Yapamadım translate French
2,907 parallel translation
Ben yapamadım.Bu şey her zaman filmlerde çalışır.
Je ne comprends pas. Ce truc fonctionne toujours dans les films.
Ama bir türlü bunu yapamadım.
Je n'ai pas pu le faire.
Sürekli yollarda olup, senden uzak kalmayayım diye istemiştim ama yapamadım işte.
Pour éviter d'être toujours en tournée. Loin de toi. Mais pas possible.
Yapamadım.
Je n'ai pas pu.
Her ne kadar Jenna + dan nefret etmek istediysem de yapamadım.
J'avais beau vouloir haïr Jenna +, impossible.
Yapamadım.
Je n'ai pas pu y aller.
Amacım buydu ama..... yapamadım.
C'était le but. J'ai échoué.
Ya Pete'in gerçekten çok dar bir nefes borusu var ya da birisi bana yanlış E.T tüpü verdi çünkü tam olarak intubasyonu yapamadım ve Sam "hazır" diye bağırdığında...
Soit Pete a une trachée étroite, soit on m'a donné la mauvaise sonde d'intubation, car... Je n'avais pas fini l'intubation quand Sam a crié "dégagez",
Sadece... Konuklar için hazırlık yapamadım.
Je n'étais vraiment pas préparée à avoir des invitées.
Ben aynı şeyleri senin için yapamadım.
Je n'ai pas eu la chance de faire la même chose pour toi.
Acaba ben niye yapamadım bunu?
Pourquoi je ne pourrais pas simplement faire ça?
Langley'de sana söylemek istedim. Ama yapamadım.
Je voulais te le dire à Langley, mais je ne pouvais pas.
Bugün babam için çalışmaya başlamam gerekiyordu ama yapamadım.
Je devais travailler pour mon père, mais je n'y suis pas allé.
Seni orada asılı görünce, yapamadım işte.
Quand je t'ai vu pendu là, je n'ai juste pas pu m'empêcher.
Durmadan onu uyandırmaya çalıştım ama yapamadım.
- Environ cinq minutes. J'ai essayé et réessayé de le réveillé, mais je n'ai pas réussi.
Telefonda yapamadım.
Et bien... je n'ai pas pu le faire par téléphone.
ama yapamadım çünkü bağlıydım.
JAN : Mais je ne pouvais pas car elles étaient attachées.
Bana onu kovmamı söyledin, onu kovmayı denedim, onun duygularını inciteceğim için, bunu yapamadım- -
T'as voulu que je la vire. J'ai essayé, j'ai pas pu.
Kusura bakma temizlik yapamadım misafir beklemiyordum.
Désolée, j'ai pas nettoyé, mais je m'attendais pas à une visite.
Bunu yapamadım,
J'ai eu peur de la blesser.
Ben ofisim için bir şey yapamadım.
- J'ai rien fait pour le mien.
Onunla göz göze gelmektense ölmeyi tercih ederdim. Ama onu bile yapamadım.
Je voulais mourir, plutôt que le regarder dans les yeux, mais je pouvais pas.
Trafik incelemesi yapamadım.
Je n'ai pas étudié la circulation. Désolé.
Geçen sefer bir sunumu yapamadım ve sekreterimle başım belaya girdi.
Alors comment je pourrais.. Comment je pourrais devenir PDG?
Gördüğünüz gibi, başka insanların nefreti, benim aşkımı mahvetti. Ve bu konuda hiçbir şey yapamadım.
Vous savez, la haine des autres a détruit mon amour, et je ne pouvais rien y faire.
Hiçbir şey yapamadım.
Je n'avance pas.
Açmak istiyordum fakat yapamadım. Yapamadım işte.
Je voulais décrocher, mais je ne pouvais pas.
Daha önceden yapamadığım şeyler için nihayet param olmasını sağlıyor.
J'ai enfin de l'argent pour faire des choses que je n'ai jamais fais avant,
Bu bağlantıyı yapamadığım için Aptal olmam gerek.
Je suis si stupide de ne pas avoir fait le rapprochement.
Sen yapamadığın için ben yaptım.
Tu n'as pas pu le faire, alors je l'ai fait.
Onlar gibi şov yapamadığım için sefalet içinde mi yaşamalıyım?
Je vis dans la misère parce que je ne peux pas jouer comme eux?
Benim asla yapamadığım şeyleri yaptı.
- Ton oeil. Il a réussi là où j'ai échoué.
Yapamadım.
Je pouvais pas.
Evet. Ama yapamadım.
Mais je ne pouvais pas.
Ama Artemis ölünce bu değişti. Miss Martian bilincinde bunu bilmesine rağmen bilinçaltı bu ayrımı yapamadı.
Mais tout cela a changé quand Artemis est morte. L'esprit subconscient n'a pas réussi à faire la distinction.
Birlikte iş yapamadığımız için üzgünüm.
Et bien je suis désolé qu'on ne puisse faire de business ensemble.
Hey, komada cinsel istismara uğradığın zaman, bunu fark ettin ve hiçbir şey yapamadın mı?
Quand tu te fais violer dans ton coma, est-ce que tu sais ce qui se passe, sachant que tu ne peux rien faire?
Yapamadım.
J'ai pas pu.
Yapamadım...
- Je n'ai pas pu...
Yapamadığımızı kim söyleyebilir ki? Böyle mi düşünüyorsun?
- On l'a peut-être atteint.
Ona yapamadığımı.
Ce que je ne pouvais pas lui faire.
Zaman yolculuğunuzu Buzul Çağı sonrasına yapamadınız mı?
Vous ne pouvez pas voyager dans le temps jusqu'à l'âge de glace?
Yapmak istediğin ama yapamadığın bir şey var mı?
- Vous pensez? Donc, vous avez quelque chose... qui manque?
H-E-C-E-L-E-M-E yapamadığını bildiği için o şekilde ifade etmişti.
Elle l'a dit comme ça car elle savait aussi que tu ne pouvais pas E.P.E.L.E.R.
Korkarım en iyi gösterimi yapamadım.
{ \ pos ( 190,230 ) } J'étais pas très en forme.
Yapamadım...
J'ai pas pu...
Ama Suk Hee yüzünden hiçbir şey yapamadım.
Pour une fois que je voulais vraiment..
Ama şimdi Sekreter No, benim yapamadığımı sen yapıyorsun.
Si tu savais comme c'est difficile pour moi de tous les gérer.
Bunu yapamadığım için üzgünüm.
Désolée de ne pas pouvoir être à tes côtés.
Son aylarını herkese yazarak geçirdi kuzenler, ortaklar, adını duymadığım insanlar. Yapmak istediği ama yapamadığı şeyleri yaptığı, yapmayı istemediği şeyleri yazdı.
Il a passé ses derniers mois à écrire à des cousins, des associés dont j'ignorais l'existence, tout ce qu'il regrettait de n'avoir pas fait et tout ce qu'il regrettait d'avoir fait.
Sana hiç babalık yapamadığımı biliyorum.
Je sais que je ne suis pas un père pour toi.
yapamam 3103
yapamıyorum 389
yapamaz 108
yapamazsın 482
yapamazsınız 119
yapamayız 200
yapamayacağım 77
yapamazdım 44
yapamazlar 48
yapamam işte 17
yapamıyorum 389
yapamaz 108
yapamazsın 482
yapamazsınız 119
yapamayız 200
yapamayacağım 77
yapamazdım 44
yapamazlar 48
yapamam işte 17