Ölüyorum translate French
3,178 parallel translation
Açlıktan ölüyorum.
Je meurs de faim.
- Defol. - Ölüyorum galiba.
- Je vais mourir...
- Açlıktan ölüyorum.
Je meurs de faim.
Açlıktan ölüyorum.
Je suis affamé.
Burada yemek varmış. Açlıktan ölüyorum.
Y a de quoi manger, tant mieux.
Ölüyorum. Bir şey yutmadığını söylüyor.
- Il dit qu'il n'a rien ingurgité.
Açlıktan ölüyorum.
- Je suis affamée.
- Ölüyorum, Daisy.
- Je meurs, Daisy.
Neyse, açlıktan ölüyorum.
Peu importe, je meurs de faim.
Ama bunu bırak, açlıktan ölüyorum.
- Mais laisse ça.
Lütfen söyler misin, suç ortağımı öğrenmek için meraktan ölüyorum.
Je suis curieuse de savoir qui est ce fameux complice.
Ölüyorum.
Je suis mourant.
Anne saat 15 : 00 ve hâlâ acımdan ölüyorum.
Il est 15 h et j'ai toujours faim.
- Açlıktan ölüyorum.
Je suis affamé.
Ve ben o şerefsizi şimdi haklamak için ölüyorum.
Je veux buter cette enflure.
Çok üzgünüm Kyle, ama açlıktan ölüyorum.
mais je meurs de faim.
Açlıktan ölüyorum. - Öyle mi?
Je meurs de faim.
Tamam. Ama ben açlıktan ölüyorum.
J'ai la dalle.
İlk çok fazla çığlık atıp tekmeledim. Neredeyse ölüyorum.
Je me débattais tellement que j'ai cru m'évanouir.
Adamım, açlıktan ölüyorum, akbaş.
Je meurs de faim, Whitehead.
Ahbap, ölüyorum.
Je suis en train de crevé.
Göt herif, ölüyorum ben.
Je suis en train de crevé.
Dostum, bu şeyin içinde ölüyorum ben.
Mec, je meurs là-dessous.
Ne kadar şeker olduğunuzu görmek için ölüyorum.
Je meurs d'envie de voir comment vous êtes mignonnnes les filles.
Ölüyorum.
Je vais mourir.
- Açlıktan ölüyorum. - Onları yemedi.
Ils sont bons?
Pekala, gitmeye hazır mısınız? Açlıktan ölüyorum.
Ok les gars, vous êtes prêts à partir?
Ben ölüyorum.
Je vais mourir.
Baba, açlıktan ölüyorum.
Je suis affamée.
- Açlıktan ölüyorum.
- Je meurs de faim.
Ben açlıktan ölüyorum.
Je suis affamé.
- Güzel, çünkü açlıktan ölüyorum.
Cool, parce que j'ai trop faim.
- Açlıktan ölüyorum.
- Affamé.
Açlıktan ölüyorum!
Je meurs de faim!
Ölüyorum ve bana eşlik edecek birini arıyorum.
Je suis mourant, et je veux de la compagnie.
House açlıktan ölüyorum.
House, je meurs de faim.
İyi, çünkü açlıktan ölüyorum.
Bien, parce que je meurs de faim.
Kanserim gitti ama hâlâ ölüyorum.
Elles ne sont pas stables. Mon cancer est parti, mais... je continue de mourir.
Yalnızlık içinde doğdum ve şimdi de yalnızlık içinde mi ölüyorum?
Naître et mourir dans la solitude?
- Ölüyorum sandım.
Je croyais que j'étais en train de mourir.
Hemende yanıma geldi.Sanki tanışmak için ölüyorum ya.
Elle est venue vers moi, comme si je voulais la rencontrer.
Bakın, içten içe ölüyorum ve her şey harika gidiyormuş gibi davranmak zorundayım.
Écoutez, je suis à l'agonie et je dois faire semblant que tout va bien.
- Açlıktan ölüyorum.
- Je suis affamée.
Tamam? Açlıktan ölüyorum, kirliyim ve Çarkıfelek izlemek istiyorum.
Je suis affamée, et je veux regarder la Roue.
Bu müthiş hikayenin sonunu duymak için ölüyorum.
J'ai hâte d'entendre la fin de cette histoire croustillante.
Açlıktan ölüyorum.
Vous allez mouiller votre pansement.
- Açlıktan ölüyorum.
- Ça va être délicieux.
House açlıktan ölüyorum.
Ça craint.
Heyecandan ölüyorum!
Je suis excitée!
- Ölüyorum! - Bay Wentworth.
Je meurs.
Ölüyorum.
Je suis mourante.