Yapamıyorum translate French
3,128 parallel translation
Bunu doğru düzgün yapamıyorum.
Ce n'est pas droit. Je n'arrive pas à le faire droit.
Anlamak istiyorum, ama kendi başıma yapamıyorum.
Je veux comprendre, mais j'y arriverai pas seul.
Senin burada kalabilmen için yapmam gereken şeyi yapamıyorum.
Je peux pas faire ce qu'il faut pour que tu gardes ta place.
Hayır Matt. Artık öyle büyüler yapamıyorum.
Non, Matt je ne peux plus faire ce genre de magie.
Neden arada bir de olsa sadece istediğim şeyi yapamıyorum?
Je peux pas faire ce que je veux?
- Yere at! - Yapamıyorum!
S'il-vous-plait, laissez-le tomber!
Bunun bir açıklamasını yapamıyorum henüz.
Je ne peux pas l'expliquer.
Yaptığımı geri almayı istesem de bunu yapamıyorum.
J'aimerais pouvoir revenir en arrière, mais c'est impossible.
Hiçbir şeyi doğru dürüst yapamıyorum.
Je fais jamais rien jusqu'au bout.
Resim yapamıyorum.
J'arrive pas à peindre.
Bu isteğin iki şekilde gerçekleşebilir. Ya bana 4 milyon dolar verirsin ya da tuvalete gitmeme yardım edersin çünkü ben yapamıyorum.
Ca peut se passer de deux manières, 1 ) Tu me donnes 4 millions de dollars, ou... tu peux m'aider à aller aux toilettes, parce que je...
Son birkaç haftam çok zor geçti ve ben bunu bir türlü yapamıyorum.
J'ai eu deux semaines très dures, et je... Je n'arrive pas à le faire.
Onunla savaşmayı denedim, ama yapamıyorum, çünkü çok güçsüzüm.
- J'ai essayé, mais je suis impuissante.
# Yapamıyorum, sadece... #
♪ penser à tout, c'est juste ♪
-... bunu çıkartmayı aynı anda yapamıyorum.
- et enlever ça en même temps...
Gel sen dene, öğürmekten yapamıyorum.
Viens essayer. Je dois contenir mon haut-le-cœur.
Tamam, klimacılık ve tesisatçılık arasında seçim yapamıyorum.
Parfait. Ok, je peux pas choisir entre air conditionné et tuyauterie.
yapamıyorum!
Je ne peux pas!
Yapamıyorum artık.
Je peux pas.
Ama yapamıyorum... Çünkü senin o sesini kafamdan çıkaramıyorum.
Mais je ne peux pas, parce que je n'arrive pas à enlever ton petit de ma tête!
Ash, ben artık yapamıyorum.
Ash, j'en peux plus.
Yapamıyorum.
Je ne peux pas le faire.
Gerçekten denedim ama yapamıyorum.
Je l'ai vraiment fait, mais je ne peux pas.
Sanırım, babamın parası olmadan hiçbir şey yapamıyorum.
Je pense que je ne peux rien faire sans l'argent de mon père.
Son zamanlarda iyice kötüleşti, hiçbir şey yapamıyorum.
me terrifient. À un tel point que je ne peux plus fonctionner.
- Yapamıyorum, olmuyor.
Regardez-moi. - Je peux pas.
- Olmuyor, yapamıyorum. Canım yanıyor Zach.
Je peux pas, ça fait mal.
Yapamıyorum, Zach. Lütfen.
- Je t'en prie, je peux pas.
Sadece... Pete kalp krizi geçirdiğinden beri, mükemmel eş, mükemmel anne olmaya çalışıyorum ama doktorluğumu yapamıyorum.
Depuis la crise cardiaque de Pete, je suis l'épouse parfaite, la mère parfaite mais plus un médecin.
- Yapamıyorum!
On va le perdre!
Ama yapamıyorum, tamam mı? Geçen akşam artık birlikte olamayacağımız konusunda hemfikir olmuştuk.
On s'était mis d'accord qu'on ne ferait rien ensemble.
Yapamıyorum.Yüzü çok hüzünlü.
- Je peux pas, elle a l'air si triste.
Ne kadar sert vurursam vurayım yapamıyorum.
J'ai beau frapper très fort, j'y arrive pas.
Sadece yapamıyorum.
Je ne peux pas.
Hareketlerimi yapamıyorum.
Maintenant, je peux faire se que je veut.
Şu işe bak ki, zencefilli kekten ev yapamıyorum.
Apparemment, je suis incapable de faire une maison en pain d'épices.
Kendi kendime yapamıyorum.
Je... je ne peux pas le faire moi-même.
Ama yapamıyorum.
Mais je ne peux pas.
- Yapamıyorum.
- Je ne peux pas.
Yapamıyorum.
J'y arrive pas.
Yapamıyorum!
J'y arrive pas!
Yapamıyorum!
J'en peux plus!
Sayende en sonunda iyi yaptığım bir iş buldum ama beni yasakladığın için işimi Las Vegas'ta yapamıyorum.
Grâce à toi, je sais faire un truc. Mais tu m'as interdite de séjour à Las Vegas.
- Yapamıyorum.
J'y arrive pas.
Yapamıyorum!
Je peux pas
İstiyorum, ama yapamıyorum!
J'aimerais, mais je ne peux pas!
Meredith'in yanında olmam gerektiğini biliyorum. Acısını görüyorum ama yapamıyorum.
Je sais que je devrais être avec Meredith.
Anne, anne neden ben de tereyağı yapamıyorum?
Pourquoi je ne peux pas baratter?
Yapamıyorum efendim.
Je ne peux pas, Monsieur.
İsterdim ama aramızdaki bağ sebebiyle bunu yapamıyorum.
vous voyez.
Olmuyor, yapamıyorum.
Ça ne marche pas.
yapamam 3103
yapamaz 108
yapamadım 122
yapamazsın 482
yapamazsınız 119
yapamayız 200
yapamayacağım 77
yapamazdım 44
yapamazlar 48
yapamam işte 17
yapamaz 108
yapamadım 122
yapamazsın 482
yapamazsınız 119
yapamayız 200
yapamayacağım 77
yapamazdım 44
yapamazlar 48
yapamam işte 17