Yıldız translate French
19,521 parallel translation
Doktor Palmer'ın Cüce Yıldız alaşımındaki kalıntıları çıkarıp güç kaynağında kullanabildik.
On a pu récupérer quelques résidus de l'alliage d'étoiles naines du Dr Palmer's et l'utiliser pour en faire une source de puissance.
Laura benim yıldızım öğrenci.
Laura my élève étoile.
Yıldız sağ kroşe, ayağıyla tümsekten biraz toz çıkarırken reçine torbasını yere atar.
Le grand droitier jette le sac de colophane à terre, tandis que mes enfants grandissent.
Fakat ateşin yanında, yıldızların altındayız.
Mais... On est au coin du feu, sous un ciel étoilé.
Çocuk Grimm'in gözlerinin gece gibi kapkaranlık olduğunu görmüş. Aysız ve yıldızsız bir gökyüzü misali.
Le garçon a vu les yeux du Grimm devenir noirs comme une nuit sans lune et sans étoiles.
Bence siz Margaret Hope'sunuz, eski ismiyle Maggie Kendall. Empire müzikholünün yıldızı.
Je pense que vous êtes Margaret Hope, anciennement Maggie Kendall, star de l'Empire.
17 yaşında. Aşçı, son sınıf öğrencisi ve basketbol yıldızı.
17 ans, il était commis, en terminale, star du basket.
Bu suratla film yıldızı bile olurdum.
J'aurai pu être une star de cinéma avec ce visage.
Gümüş Yıldız dahil bir tekne dolusu madalya kazanmış. Sonra bir yaralanma, uçuş kariyerini bitirince ülkeye geri dönmüş.
Gibson a effectué des missions en F-22 en Irak et Afghanistan, il a eu un tas de médailles, y compris la Silver Star, et puis une blessure a stoppé sa carrière de pilote et il est retourné aux États-Unis.
O Gümüş Yıldız Madalyası'nı cazibesinden almamış.
Et bien, il n'a pas eu la Silver Star pour son charme.
Daha önce bu kadar yıldızı bir arada hiç görmemiştim.
J'ai jamais vu autant d'étoiles.
Sonra büyük bir yıldız oldu ve biri onu öldürmeye karar verdi.
Elle est devenue une grande star et on a décidé de mettre fin à sa vie.
Eski nişanlın ve bir zamanların yıldızı soğukkanlılıkla öldürüldükten bir gün sonra evlendiğine inanamıyorum.
Je n'arrive pas à croire que tu te sois marié le jour après que ton ex-fiancée, et ancienne glorieuse star - ait été tuée de sang froid.
Rock yıldızı gibiydi.
Il est parti comme une rock star.
Gittiğimiz kostüm partilerinden öğrendiğimiz bir şey varsa o da, bir takım olarak hareket ettiğimiz zaman yıldız gibi parladığımızdır.
Comme notre histoire avec les fêtes déguisées nous a appris, on est meilleurs quand on travaille en équipe.
Hafta sonu ki genç yıldız ve yıldızcıkların magazin çekimlerin için çeşitli aşağılayıcı yollarla uzlaşmaya varılmış.
Les photos des paparazzi de ce week-end Des jeunes stars et starlettes, Compromis de façon humiliantes.
Hafta sonu ki genç yıldız ve yıldızcıkların magazin çekimlerin için çeşitli aşağılayıcı yollarla uzlaşmaya varılmış.
Au sujet des photos du week-end des jeunes stars et starlettes compromises dans des situations humiliantes.
Hücrelerin Dünya'nın sarı yıldızından yeterince radyasyon emdiği zaman güçlerin geri gelecek.
Quand tes cellules auront absorbées assez de radiations de notre soleil, tes pouvoirs devraient revenir.
Yıldızı Rossi'den, Lorenzo'dan ve Stoner'dan daha hızlı yükseliyordu.
Il progressait plus vite que Rossi, Lorenzo et Stoner ne l'avaient fait.
Artık bir porno yıldızıyım. Yapma- -
Je suis une star du porno maintenant.
Kayan bir yıldız.
Une étoile filante.
Merhaba, rock yıldızımızın işini bırakmayacağını biliyordum.
Hey. Arrête de monopoliser la rock star.
"Parılda, parılda küçük yıldız" ı bile yönetemedi.
Il ne pouvait même pas diriger "brille, brille petite étoile."
Yıldızımız geri döndü.
Notre star est revenue.
İlk kıyamet sonrası Reality Show yıldızı ben olacağım denenize.
Je vais devenir la première star de télé-réalité post-apocalyptique.
- Yıldız Savaşları!
- Star Wars! - Mission Impossible!
Yıldız gibi hissettim, pop yıldızı veya Hollywood yıldızı gibi...
J'avais l'impression d'être une star, une star de la pop ou hollywoodienne.
Buraya beş yıldız vermeyi düşünüyordum da.
Je pensais donner cinq étoiles à ce restaurant.
Evet, ama beş yıldız ile bir yıldız arasında gidip geliyor gibiyim.
Ouais, mais j'hésite encore entre cinq étoiles ou une étoile.
Bir yıldız olmaz.
Pas une étoile, je vous en prie.
Ailenizin restoranına iki yıldız verdiğim için üzgünüm.
Je suis désolé d'avoir donné 2 étoiles au resto de tes parents
- Neden iki yıldız verdin ki?
- Pourquoi seulement deux étoiles?
İki buçuk yıldız.
Deux étoiles et demi.
Bilemiyorum, bir yıldız falan versem mi acaba.
Je ne sais pas, peut être un retard qui vaut une étoile.
Bir yıldız olmaz, yütfen.
Pas une étoile, s'il vous plait.
Bir yıldız!
Une étoile.
Bir yıldız diyorum.
Une étoile.
Yıldız? Yıldız yok mu artık?
Non... aucune étoile?
Beş yıldız,
Cinq étoiles,
Hailey Rutledge, New York Senfonisinin yedek obuacı yıldızı. Salona alınmamayı nasıl değerlendireceksiniz?
Hailey Rutledge, la star hautboïste remplaçante du New York Symphony, quels sont tes sentiments concernant votre mise à la porte?
Yıldız oyucusu geç kalırsa hoş görülmez.
Ça craint si le joueur vedette arrive en retard.
Evet, aksiyon yıldızı ve kahramanı Steven Seagal'a merhaba diyin.
Donc, veuillez accueillir le héros et star de cinéma, Steven Seagal.
Ben, büyük bir aksiyon filmi yıldızıyım. İnsanlar da bana bayılır.
[Hésite] Je suis une immense star de films d'actions, et les gens sont plutôt excités de me voir.
Sırrımızı bunca yıldır sakladım çok özür dilerim.
J'ai gardé notre secret pendant toutes ces années, et j'en suis tellement désolée.
o piçin cesedini gömmek Lily için çok iyi olurdu. Ben ona o cevapsız olduğunu adamı vermek istiyorum Yüz yıldır, ve sonra ben istiyorum Sağ onun önünde başını rip.
Je veux lui donner que l'homme qu'elle a raté une centaine d'années, et puis je veux à déchirer sa tête juste en face d'elle.
Yanıldığınız bir şey var.
Il y a une chose que vous avez faux.
Notlarınızı 12 yıldır saklıyor musunuz?
Vous avez gardé vos notes d'il y a 12 ans?
Bir film yıldızını görünce "bu mu yani" dersin ya hani.
Je pense que c'est ça.
İki yıldır onu hiç görmedim ve çok farklı insanlarız.
Je ne l'ai pas vue depuis 2 ans et on a toujours été très différentes.
Bay Crouse, altı yıl önce barodan atıldınız mı?
M. Crouse, avez-vous été radié du barreau il y a 6 ans?
Ama biraz paranız da olmalı... Güzel araba, güzel ayakkabılar... Onca yıldır bu evi boş tutmanız.
Mais vous semblez avoir de l'argent... jolie voiture, belles chaussures... garder cette maison vide depuis trois ans.