Yıldırım translate French
5,940 parallel translation
Yıldırım kuşu aldım.
J'ai acheté une Thunderbird.
- İhtiyacım olan tüm yıldırım elimde.
- J'ai tout le tonnerre qu'il me faut.
Yıldırım çarpamaz! Sadece altına gir!
Je n'irai pas sous la voiture!
Şaka mı yapıyorsun? Yıldırım çarpabilirdi. Zatürreden ölebilirdik.
On a failli être foudroyés et on risque de mourir d'une pneumonie!
- Yıldırım olabilir mi?
La foudre?
Gök gürültüsü yıldırımı, yıldırım ise yangını getirir.
Avec le tonnerre vient la foudre, et avec la foudre, le feu.
Tüm uçak ve paraşütçülerin dikkatine, yıldırım fırtınası yaşandı.
Aéronefs et parachutistes, un orage vient de passer.
Ve sonra... İki gözüm önüme aksın ki, Ben. Ona bir yıldırım isabet etti.
Et alors... je jure sur Dieu, il a été frappé pas la foudre.
Bir uzaylı, bir Amazon, canlı bir yıldırım bir sayborg ve süper hızlı biriyle omuz omuza dövüşüyoruz.
Nous combattons aux côtés d'un extra-terrestre, d'une amazone, d'un éclair à forme humaine, d'un cyborg et d'un bolide.
Bunlara ilaveten, zaman zaman gezegenimizin yerkabuğundan kaynaklanan patlamaları ve bir anda ortaya çıkan kıyametengiz yıldırımları da unutmayalım.
Sans parler des cataclysmes occasionnels qui jaillissent de notre planète et les éclairs apocalyptiques sortis de nulle part.
Ben otuz yıldır asla kaynaklarımı açığa çıkararak çeteyi korumadım.
Je couvre la pègre depuis 30 ans, je n'ai jamais dénoncé mes sources, jamais.
Yıldırımlar falan çakacağını mı sanıyorsun?
Tu crois qu'il va envoyer des éclairs?
Ciddi biçimde. Ama son bir yıldır, ne bahis oynadım, ne de alkol ve uyuşturucu kullandım.
Euh, mais je n'ai pas parié... bu ou pris de drogue depuis plus d'un an.
Tam aksine, bayıldığım birçok kadın yazar vardır.
Il y a pléthore de femmes écrivains que j'aime.
Tamam, biz bir takımız demek istiyorum ki, 6 yıldır çıkıyoruz öyle değil mi?
nous sommes une équipe. Je veux dire, c'est ce que nous sommes depuis 6 ans, vrai?
DAVE : Sanırım son 20 yıldır bu tür yolcuklar yasaklandı artık.
Je crois que cette attraction est fermée depuis 20 ans.
Tanrım! 14 yıldır böyle bir olay yaşamamıştım.
Mon Dieu... 14 ans, et je n'ai jamais vu ça!
Bunca yıldır onun saçmalıklarıyla uğraştım.
Toutes ces années j'ai supporté ces merdes...
Hayır, 8 yıldır cinayet masasındayım görmedim.
Pas en 8 ans à la criminelle.
Hayır, Rust ile 10 yıldır konuşmadım.
Je n'ai pas parlé à Rust depuis... dix ans.
Dicky Laurence mı? İki yıldır onunla görüşmedim.
Je ne lui ai pas parlé depuis 2 ans.
Bunu düzeltmemiz lazım. 2 yıldır bunun üstünde çalışıyorum.
On doit s'en occuper, j'ai bossé là-dessus pendant deux ans.
Üç yıldır bir yatırımcı bulamadım.
- Ca fait trois ans que j'ai pas trouvé d'investisseurs.
Babasının bir gangster olduğunu beş yıldır babasından saklandığını...
Elle m'a dit que son père était un gangster. Elle le fuyait depuis des années, mais il l'avait retrouvée.
Biz 1000 yıldır düşmanlarımızı yüzüyoruz.
Nous écorchons nos ennemis depuis mille ans.
- Mercedes'in yıldızını mı kırıp çıkarmış? - Evet.
Il a arraché une étoile de Mercedes?
Fakat bu hikayeler bizi yıldızlara en fazla rüyalarımızdaki kadar yaklaştırır.
Mais ils ne peuvent pas nous emmener plus près des étoiles que nos rêves.
Bilinen takımyıldızların çoğu, bazıları soluk ve yakın bazıları parlak ve uzak, akraba olmayan yıldızların bir karışımıdır tümüyle.
Mais la plupart des constellations familières sont un mélange d'étoiles sans aucune parenté, certaines floues et proches, d'autres brillantes et lointaines.
Dünya'da yaşayan bizler tek yıldızımızın dönüşüne haklı olarak şaşırıyoruz.
Nous sur Terre, nous émerveillons... et à juste titre... du retour de notre Soleil solitaire.
Kendi dünyamızdan baktığımızda nasıl aşikarsa Samanyolu'nun tepelerinde yer alan böylesi bir dünyadan bakınca da aşikardır ki atomlardan ve yıldızlardan oluşuyoruz.
Depuis un tel monde, haut au-dessus de la Voie Lactée, il serait clair, comme ça commence à être clair sur notre monde, que nous sommes faits par les atomes et les étoiles, que notre matière et notre forme
Hayır, kendimle gurur duyuyorum, yanıldığımı kabul edecek yeterlikte olduğum için ve tüm bu yıllar boyunca aptal olduğumu.
Non, de moi. J'ai été assez mûr pour admettre mon erreur et ma bêtise.
10 yıldır laboratuarımızda kullanıyoruz.
Ça fait dix ans qu'on s'en sert au labo.
Sana bunca yıldır yardım eden iyi şansın değildi.
Tu crois que c'est ta chance qui t'a aidé toutes ces années?
10 yıldır burada kurmaya çalıştığımız her şeyi yerle bir etmek mi?
Détruire tout ce qu'on a construit ici depuis dix ans?
Yarım milyar yıldır iş başındadırlar.
Ils sont à l'oeuvre depuis plus d'un demi-milliard d'années.
Son üç yıldır söylediğin en güzel şey bu, Bernie.
Bernie, c'est ce que tu m'as dit de plus gentil en 3 ans.
Dolayısıyla ben bundan sıkıldım ve geçmiş birkaç yıl yaptıklarınla beni hayalkırıklığına uğrattın.
Donc je prends ça en compte, et tout ce que tu as fait depuis ces dernières années est de me décevoir.
20 yıldır yasaları çiğniyor olmam onları yaparken gergin olmadığım anlamına gelmez.
Je travaille de façon illégale depuis 20 ans et je suis toujours nerveux.
Dört yıldır içeri adımını atmamıştın,
Vous n'avez pas mis les pieds dans ce lieu depuis quatre ans.
Altı yıldır yanındayım riske giremeyeceğini, girmeyeceğini söyleyip duruyorsun.
Je vous soutiens depuis 6 ans, à vous écouter dire que vous ne devez pas être compromise.
15 yıldır kızımı arayıp duruyorum.
J'ai passé 15 ans à rechercher ma fille.
Üç yıldır konuşmamışlar mı?
Ils ne se sont pas parlé pendant 3 ans?
- Yirmi yıldır mı berabersiniz?
Vingt ans ensemble?
12-13 yıldır tatmamıştım.
Je n'en ai pas mangé depuis une bonne dizaine d'années!
Son iki yıldır hastalığa yakalanan insanlarla uğraştım. Onlarla nasıl konuşulması gerektiğini biliyorum.
Je sais parler aux patients infectés, j'en traque depuis deux ans.
Son bir buçuk yıldır yemek kamyonu endüstrisine karşı savaş başlattım.
J'ai mené une sacrée guerre contre l'industrie des camions snack pendant un an et demi.
Bu uzak gelecekteki dünyaların üzerinde bulunan tüm yaşam emniyette olacaktır. ama milyar yıl uzunluğunda, muhteşem bir ışık gösterisine yarım trilyon yıldızın dansına tanıklık edecektir.
Toute vie dans ces mondes dans ce lointain futur devraient être sauves, mais elles pourront assister à un étonnant, spectacle d'une durée d'un milliard d'années lumière... d'une danse de 500 milliards d'étoiles... d'une musique d'abord entendue sur un petit monde
Doğanın milyarlarca yıldır bunu yaptığı, bizim ise bu işe daha yeni başladığımız düşünülürse bu pek de şaşırtıcı değil.
Ce n'est pas surprenant puisque la nature se pratique depuis des milliards d'années et nous venons de commencer.
Rüzgarlar bizzat güneş enerjisiyle çalışır çünkü rüzgarı ve dalgaları yaratan bizim yıldızımızdır.
Le vent lui-même est propulsé par l'énergie solaire puisque nos étoiles ont une incidence sur les vents et les vagues.
20 yıldır kariyerimin peşinde koşuyordum ve başka bir hayatım olmadı.
Écoute, je me consacre à ma carrière depuis 20 ans, et j'en ai assez.
On yıldır ondan haber alamadım.
Aucune nouvelle depuis 10 ans.