor ve tereyağından kıl çeker gibi beni buradan çıkarıyorsun. Tanrım Bowie, yanında 30 sent kadar değerim yok.
T'es un abruti de cul-terreux, mais pourtant, tu reviens et tu réussis un coup qui me donne l'air d'un minable.
Ama sorunun yanıtı, yapılacak hiçbir iş yok.
Mais pour répondre à ta question, il n'y a pas de travail à faire.
Yanıt yok.
Pas de réponse.
Sen de onun yanına gitmekten en az... benim kadar nefret ediyorsun ve bunun hiç önemi yok.
Je sais que tu n'aimes pas t'approcher de lui, tout autant que moi, ce n'est pas un secret.
Yazmakta benden kötüsü yok. Ama söz veriyorum, artık mektuplarına yanıt vereceğim.
Je suis une mauvaise correspondante... mais je te promets que je répondrai à tes lettres.
Hayır yanıtının, evete dönüşme şansı yok.
Un "non" de votre part a peu de chances de devenir un "oui".
Buraya kadar geldik ve anahtarlar yok mu yanında?
On a fait tout ce chemin et t'as même pas les clefs?
Sorularımıza da hala bir yanıt yok.
Nous sommes prêts à prendre la totalité du groupe avec nous.
- Aldea'dan bir yanıt var mı? - Daha yok.
Spéculation.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]