Ölecekler translate French
443 parallel translation
Berbat, değil mi? Öyle berbat ki, gülmekten ölecekler.
Le public, lui, aura meilleur goût!
Yasalara uygun bir hüküm yiyecekler ve yasal bir şekilde ölecekler.
Avec un juge, une défense, un verdict et un châtiment réguliers.
Bir de mültecileri düşün. Eğer onlara yardım etmezsem, burada ölecekler.
Pense à ces réfugiés qui crèveraient ici si je ne les aidais pas!
Ya başaracak ya ölecekler. "
Mais pour obéir ou périr. "
Sabah yangın birimi gelmeden ölecekler.
Ils seront exécutés à l'aube.
Eğer onlara kalıp savaşın dersem ölecekler!
Si je leur dis de rester, ils mourront!
Eşleşme uçuşuna çıktılar. Erkekler mühim değil. Çabucak ölecekler, ama kraliçeler...
Les mâles mourront vite, mais les reines...
Ölecekler.
Lls vont mourir.
Sen, hastane ve okul olmadan da ölecekler.
Ils mourront tout aussi bien, sans vous! Et ils apprendront bien assez de sottises, sans vous!
Burada bırakılıp, terk edilecek, tutsak mı alınacaklar, ölecekler mi?
On va les laisser ici? Pour être pris? Pour mourir?
Fethedenlerle yaşayan pireler. Ya onlarla gidecekler ya da ölecekler.
Ces femmes-là, il leur faut suivre les occupants ou mourir.
Ölecekler ama, değil mi?
Ils vont mourir!
Onlar, Sezar yasası gereğince ölecekler.
Leur mort est la juste application de la loi séculière.
Madem birgün ölecekler neden endişe duyuyorsunuz doktor?
Vous ne faites que rallonger leur vie. Pourquoi?
Susuz bir gün daha geçirirsek zaten ölecekler.
Sans eau, ils seront morts demain.
- Ya ölecekler, ya kazanacaklar.
- Parce qu'ils vont mourir ou gagner.
Biran önce eve gitmezsem, korkudan ve açlıktan ölecekler.
Si je ne rentre pas, ils viendront me chercher.
Eğer yeni düzene sadakatte bir an bile tereddüt ederlerse... senin avam takımın da o köleler gibi ölecekler.
Comme sont morts ces esclaves, ainsi mourra votre racaille... si elle manque un instant de loyauté envers le nouvel ordre établi.
Kim sağ kalır bilmiyorum ama bu pirinç onlar için, ölecekler için değil.
Je ne sais pas qui survivra... mais ce riz n'est pas pour les mourants.
Bu plajda sadece iki tip insan kalacak : Ölü olanlar ve ölecekler. Kıçınızı kaldırın!
Les seuls qui resteront... sont les morts et ceux qui vont mourir.
Bu gece onlar da babalarıyla birlikte ölecekler.
Alors ces deux filles et ce fils mourront ce soir avec leur père.
O zaman ölecekler ve Küre bize tekrar ateş verecek.
Alors, c'est là qu'ils mourront et qu'Orb nous redonnera le feu.
Sonra ölecekler.
Ensuite ils mourront.
Öleceklerse, evlerinde ölecekler.
Autant qu'ils meurent chez eux, dans leurs fermes.
Dinle, zaten ölecekler.
Écoute, ils vont mourir de toute façon.
- Ölecekler.
- Et mourront.
Ergenlik dönemine girerken ölecekler.
Qui mourront au moment de l'adolescence.
- Neredeyse ölecekler.
- Ils vont mourir.
Ölecekler... müfreze olarak, bölük olarak. Aynı fikirdeyim, efendim.
Ils mourront, par compagnies entières.
Bu güzel gün için bir şarkı söylesene. Ölecekler için hiç olmazsa!
Chante une chanson pour Emilino qui meurt.
Hepsi ölecekler.
Ils vont tous mourir.
Ya ölecekler yada teslim olacaklar.
Ils devront se rendre ou mourir.
Onlar vebalı suyun içinde korku içinde ve yavaş yavaş ölecekler! Sizden tek isteğimiz var. Bizi polise teslim edin.
et en mangeant le pain de l'angoisse on vous demande qu'une seule chose, livrez-nous à la police... oh oui!
Seni öldürenler ve benim ölümüme neden olanlar bizim yerimize ölecekler.
Ceux qui t'ont tué et ceux qui m'ont tué vont mourir à notre place.
Birisi ve karısı bize karşı çıkarsa ölecekler. Yolumuza Buda bile çıksa ölecek!
Nous tuons hommes, femmes s'ils s'opposent à nous... et même Bouddha!
- Kendileri için ölecekler.
C'est pour eux-mêmes qu'ils vont mourrir.
İkiniz gece konaklamak için herhangi birinden oda veya yiyecek isterseniz konuştuğunuz masumlar ölecekler.
Quoi que vous fassiez. Que ce soit demander une chambre, quelque chose à manger, ou autre chose. Ils mourront.
- Hemen ölecekler mi?
- lls seront tués sur le coup?
Bir haydutla öpüşmemiştim, hiç. Sonra, kızarkadaşlarıma söyleyeceğim ; kıskançIıktan ölecekler.
Je veux embrasser un hors-la-loi.
Çoğu ölecekler ama biz zaten daha çok ile başlayacağız.
Beaucoup mourraient... Mais on en aurait emmené bien plus.
Yorgunluktan ölecekler!
Ils sont tout en sueur.
Bu insanlar oksijensizlikten ölecekler.
Ces gens vont mourir par asphyxie.
Eğer şimdi savaşırlarsa, ölecekler. Bunu biliyorlar.
S'ils prennent les armes maintenant, ils mourront et ils le savent.
O keş ve orospusu ölecekler!
ce camé et sa pétasse, on va les crever!
Ölecekler mi?
Vont-ils mourir?
- Ölecekler.
Ils vont mourir.
- Ölecekler.
- Ils vont mourir.
Er ya da geç ölecekler.
Ils vont mourir de toute façon.
Ne yapıyorsun? Ölecekler!
Ils vont mourir!
- Ölecekler!
Morts... morts...
Onları basınç odalarından çıkarırsak ölecekler.
Si on les retire des chambres de décompression, ils mourront.
öleceğim 150
öleceğiz 96
öleceksin 176
ölecek 118
ölecek mi 35
öleceksiniz 32
ölecek miyim 32
öleceğimi sandım 17
öleceğiz 96
öleceksin 176
ölecek 118
ölecek mi 35
öleceksiniz 32
ölecek miyim 32
öleceğimi sandım 17