English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Y ] / Yardım et

Yardım et translate French

34,888 parallel translation
Onlara yardım etmeden önce neden kaçtıklarını öğrenmemiz gerek.
Et avant de pouvoir les aider, on doit découvrir la raison de leur fuite.
Lütfen, yardım et bana!
Aide-moi, je t'en prie!
- Yardım et, lütfen!
- Par pitié, aide-moi!
Lütfen bana yardım et, lütfen.
Aide-moi, je t'en prie, aide-moi.
Bana yardım et.
Aide-moi.
Lütfen bana yardım et.
Aide-moi, je t'en prie.
Hayır. Evde oturduk, bana parmaklama tekniklerinde yardım etti.
Non, on n'a pas bougé et il m'a aidée avec des techniques de doigté.
İsyan, kargaşa, düşmana yardım etmek ve casuslukla suçlanabilirsin ve hepsinin de cezası idam.
Vous pouvez vous attendre à des accusations de mutinerie et sédition, d'assistance à l'ennemi et espionnage, et chacune d'elle ont pour punition la mort.
" Lütfen, Quill. Deri yüzen ejder konusunda bize yardım et.
" S'il vous plaît, Quill, aidez-nous avec un dragon dépeceur.
Evet, kuralları anlıyorum ama bunda bana yardım et.
Je connais les règles, mais aidez-moi avec ça.
Ki bu yardım etmek istemediğim anlamına gelmiyor, açıkçası istiyorum ama birine yardım etmekle, birisi tarafından kullanılmak arasında fark var.
Je dis pas que je veux plus vous aider, mais il y a une différence entre aider et se faire manipuler.
Muhtemelen kocam nerede ve neden bana yardım etmiyor diye düşünürüm.
Je me demande sûrement, "Où est mon mari, et pourquoi il ne m'aide pas?"
Yardım et, bu konularda pek iyi değilim.
Aide-moi, c'est pas là-dedans que j'excelle.
Yardıma ihtiyacı var ve senin ona yardım etmeye devam edebilmen için bir yol bulacağım.
Elle a besoin d'aide, et j'essaie de trouver un moyen pour te laisser continuer à l'aider.
- Marcy, Trevor'a yardım et!
- Marcy, aide Trevor!
- Silahı bırak, bana yardım et!
- Lâche ton arme, aide-moi!
Ona yardım et.
Aide le à sortir de là.
Haydi ama Lou. Yardım et bana.
Allez, Lou, aide-moi un peu.
Yardım et bana Lou.
Aide-moi, Lou.
Ama yardım etmeyeceğimi düşünme. Sana bu kuşağı vereceğim.
Tu peux compter sur mon aide et sur cette écharpe
Birine çay doldurmak ve çiğnemesine yardım etmemek ne kadar hoş.
C'est tellement un plaisir de prendre le thé avec quelqu'un et de ne pas avoir à l'aider à le mâcher.
Sadece yardım etmeyi teklif ettim Çiçeklerle Lucy Ve düşünmeliydim uygun giyinmek.
J'ai juste proposé à Lucy un peu d'aide avec les fleurs et je pensais que cette tenue était de rigueur.
Ve sen bana yardım ettin.
Et tu m'as aidée.
Warren, yardım et.
Warren, aide-moi.
Yardım et.
Aide-moi.
O pisliğe hiçbir konuda yardım etmiyorum ve mesele Gallo değil, bunu sen de biliyorsun.
Je n'aiderai pas cet enfoiré, il ne s'agit pas de Gallo, et tu le sais.
Cahill yardım etmek istiyor ama eli kolu bağlı.
Mike, écoute moi. Cahill veut aider, mais ils est pieds et poings liés.
Sonunda, annem beni birine götürdü, ve o bana eğer değişmezsem hayatımı mahvedeceğimi anlamamda yardım etti.
Finalement, ma mère m'a fait voir quelqu'un, et il m'a aidé à réaliser que si je ne changeais pas, j'allais ruiner ma vie.
Çünkü bana bir şeyler anlatan adamın tarzı kendisi hakkında açık olmaktı,... ve anladım ki eğer sana gerçekten yardım etmek istiyorsam, Ben de aynı şeyi yapmalıyım.
- Parce que la façon que cet homme à réussi à m'atteindre était de s'ouvrir lui-même, et j'ai réalisé que si je voulais vraiment vous aider, je devais faire pareil.
Sana hayatta yardım etmez.
Et il ne voudra jamais t'aider.
Kim olursa olsun, onlara yardım etmeyi bırakacağını nereden çıkardın?
Et vous croyez qu'il va arrêter de les aider?
Klarnet çalmaya çalışıyorum ve bana yardım ediyor, ama bu konuşma beni rahatsız ediyor ve gitmeliyim, üzgünüm.
Pour ma clarinette, dont je joue et il m'aide, et cette conversation me met mal à l'aise. Désolée, je dois y aller.
Sana bunu yapan adamı yakalamamıza yardım edersen hayatının kontrolünü yeniden ele geçirebilirsin.
Aidez-nous à arrêter celui qui a fait ça et vous pourrez reprendre le contrôle de votre vie.
Çok ciddi bir sorunumuz var, ve, Riley... senin yardımın olabilir.
On a de graves problèmes, et Riley... on a besoin de votre aide.
Bu müthiş insanlar da sana yardım edecek.
Vous aiderez ces incroyables humains ici... et ces incroyables humains vous aideront.
Siz buradaki müthiş insanlara yardım edeceksiniz ve bu müthiş insanlarda size yardım edecek.
Vous aiderez ces magnifiques humains et ces magnifiques humains vous aideront.
Yardım henüz ulaşmadı ve o daha da kötüleşiyor.
L'aide est pas arrivée, et son état empire.
Ve bana yardım edebilirsin.
Et vous pourriez m'aider.
'Sayın başkan yardımcısı, bayan konuşmacı Çin derebeylikleri yıllar önce, babalarımız ve annelerimiz...'
"M.le vice-président, Mme l'Oratrice, suzerains chinois, il y a des années, nos anciens, et anciennes..."
Eğer mahkeme merdivenlerinde kayıp düşersem yardımı olur mu?
Aw, si je glissait et tombait dans les marches du tribunal serait-ce une aide?
Ve ona yardım edip etmeyeceğini bilmiyorum.
Et... Je ne sais pas s'il va avancer.
Şimdi o nankör pislik onu yardım eden kişiye ihanet etmek istiyor. Ben de yardımı geri çekip ona efendinin kim olduğunu göstereceğim.
Et là, cet enfoiré veut mordre la main qui le nourrit, je vais le priver de repas et lui montrer qui est son maître.
Kız da hiç durmadan yardım istiyordu.
Et la fille réclamait de l'aide, encore et encore.
Ben ve amcam senin bu şeyi ateşlemene yardım edeceğiz.
Tonton et moi, on t'aidera à réparer.
Ve Senden yardım istemiyorum.
Et j'ai pas besoin de ton aide.
İnsanlara destek olmaları için tasarlanan kurumlar, eğitim sistemi, sosyal yardım, iş imkânları, sağlık hizmetleri doğrudan saldırı altındaydı.
C'était une attaque en règle contre les institutions sociales, l'éducation, l'aide sociale, l'emploi et la santé.
Ama sizin yardımınız olmadan ilerlemenin bir yolunu bulursam anlaşma yatar ve iki yıl cezasını çeker.
Mais si je réussis sans ton aide, le marché sera annulé et il purgera sa peine.
Peki ortağına el pençe divan gitmiş olmama rağmen sırf bir iki kepekli bar yedim diye kira kontratımı kaybedecekken neden sana yardım edeyim?
Et pourquoi je vous aiderais, alors que j'ai supplié votre associé. Mais je perds quand même mon bail pour avoir mangé de pauvres barres céréales?
- Ya ben senin yardımını istemiyorsam?
Et si je refuse ton aide?
Bu yüzden senden onun etrafında normal davramam için yardım istiyorum. Böylece ihtiyacım olanı elde edebilirim ve buradan kurtulabilirim.
Donc j'ai besoin que vous m'aidiez à agir normalement en sa présence, afin d'obtenir ce qu'il me faut et sortir d'ici.
Sen de babandan yardım istemek istemiyorsun.
Et tu ne veux pas aller voir ton père car ce serait lui demander un service.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]