Yarışma translate French
1,831 parallel translation
Birkaç yarışma kazanmıştım.
J'ai gagné des concours.
Fakat oğlu Mathayus'a gelince,... Ashur, çocuğun Kara Akrepler'e... katılma onuru için yarışma iznini reddetti.
Mais il refusa que son propre fils, Mathayus, livre bataille dans le but d'avoir l'honneur de se joindre aux Scorpions noirs.
Yarışma falan mı?
Une sorte de concours?
Eğer bu çetin bir yarışma olsaydı şüphesiz kazanırdık.
Si c'était une course de fond, les commerciaux auraient gagné, sans aucun doute.
- Evet, yeni yarışma.
- OK, nouveau concours.
Yarışma katılımcılarının, dikkatine.
Votre attention, les participants du concours.
- Göründüğü gibi değil. Yarışma için babamla prova yapıyorsun, değil mi?
Tu t'entraînes avec papa pour le concours, c'est ça?
Eğer yarışma tek adımdan ibaret olsaydı kupayı biz kazanırdık.
Si la compétition était l'étape suivante,
Küçük bir yarışma yapacağız.
Faisons un petit concours.
- Yani yarışma bu kadar yaklaşmışken idmanları kaçırmakta sorun görmüyorsun, öyle mi?
- C'est autorisé de rater l'entraînement si près de la compétition?
Yarışma Cuma günü.
La compétition a lieu vendredi.
Bende yarışma ile verdim.
Wow, c'est génial!
Geçen haftaki yarışma.
Ma compétition, la semaine dernière.
Bunda da mı yarışma?
Une compétition là aussi?
Kendi yarışmamızı yapacağız. Yan bir yarışma.
On organise notre concours, en parallèle.
Bu bir yarışma değil, Carlton.
Ce n'est pas une compétition.
Hilo seyahati, arka arkaya günlerce denizde yarışma ritmine girmemize yardım edecek.
Le voyage à Hilo nous aidera à prendre un rythme de course en mer pendant plusieurs jours d'affilée.
Bu bir yarışma değil.
{ \ pos ( 194,220 ) } C'est pas une compétition.
Fakat Fifi'nin yarışma dışı kalmış olmasından oldukça mutlusunuz.
Mais vous êtes contente que Fifi soit hors course?
Hafta 28 Temmuz Kötü haber yarışma pek iyi gitmiyor, Yani bu hafta boyunca gerçekten aç kalmalıyız.
D'un côté, on ne s'en sort pas très bien, alors on va se serrer la ceinture toute cette semaine.
Şimdi beyler, bölükler arası yarışma için uzatılan bütün bıyıklar, Fırat'a vardığımızda kesilmiş olacak.
Maintenant, Messieurs, toutes les moustaches qui ont poussé pour le concours doivent être rasées avant qu'on atteigne l'Euphrate.
Bir sürü yarışma düzenledik Böylece Amerikalılar daha çok madalya kazanabileceklerdi.
On organise plusieurs épreuves pour que les Américains gagnent plus de médailles.
Her şeyi bir yarışma olarak görmene gerek yok, Rodney.
Tout n'est pas une compétition, Rodney.
Bir yarışma düzenlerdi...
organise un concours connu sous le nom de...
Fakat, Dr. Yang yarışma dışı.
Mais le Dr Yang n'est pas dans la course.
- Bu bir yarışma mı? Solo ameliyat?
- L'opération en solo est un concours?
Tamam, ilk yarışma iç çamaşırı yarışması.
OK, la première épreuve est celle des sous-vêtements.
- Bir yarışma haline dönüştürüyorsun.
- Tu en fais une compétition.
Şunu bil : Eğer bu bir yarışma olsaydı kazanmak için Blair ve müfrezesine ihtiyacım olmazdı.
Juste pour info, s'il y avait compétition, je n'aurais pas besoin de Blair et de sa bande pour gagner.
İlk defa seks yapmayı... bir yarışma olarak düşünmemelisin.
Coucher avec quelqu'un pour la première fois ne devrait pas faire partie de la compétition pour battre Muffy ou le garage de Lacrosse.
Bu bir yarışma değil.
Ce n'est pas une compétition.
Yarışma, kariyer, ilerideki kazançlar.
Vous savez, le concours, la carrière, et les futurs revenus.
Yarışma henüz sona ermedi.
Le combat n'est pas encore terminé.
Bu da ne, tıpkı tüyler ürpertici bir yarışma gibi?
Un concours débile?
Yarın için bana şans dile. yarışma, Ray. Kazanacağım.
Parce qu'il y a une différence entre mon frère qui se prostitue, et ma meilleure amie qui choisit sciemment de coucher avec lui.
Peki, her şey bir yarışma değildir. Şey, öyle olsaydı, kazanırdım.
Tout n'est pas question de compétition.
Artık yarışma başlasın!
Que le tournoi commence!
Yarışma 209?
Vous savez, le 2.09.
Heyecanlı bir yarışma olması için.
Pour maintenir l'intérêt?
Yarışma nasıl geçti?
Et la compétition?
Unutmayın, bu bir yarışma değil ama siz ikiniz sınıfın en iyilerisiniz.
Ce n'est pas une compétition, bien que vous deux semblez être les meilleurs du cours.
Bu yüzden gelecek dönem, kalan iki kişiyi belirlemek için yeni bir yarışma düzenleyecekler.
Donc ils vont faire une deuxieme audition pour le prochain semestre afin de trouver leur 2 danceurs
California'ya gidip yarışma için iyi örnekler bulmaya çalışacağım.
J'aimerais aller en Californie, histoire de trouver des compétiteurs qui se tiennent.
Yarışma için.
Pour la compétition.
Tabi yarışma için seçerseniz.
Si vous décidez qu'ils sont acceptables.
Düşünüyordum da, yarınki kimya sınavına hazırlanmak için çalışma salonunu kullanabiliriz. Tamam.
Je pensais qu'on pourrait peut-être prendre l'heure de permanence pour se préparer à l'examen de chimie de demain.
Tartışma olduğu ve arabaların yarıştığı rapor edilmiş.
On a des procès-verbaux pour disputes, courses de voitures.
- Bu bir yarışma değil.
- C'est pas un concours.
Yarın çalışma gruplarını belirleriz arkadaşlar.
Demain, Messieurs, nous formerons les groupes de travail.
Yarınki manşetim için çalışma yapıyorum.
Je travaille à mon article principal de demain.
Yarışma kıyafetlerimiz nerede?
Où sont nos tenues?