Çıldırmış olmalısın translate French
106 parallel translation
Çıldırmış olmalısın.
Etes-vous fou?
- Çıldırmış olmalısınız.
Votre mari est incarcéré au Cherche-Midi! Vous êtes fou?
Sen çıldırmış olmalısın.
Ça ne va pas, non?
Çıldırmış olmalısın!
Vous êtes fou.
Sana yardım edeceğimi düşünmen için çıldırmış olmalısın.
Vous êtes fou de croire que je vous aiderai.
Böyle bir şey denediğin için çıldırmış olmalısın!
Tu es fou de faire ça!
Sana gerçeği söylediğimi düşünerek çıldırmış olmalısın
Ne compte pas sur moi pour les déclarations.
Eğer ona yataklık ettiğimi düşünüyorsanız çıldırmış olmalısınız.
Jamais je ne le couvrirais.
Bu eve gelmek için çıldırmış olmalısın.
Vous êtes cinglés de venir ici.
İş yapmak için kötü bir zaman seçmişsin, Vienna. Çıldırmış olmalısın.
Tu choisis mal ton heure, Vienna.
Çıldırmış olmalısın çünkü bütün dünyanın ara sokaklardan oluştuğunu ve herkesin birbirini gammazlamak için var olduğunu düşünüyorsun.
Tu seras toujour dingue. Tu crois que le monde entier... n'a qu'une face et que tous les gens sont contre toi.
- Çıldırmış olmalısın.
- Vous êtes complètement fou.
Bu şekilde bozduğuna göre, çıldırmış olmalısın.
Arrête de tirer dessus comme ça.
Sen çıldırmış olmalısın!
Tu es devenu fou.
- Çıldırmış olmalısın, olmaz.
- Non, vous êtes fous.
- Şu an ayık olduğuna göre sen de çıldırmış olmalısın.
- Si t'es pas bourré, t'es cinglé.
Çıldırmış olmalısın.
Tu es fou.
Çıldırmış olmalısınız.
Vous êtes folle... folle!
Çıldırmış olmalısın.
Vous êtes fou.
SS'ler sizi bırakmazlar. Çıldırmış olmalısınız.
LES SS NE NOUS LAISSERONT JAMAIS SORTIR.
Burada Rusları beklediğinize göre, asıl siz çıldırmış olmalısınız.
VOUS PREFEREZ GRILLER DANS LES FLAMMES SOVIETIQUES?
- Çıldırmış olmalısın.
Elle m'aime. Vous êtes fou.
Çıldırmış olmalısın!
Vous êtes fou!
- Çıldırmış olmalısın.
- T'es cinglé. Pousse-toi.
- Çıldırmış olmalısınız.
Vous êtes fou!
Bize bunu yollamak için çıldırmış olmalısınız!
Il cria à nouveau : " Vous êtes tombés sur la tête!
Şimdi de Birkut'u yüceltmemi mi istiyorsun? Çıldırmış olmalısın!
Et vous voulez que je canonise Birkut?
Wulfgar, beni buraya getirmek için çıldırmış olmalısın. Tam polis karargahının yanına.
Wulfgar, tu es fou de me faire venir ici, près de la préfecture de police.
Striker, böyle bir şeyi denemek için çıldırmış olmalısın.
Striker, vous êtes fou, vous ne pouvez pas faire ça!
Çıldırmış olmalısın.
Vous êtes malade.
Siz çıldırmış olmalısınız. Adam biraz sonra ameliyata girecek!
Vous êtes fous de lui donner à boire!
- Çıldırmış olmalısın.
- Tu es cinglée.
Çıldırmış olmalısınız.
Vous êtes complètement dingue.
Çıldırmış olmalısın.
T'es malade.
Sadece o çocuklara göstermek için ateşli kadınlar gibi suya atladığın için çıldırmış olmalısın.
T'es pas fou d'aller te jeter dans le port? Comme une bonne femme amoureuse Tu mériterais une bonne fessée
- Çıldırmış olmalısın.
- Il est bon. - Tu dois être fou.
Çıldırmış olmalısın.
T'es dingue.
Çıldırmış olmalısın!
Tu es devenu fou!
Çıldırmış olmalısın.
Tu dois être cinglé!
Kimse yok ve gelen de olmayacak. Çıldırmış olmalısın, dostum.
Il faudrait être timbré pour sortir sa planche.
Çıldırmış olmalısın.
Tu dois être folle.
Siz gerçekten çıldırmış olmalısınız, yani...
- Non! tu dois être cinglée. - Avec mes gènes?
Kumarhanede çekim yapmak için çıldırmış olmalısın.
On n'a pas idée de tourner dans un casino.
Oraya gitmek için çıldırmış olmalısınız.
Il faudrait être fou pour entrer là-dedans.
Çıldırmış olmalısın.
Vous êtes fou!
Çıldırmış olmalı. Yarın gece dövüşü var. Evet, biliyorum.
Il est cinglé, il a un combat demain soir.
- Konuşmasına bakın, çıldırmış olmalı.
Il est devenu fou. Voyez comme il vous parle.
Hayatımın sonuna kadar şuracıkta bile seninle sevişebileceğimi sana söylemek için çıldırmış olmalıyım.
Je devrais être fou pour oser dire que je le ferais ici devant ta maison.
Biliyorum, çıldırmış olduklarını düşünüyor olmalısın.
Vous les croyez cinglés.
Sen çıldırmış olmalısın!
Fol en vous sont!
Bu ucuz çapkın, çıldırmış olmalı!
Elle choisit un cavaleur dégueulasse, elle est folle.