Çok heyecanlıydı translate French
442 parallel translation
Hay allahım. Doğal olarak Alfred Amca'yı göreceğim için çok heyecanlıydım sadece Connecticut nerede bilmiyordum... Bir tüpe bindim...
Évidemment, j'étais très anxieuse de voir oncle Alfred et comme je ne savais pas où était le Connecticut, j'ai pris le tube.
Çok heyecanlıydı, güzel bir at.
C'était passionnant. Quel beau cheval!
İki ay önce bu şehri ele geçirdiğimizde burada olacaktın ki! Çok heyecanlıydı.
Vous auriez dû être là à la libération, c'était dingue.
- Bergman'la son filmi çok heyecanlıydı..
Il était sensationnel, dans ce truc avec Bergman.
Biz ise evimizde çok heyecanlıydık.
Nous étions toutes excitées.
Çok heyecanlıydı.
Quel frisson!
Çok heyecanlıydın ama güneş batıncıya kadar uyuya kalmıştın bile. Annemin dizinde...
Tu étais très excité mais tu t'es endormi après le coucher du soleil, la tête sur les genoux de maman.
Çok heyecanlıydı, bu da öyle. "
J'étais ravie, comme ce soir. "
Çok heyecanlıydım.
Je suis nerveux.
- Nefes nefeseydi. Çok heyecanlıydı.
- Il haletait, très agité.
Aynen. Bende çok heyecanlıydım.
Moi aussi, j'avais hâte de vous voir.
Çok heyecanlıydı ve hemen onunla... evine gitmemi istedi... kızına tecavüz edildiğini söyledi.
Il était très énervé et il m'a dit... de me rendre chez lui aussi vite que je pourrais... car sa fille avait été violée.
İlk yarış çok heyecanlıydı Bayan Doolittle.
La première course a été passionnante.
Çok heyecanlıydım.
J'étais si impatiente.
Oyun çok heyecanlıydı.
C'était excitant.
Yeni bir sözleşme imzalamıştı. Çok heyecanlıydı.
- Alors c'était accidentel?
Çok gergindim, çok heyecanlıydım.
Je me suis dis après, tant de peur et de nerfs pour rien du tout.
Bu sabah çok heyecanlıydı.
Assez d'agitation pour ce matin.
- Çok heyecanlıydı.
- C'était passionnant.
Çok heyecanlıydı.
C'était formidable.
Taksiye bindiğimde çok heyecanlıydım, başımı döndürmüştü.
J'étais fébrile. Quand je suis montée dans un taxi avec lui, ma tête tournait.
- Çok heyecanlıydı.
- C'était grisant!
Sığırlar onun hiç umurunda değildi. Ve biz çocuklar da çok heyecanlıydık.
" II se foutait du bétail, et nous, les gosses, on en était tout excités.
Onunla konuştuğumda çok heyecanlıydı.
Il était tout-fou quand on s'est parlé.
Çok heyecanlıydı.
C'était torride.
Çok heyecanlıydı.
Il était tout excité.
Pekala, çok heyecanlıydım ve onu açtım.
J'étais si excitée que je l'ai ouverte.
Bir keresinde bir generalle yapmıştım. Çok heyecanlıydı.
Un jour, j'ai couché avec un général, c'était très excitant.
- Tam bir budalayım! Çok heyecanlıydım, içmeyi unuttum.
- Sauf que j'étais tellement excité... j'étais tellement excité que j'ai complètement oublié de la prendre.
Hastaneden çıkarken, iyi olduğum için çok heyecanlıydım.
Quand je suis sorti de l'hôpital, j'etais euphorique.
Yani çok heyecanlıydım.
C'était excitant.
Çok heyecanlıydı değil mi?
C'était hallucinant, n'est-ce pas?
Seçmeler hakkında bir şeyler dedi, çok heyecanlıydı.
Il a parlé d'une audition... Il a l'air excité...
" Hayatında önemli bir şey yaptığı için çok heyecanlıydı.
Il était heureux et ému d'avoir une mission importante.
Jimmy çok heyecanlıydı, görseniz, o seçilmiş sanırdınız.
Il trépignait. On aurait cru que c'était lui qui était nommé.
Hangi rol olduğunu bilmiyordum ama çok heyecanlıydım çünkü gerçek bir roldü.
Sauf que je sais pas encore de quoi il s'agit, mais je suis électrisée... parce que c'est un long métrage.
Çok heyecanlıydı. Çok farklıydı.
C'était si excitant, si nouveau et
Çok heyecanlıydı.
C'était... vraiment fantastique.
- Çok heyecanlıydı.
Il bout d'impatience.
Ama çok heyecanlıydım.
Mais c'était tellement palpitant.
Çok heyecanlıydım, onu mahkum ettirebileceğimi düşünüyordum.
J'en voulais. Je croyais le dossier imparable.
Bütün hafta ne yemek yedi, ne uyudu. Çok heyecanlıydı.
Toute la semaine dernière, elle ne pouvait manger, ni dormir, tellement elle était impatiente.
Son 24 saat çok heyecanlıydı!
Ces 24 heures ont été fascinantes!
O gün herkes çok heyecanlıydı.
Tout le monde était nerveux, ce jour-là.
Çok heyecanlıydı. Uğrayıp bakayım dedim.
Elle était très nerveuse, alors j'ai pensé que je devais passer.
Büyük bir buluştu. Hepimiz çok heyecanlıydık.
C'était historique, nous étions enthousiastes.
Çok heyecanlıydı.
Très intense.
Çok gergindim, o kadar gergin ve heyecanlıydım ki buza cin döktükten sonra cini boşaltıp vermutla doldurdum.
J'étais si nerveuse que j'ai versé le gin sur la glace puis j'ai vidé le gin et ajouté le vermouth.
Çok fazla heyecanlıydılar :
C'était trop passionnant :
Yakında olacak evliliği hakkında çok heyecanlı konuştu. Ama bence bu fazla heyecanlıydı. Sanki benden çok kendini inandırmaya çalışıyordu.
Elle parla de son mariage avec enthousiasme, avec trop d'enthousiasme vraiment, comme si elle essayait de se convaincre, elle plus que moi.
Bu çok, heyecanlıydı.
C'était... très excitant.
çok hoşsun 64
çok heyecanlıyım 140
çok hastayım 35
çok hoşuma gitti 64
çok hoş 795
çok havalı 33
çok hoşuma gidiyor 19
çok hoş görünüyorsun 55
çok hoşuna gidecek 20
çok hoşsunuz 21
çok heyecanlıyım 140
çok hastayım 35
çok hoşuma gitti 64
çok hoş 795
çok havalı 33
çok hoşuma gidiyor 19
çok hoş görünüyorsun 55
çok hoşuna gidecek 20
çok hoşsunuz 21
çok hasta 99
çok heyecanlandım 55
çok hoşuma gider 34
çok harika 48
çok heyecanlı 80
çok hoş bir kız 25
çok hoş olur 23
çok hızlısın 42
çok hoş değil mi 27
çok haklısın 247
çok heyecanlandım 55
çok hoşuma gider 34
çok harika 48
çok heyecanlı 80
çok hoş bir kız 25
çok hoş olur 23
çok hızlısın 42
çok hoş değil mi 27
çok haklısın 247
çok heyecan verici 71
çok hoşlar 25
çok hızlı 94
çok hoş biri 33
çok hassas 27
çok hafif 28
çok hoştu 69
çok haklısınız 85
çok haklı 59
çok hızlıydı 17
çok hoşlar 25
çok hızlı 94
çok hoş biri 33
çok hassas 27
çok hafif 28
çok hoştu 69
çok haklısınız 85
çok haklı 59
çok hızlıydı 17