English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Y ] / Yapamaz mısın

Yapamaz mısın translate French

802 parallel translation
Siz yapamaz mısınız?
Pas vous?
Yapamaz mısın?
Impossible?
- Daha az gürültü yapamaz mısınız?
- Pourriez-vous faire moins de bruit?
Bir şey yapamaz mısınız? Çok müteşekkir olurduk.
Ne pouvez-vous rien faire?
Şu arazinin fiyatında birşeyler yapamaz mısınız?
Alors, vous baisserez le prix de cette terre?
Ne olacak? Bu adam için bir şey yapamaz mısın?
N'y a-t-il rien que vous puissiez faire?
Çok iyi bir noktaya parmak bastın. Yapabilir misin, yoksa yapamaz mısın?
Excellente question.
Yapamaz mısın? Neden?
Pourquoi tu ne peux pas?
- Bir şey yapamaz mısınız?
- Faites quelque chose. - Trop tard.
Sadece bu kez unutmuş gibi yapamaz mısın?
Essayez d'oublier tout ça.
- Sorun ne, yapamaz mısın?
- T'oses pas, c'est ça?
14 gün yapamaz mısın, Mac?
14 jours, est-ce possible?
Calloway, Anna için bir şey yapamaz mısın?
Ne pouvez-vous rien faire pour Anna?
Şunu Fred yapamaz mısın?
Appelez-moi Fred.
Waggett'i durdurmak için bir şey yapamaz mısın?
II faut arrêter Waggett!
- Yapamaz mısın?
- Comment?
Hem de iğrenç kokuyor. Bir şey yapamaz mısınız?
Mon enfant a eu une éruption provoquée par cette eau...
Evde resim yapamaz mısın Riri?
Chez nous, tu pourrais peindre.
Sen hiç taklit yapamaz mısın? Neden böyle ciddisin?
Et toi, qu'est-ce que tu sais faire?
Sen de aynısını yapamaz mısın?
Si tu en faisais autant?
Çok güzel bir gün, ikisini de yapamaz mısın?
Il fait beau. Vous pourriez faire les deux.
Metabolik hızını arttırmak için bir şey yapamaz mısın?
On ne peut pas augmenter le métabolisme?
Gerçekten iyi yapmışsınız. Yiyeceksiz, uykusuz ve sadece biraz su ile... yaşayabilirsiniz, yapamaz mısınız?
Vous voyez qu'on peut s'en sortir sans nourriture ni sommeil... et avec seulement quelques gouttes d'eau.
- Şu işi sonra yapamaz mısın?
- Vous pouvez faire ça plus tard.
O yüzden etraftaki bütün pencereleri açık bırakıyorsun. Ama bunu nezaketen biraz daha zekice yapamaz mısın?
C'est pour ça que tu laisses les fenêtres ouvertes, tu pourrais au moins me tuer discrètement.
İyi de birşey yapamam. Yapamaz mısın?
Je sais, mais je n'y peux rien.
Bir şey yapamaz mısın?
Vous ne pouvez rien faire?
Hiç, kendin için bir şey yapamaz mısın?
Alors va lui en chercher un. - Tu peux rien faire, toi? - Génial.
Kararı o verir. - Yani, şey yapamaz mısınız...?
Il n'y a rien à faire?
Tanrı aşkına, Ned, basitçe sana söyleneni yapamaz mısın?
Ça m'inquiète. Qu'est-ce que ça veut dire?
Bu konuyla ilgili bir şeyler yapamaz mısın?
- Ça ne servira à rien peut-être que ce si. - Eh bien, chéri, tu ne peux pas faire quelque chose contre ça?
Hiçbir şeyi doğru yapamaz mısın?
Tu n'es donc bon à rien?
Tatilinize çıkmadan önce bana küçük bir iyilik yapamaz mısınız?
Vous ne pourriez pas laisser cela jusqu'à votre retour de vacances? Me faire une petite faveur?
- Sen hiç bir şeyi düzgün yapamaz mısın?
- Tu es un incapable!
Bir erkek işi için hayatını tehlikeye atıyorsa, karısı da aynısını yapmalı. Bunu yapamaz mısın?
Une femme doit consacrer sa vie au travail de son mari.
- Yapamaz mısın?
- Tu ne peux pas?
- Yapamaz mısın?
- Vous ne pouvez pas le faire?
Suni solunum yapamaz mısın, boğulanlara yapıyorlar ya hani? Boğulmadı ama o. İnfaz edildi.
Oui, c'est ça, une fois conscient de sa culpabilité, encore une fois...
Bu rutubet meselesi için bir şey yapamaz mısın Hector?
Pouvez-vous faire quelque chose avec cette humidité?
Bir istisna yapamaz mısınız?
Vous pouvez pas faire une ex ception?
Sen yapamaz mısın?
Tu ne sais pas le faire?
- Şunu 10 dakika yapamaz mısın?
- On peut arriver en 1 0 mn?
Orada öyle oturmasana! Bir şey yapamaz mısın?
Ne reste pas là comme ça, fais quelque chose.
3927, sen oradan bir şey yapamaz mısın?
39-27, enlevez-le.
Bu konuda bir şey yapamaz mısınız?
Et vous ne faites rien?
Nellie, Harvey'le sen yapamaz mısınız...
Mais Harvey et toi...
Yapamaz mısınız? Yapmayacak mısınız?
Vous ne pouvez pas?
- Dönünce yapamaz mısın? - Hayır. Saatler sürer.
Tu le feras plus tard.
Onların Nil'in sularından içtiklerini duydum, asla bizim dışımızda kimse bunu yapamaz.
Celui qui a bu de l'eau du Nil, ne peut étancher sa soif ailleurs.
- Benim için bir şey yapamaz mısınız? - Kimlik belirleme için buradan.
Par ici, pour l'identification.
Eğer nerede olduğunu bilseydin, gerçekten bilmiyormuş gibi davranır mıydın? Sıradan insanlar bunu asla yapamaz.
Si je te le disais, saurais-tu garder le secret?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]