Çıplak translate French
8,726 parallel translation
Öğle yemeğinde çıplak bayan yok!
Il n'y a pas de serveuse nue!
Seyirciyi çıplak hayal edebilirsin.
Tu pourrais imaginer le public nu.
'Onları çıplak hayal et.
'Imagine les nus.
Çıplak, çıplak.'
Nus, nus.'
Hadi ama, onları çıplak hayal et.
Allez, imagine-les nus.'
Tuhaf, Chloe giyinik duramıyor, sense çıplak kalamıyorsun.
- Bizarre... Chloé ne garde pas ses vêtements et toi tu n'arrives pas à les enlever.
Ekmekten bir parça almak bir şeydi ama çıplak kalmak bambaşka bir şeydi.
Mordre dans un morceau de pain c'était une chose.... se déshabiller en était une autre...
Cephelerinde oluşan titreşimler çıplak gözle görülebiliyor.
On voit trembler la structure à l'œil nu.
Gerçekten çıplak gözle rahatlıkla görebilirsiniz.
Ça se voit à l'œil nu, c'est vrai.
Hemşireler "Şişmanlamış gibi durmuyor mu?" der gibi bakarken ben "Çıplak bir fareye benziyor" diye düşündüm.
"elle a pas l'air grosse?". Et moi j'ai dit : "non, on dirait un rat-taupe nu".
Çıplak hâldeki bir fotoğrafın mı?
Est-ce-que c'est une photo de toi nu?
Çıplak birine odaklanmadığı sürece hiç sorun yok.
Oh, et bien, tant qu'elle ne se concentre pas sur le non-commode.
Porto Riko'lu çıplak kadın mı?
Le Portoricain à poil?
Biz bir sürü Porto Riko'lu çıplak kadın yakaladık.
On en a attrapé tellement que...
Üst kattaki asil ünvanlı kadın, çıplak bir vaziyette Whitechapel'deki bir misafirhanede bu öldürülmüş, çiçekçi kadınla bulundu.
Cette femme, en haut, avec un titre de noblesse, a été retrouvée allongée nue dans une pension de Whitechapel avec cette fleuriste assassinée.
Ida'n ölü olarak orada yatıyor. Doğduğu gün gibi çıplak. Cılız kaburga kemikleri en keskin bıçaklarla talan olmuş.
Votre Ida est morte, aussi nue que le jour de sa naissance, ses maigres côtes meurtries par des coups de couteaux,
Pottinger'ın aklında başka biri var. Benim çıplak vücudumla ilgilenmiyor.
Il n'est pas intéressé par mon cul nu.
Bence çıplak adamı bagaja koyan adam bu.
Je crois que c'est lui qui a mis le type dans le coffre.
- Çıplak fotoğraflar.
Des photos coquines.
Çıplak bir kızla bir kangurunun boks maçını izleyince bundan daha heyecan verici bir şey görmeyeceğini düşünüyorsun.
Une fois que vous avez vu une fille nue boxant un kangourou, on croit qu'il n'y a aucune chance d'être plus diverti que ça.
Bu devirde çıplak gözle ne görmeye çalışıyorsun?
Qu'est-ce que tu comptes faire avec des yeux non-cybernétisés?
Çıplak gözle etrafı gözetleyen dandik dedektifin tekisin! Bir daha karşıma çıkma!
Tu n'es qu'un minable tas de viande qui fourre son nez partout!
- Cece'yi çıplak hayal ediyorum. - Kes şunu.
- J'imagine Cece nue.
- Bu çıplak hâlim.
C'est moi, nue.
- Çıplak olarak düşün.
Dans leurs sous-vêtements.
Sizin partinizde de mi çıplak kadınlar olacak?
Toi aussi t'allais avoir des filles nues à ta fête?
Çıplak halde kucağınızda otururken de yardım etmek sizin alanınıza giriyor mu?
Est-ce que ça inclus les gens sans vêtement assis sur vos genoux?
Çıplak olmanı seviyorum. Ama artık durmalısın.
Je t'aime nue, mais tu dois arrêter.
Sana saldıran çıplak adama.
L'homme nu qui t'a attaqué.
Yarı çıplak olduğumu anlıyorum ama bunun mantıklı bir açıklaması var.
Je comprend que je suis a moitie nu, mais il y a une explication raisonnable.
Daha yeni çıplak kadın görmeye başladın bu yüzden memelerin yeri hakkında kafan karışsın istemem.
Tu commences juste a voir des femmes nues de nouveau, et je ne voudrais pas que tu sois embrouille a propos de l'endroit ou les seins doivent etre.
İki eski arkadaş birbirlerinin çıplak resimlerini çeken.
Oui. Deux vieux amis qui... ont pris de photos de l'autre, nu.
Çıplak kadınlara bakmayı sevmem.
Oh, je n'aime pas regarder des femmes nus.
Çıplak adam, çıplak kadın.
Homme nu, femme nue.
Çıplak adam domalıyor. Dayanamıyorum.
Homme nu se penchant.
Son gezimizde eski kameranla çıplak kıçımı çekip internete koydun!
Tu vas encore publier une photo de mon cul nu sur lnternet?
Kız kardeşimi çıplak görmeye meraklı değilim, ama sağ ol.
Je n'ai pas envie de voir ma soeur nue. Non, merci.
O yarı çıplak vaziyette banyondan çıkıyor.
Sorti de la salle de bain à moitié nu.
Belki de çıplak şekilde üst üste yatmalıyız. - Git banyoya bak.
Le comble d'une série de catastrophes
Hiç çıplak bir kadın görmüş müydün?
Tu n'as jamais vu de femme nue?
Yani, benim bir halk otobüsü üstünde nerdeyse çıplak olma hayalimin gerçekleşmesine çok az kaldı.
Mon rêve d'être presque nu sur une pub de bus est tout proche de devenir vrai.
Bu gördüğün çıplak hatun tamamen mermerden yapılmadır.
Voilà une meuf nue faite en marbre.
Yarı çıplak bir halüsinasyon için mi?
Pour une hallucination à moitié nu?
Maxim'e gönderdiğim çıplak fotoğraflara birinin suratını photoshop'luyordum.
J'étais occupé à photoshopping le visage de quelqu'un pour les photos nues que j'ai envoyé à "Maxim".
Nolan seni almak isterdim ama bugün seni apartman çamaşırhanesinde çıplak görmemden sonra bir süre birbirimizi görmemeliyiz diye düşünüyorum.
Nolan, je veux bien le faire, mais je crois qu'on a besoin d'espace après que je t'ai vu tout nu ce matin dans la laverie de l'immeuble.
Gözlerimi açtığımda biriniz çıplak olursa 10 adım çapımdaki herkesi öldürürüm cidden.
Sérieusement, si vous enlevez ce bandeau et que tout le monde est nu, Je vais tuer tout le monde dans un rayon de 3 mètre.
Sence birbirimizi çıplak görmemiz hâlâ normal mi? - Evet.
Est-ce qu'on est autorisé à se voir encore tout nu?
Polis Circle K.'de bulduğu çıplak bir adamı getirdi.
La police de San Antonio à apporter un homme nu trouvé à Circle K.
Şu yarı-çıplak adamı alıp, 3.bölmeye götürür müsün?
Tu peux le prendre et l'emmener au rideau 3?
Sen bozuk bir plak gibisin.
C'est comme un disque cassé.
- Ve çıplak el hamlelerini.
Et les manœuvres au corps à corps.