Yaptiğin translate French
149 parallel translation
Bütün gün yaptiğin tıkınıp durmak, yine de sıskasın.
T'arrêtes pas de bouffer, et t'es qu'un sac d'os.
YAPTIĞIN ŞEY İÇİN CEHENNEME GİDECEKSİN OROSPU ÇOCUĞU
TU VAS EN ENFER POUR CE QUE TU AS FAIT CONNARD
su anda yaptigin seyin aynisini yapabilirsin, yalnizca denizde olacaksin.
Vous pourrez faire tout ce que vous faites présentement, mais en mer.
Söyledigin ve yaptïgïn seyleri bir düsününce insan kendini geri zekalï gibi hissediyor.
Quand on repense à certaines choses... qu'on a dites ou faites, on se sent vraiment stupide.
Bay Spade bana sahin için yaptigin tekliften bahsetti.
M. Spade m'a parlé de la somme que vous offrez.
Çiftlikte yaptigin kurabiyelere ne oldu Charley?
Ou sont les biscuits que tu as faits au ranch, Charley?
Seni kardeºime yaptigin gibi ensenden vuracagim.
Tirez-lui une balle dans la tete, comme a mon frere.
iste senin benim için yaptigin sey bu.
Et tu l'as fait pour moi.
Bunu yaptigin için seni asla affetmem.
Je te le pardonnerai jamais!
Yaptigin gözlerle gördüklerimi bir görebilseydin.
Chew... si tu pouvais voir ce que j'ai vu avec tes yeux.
Ama bu benim gibilerle anlaºma yaptigin için... senin aldigin bir riskti. Haklisin Binbaºi.
C'est exact.
Ama yaptigin bunca isi görünce!
C'est pas l'avis de tout le monde. Avec cette statue, je suis devenu la risée de tout Paris.
Gittigin yol beni gülünç duruma düsürmek, beni mahvetmek anlamina geliyorsa, yaptigin isi birakmak zorundasin o zaman.
Tu me donnes envie de ruer dans les brancards. J'ai l'impression d'avoir ramené un huissier chez moi.
Bunu yaptigin için tekrar tesekkürler.
Merci pour tout.
Bu yaptigin suçtur!
Le vol est un délit!
Yaptigin müthis bir isti Phillip!
C'est un sacré truc que tu as fait!
Tek yaptigin yemek, yatmak ve uzaktan kumanda kullanmak.
Tu ne sais que bouffer, t'affaler et cajoler la télécommande, Troy.
Oğlum, bazen bir saniyede yaptîğîn bir şeyin acîsînî... ömrün oldukça çekersin.
Eh, oui, quelquefois il suffit d'une demi-seconde, pour faire une chose qu'on regrettera toute sa vie.
O külüstür arabanla yaptîğîn gürültü yetmedi mi?
Vous pourriez faire un peu plus de bruit avec votre satanée bagnole?
YAPTIGIN HERNEYSE BLOK DEGiLDi!
Tu bloques pas!
GECEN SEFER YAPTIGIN GiBi "COACH COON" A MI DANISACAKSIN?
Tu diras au nègre d'entraîneur quoi faire comme l'autre fois?
FUTBOLU BiLiRiM, AMA BU COCUKLARLA YAPTIGIN SEY...
Je m'y connais en football, mais ce que vous avez fait...
Anlamadigim sey neden 10 Mark bagis yaptigin?
Pourquoi as-tu donné 10 Mark?
Jeff, bos zamanlarinda neler yaptigin konusuna yeterince girdik.
Ce que tu fais à tes heures perdues ne nous intéresse pas.
Yaptigin pisligi temizlemek için bes saatlik kamu hizmeti.
Ce sera 5 heures de travaux d'intérêt général... pour nettoyer tout ce bazar.
Tek yaptigin sikayet edip durmak. Hic daha iyisini yapmaya ugrasmiyorsun.
Vous ne faites que vous plaindre sans agir.
Hayatimda hiçbir kadina vurmadim ama yemin ederim simdi kafamin içinde bana, kariyerime ve aileme yaptigin her sey için kendini begenmis suratina pelte olana kadar vuruyorum.
J'ai jamais frappé une femme, mais en ce moment, dans ma tête, je réduis en purée ton visage arrogant, pour ce que t'as fait à ma carrière et ma famille.
Oh, Tatlim, Ne yaptigin umurumda degil.
Oh, chéri, je me fiche de ce que tu faisais.
Yaptigin sey hosuma gitti.
J'aime ce que tu as fait de cet endroit.
Sen de tipki benim gibi bir dolandiricisin. Ve ne is yaptigin degil ne oldugun onemli.
T'es un arnaqueur, comme moi, et ça fait partie de toi.
Dusuyor cunku senin yaptigin bu Dennis Reynolds.
Ils tombent à cause de toi, Dennis Reynolds.
Yaptigin tum gurultuye intikam olarak Jazz gec kahvaltisina gidiyorsun!
Tu vas aller à un brunch jazzy comme punition pour le vacarme que tu fais.
Bugün yaptigin çok iyi bir isti ve kolay degildi.
Tu as fait du bon travail, aujourd'hui. Ce n'était pas facile.
Yaptigin sey, hiç kolay degildi.
Ce que tu as fait n'était pas facile.
Sanirim senin yaptigin bu hayatim!
Je suppose que c'est le cas, chérie!
Biliyorsun, senin seytan ile yaptigin anlasma için.
avec ton accord avec le démon.
Yaptigin sey çok bencilce.
Ce que tu as fait était égoïste.
Yaptigin isin kiymetini bilmeleri ne guzel, degil mi?
N'est-ce pas agréable, d'être reconnu?
Yaptigin sey kabul edilecek gibi degildi.
Ce que tu as fait est inacceptable.
su an kabullenmek istemiyorsun... ve iliskilerinde her zaman yaptigin seyi yapiyorsun :
* T'es dans le déni le plus complet, et tu fais ce que tu fais à chacune de tes relations :
Bu yaptigin cok garip.
C'est bizarre.
Yaptigin seyden sonra...
Tu crois qu'il va te donner une promotion,
Bu yaptigin son sey olurdu.
Ça serait la dernière chose que tu ferais.
Bu ban yaptigin sey.
Voici ce que vous m'avez fait.
Senin yaptigin karisikligi temizlemende bize yardimci olabilir.
Elle va nous aider à nettoyer le bordel que tu as mis.
NE YAPTIGIN UMURUMDA DEGIL.
Je m'en fous.
Duck, Don'a yaptigin telefon görüsmesini anlatsana.
Duck, raconte ton appel à Don.
Gerçekte berbat olmasina ragmen görkemli oldugunu sanan arkadaslarina yaptigin bir sey bu.
C'est ce qu'on fait quand on a un ami qui est fier de quelque chose pour lequel il est nul.
Alinma ama, bu yaptigin sence de biraz agresif degil mi?
Ne vous vexez pas, mais... N'y a-t-il pas de l'agressivité dans ce que vous faites, là?
- Burasinin, evde söyleyemediklerini söyledigin, yapamadiklarini yaptigin bir yer oldugunu hissediyor musun?
- Avez-vous l'impression que, ici, c'est un endroit où vous pouvez dire et faire des choses qui vous sont interdites chez vous?
Reeves'le yaptigin gibi.
Comme avec Reeves.
yaptığını beğendin mi 27
yaptığına bak 22
yaptı 88
yaptın 100
yaptım 350
yaptılar 29
yaptık 46
yaptınız mı 19
yaptın mı 91
yaptım bile 41
yaptığına bak 22
yaptı 88
yaptın 100
yaptım 350
yaptılar 29
yaptık 46
yaptınız mı 19
yaptın mı 91
yaptım bile 41