Önce bayanlar translate French
189 parallel translation
Önce bayanlar, önce bayanlar.
Les femmes d'abord.
Önce bayanlar.
Les femmes d'abord.
Önce bayanlar, tatlım.
Les demoiselles d'abord...
Önce bayanlar, değil mi?
Les femmes d'abord comme on dit.
Pekala, önce bayanlar çıkıyor.
Bon, les femmes d'abord.
Önce bayanlar.
Les dames d'abord.
Biraz önce bayanlar tuvaletinde bir karyola görmüştüm.
J'ai vu un lit de camp dans les toilettes...
Hayır, hayır. Önce bayanlar.
Les dames d'abord.
Hayır, önce bayanlar. Ama ben 21'i istiyorum.
Les dames d'abord, mais je vais me servir mon 2e martini.
- Önce bayanlar.
- Les femmes d'abord.
Önce bayanlar.
Les dames d'abord. J'utilise ce term pour donner conseil.
Önce bayanları baylardan ayırmam gerekiyor.
Il faut d'abord séparer les femelles des mâles.
Önce bayanlar, göt herif.
Les dames d'abord, enfoiré.
Önce bayanlar derdim ama aramızda bayan olmadığından senden başlayalım, Pam.
Les femmes d'abord, n'est-ce pas? Mais puisqu il n'y en a pas, nous allons commencer avec toi, Pam.
Önce bayanlar sonra beyler.
D'abord, les épouses puis les époux.
Önce bayanlar.
Après toi.
Artık kapıları tutmuyorum, önce bayanların çıkmasına izin vermiyorum.
Je ne retiendrai plus les portes, je ne laisserai plus passer les femmes.
Önce bayanlar tuvaletini onarmakla başlasın.
Il faut réparer les toilettes des filles.
- Affedersin, önce bayanlar. Merhaba.
- Excusez-moi, les dames d'abord.
Bayanlar baylar, sözlerime son vermeden önce..
J'ajouterai à cela, mesdames et messieurs, avant de me retirer, que Mr.
Baylar ve bayanlar, birkaç yıI önce size burada takdim ettiğim ve şimdi çok ünlü biri bizim için bu gece dans etmeye buraya tekrar döndü.
Mesdames et messieurs, il y a quelques années, j'ai présenté quelqu'un qui est désormais très célèbre. Elle est venue danser ce soir pour nous.
Bayanlar ve baylar, az önce üç adet son derece müthiş ve son derece cesur adamın hikayesini dinledik.
Vous venez d'entendre l'histoire... de trois hommes très courageux.
Ve bu şişede, bayanlar ve baylar, bu şişede tarihin gelmiş geçmiş, en şöhretli yılanı var. 2,000 yıl önce.
Mesdames et messieurs, cette bouteille contient le reptile qui a bouleversé le cours de l'histoire voilà 2000 ans.
Baylar, bayanlar, gençler, yaşlılar, film başlamadan önce bu konuşmam sizlere sıradışı gelebilir fakat sıradışı bir konumuz var - özgürlüğün doğuş hikayesi.
Mesdames et messieurs, jeunes et vieux, vous trouverez peut-être cette procédure inhabituelle que l'on s'adresse à vous avant le film, mais notre sujet est inhabituel. L'histoire de la naissance de la liberté.
Bayanlar baylar, bir süre önce... bir sürü adamla birlikte uzak bir yerde... bir tür tatil yapıyordum.
Mesdames et messieurs, voici quelque temps... j'étais en quelque sorte en vacances avec un groupe de gars.
Bayanlar ve baylar, bu gösterimizin bir bölümüydü. Dansa geçmeden önce,..
Avant de passer à la seconde partie de notre programme
Bayanlar önce, değil mi efendim?
Les femmes d'abord.
Bu mahkemedeki askerin yaşamı, mahkemeden önce ve sonrasında da doğal olarak suçlamaların sonuna kadar, mahkemenin koruması altındadır... bundan dolayı bu gürültücü bay ve bayanların dışarı çıkarılmasını talep ediyorum.
La vie d'un soldat dépend du jugement de ce tribunal. Et de plus, de par la nature des charges retenues, les femmes n'ont rien à faire ici.
Frank, Kilise Bayanları'na yardım. - Yandaki barda az önce almıştın. - Bu sana olduğun yerde kalmanı öğretir.
- Vous m'avez déjà eu au bar d'à côté.
Baylar ve bayanlar, şimdi sizlere konu ile ilgili az önce aldığımız bir haberi aktarıyoruz. Ülkenin doğu eyaletlerinde yaşanan ani cinayet salgını konusunda, başkan ve kabinesinin katılacağı, olağanüstü bir toplantı düzenlenecek.
Mesdames et messieurs nous apprenons à l'instant que le Président vient de réunir son cabinet, pour prendre les mesures nécessaires afin de régler cette crise.
Siz bayanlar akşam yemeğinden önce bir martiniyle alabileceğiniz kanepelerle karıştırmayın.
Ne pas confondre avec les charmantes voilettes que vous mettez sur vos chapeaux.
Bayanlar önce.
Les dames d'abord.
Düşünüyorum ki baylar bayanlar hepiniz, bu meseleyi bizden önce değerlendirme fırsatını buldunuz.
Je présume que vous avez tous eu le temps de réfléchir à la question.
Bayanlar izninizle önce iskeleyi indirmemiz lazım.
Excusez-nous, mesdames, il faut amener la passerelle d'abord.
Az önce, bayanlar tuvaletine bir fıçı rimel ve spatulayla gitti.
Elle est allée aux toilettes avec un tube de mascara et un couteau à mastic.
- Maddie. - Önce sen, Addison. - Bayanlar önden.
Mais vous n'avez pas eu besoin de les relever.
Üzgünüm bayanlar, önce bana gelmeye söz verdi.
- Il a promis de venir d'abord chez moi.
Bayanlar ve baylar, bu Lorenzo Odone, size O'ndan daha önce bahsetmiştim.
Mesdames et messieurs, voici Lorenzo Odone dont je vous ai parlé. S'il vous plaît.
Baylar ve bayanlar ikinci yarıdan önce her yıl üç mezunumuz St Matthews'un şöhretler listesine eklenir.
Mesdames et messieurs, avant le début de la 2e mi-temps, comme chaque année, trois anciens élèves vont être inscrits au Tableau d'Honneur de St Matthew.
Bayanlar ve baylar başlamadan önce, bir dakikalık sessizlik istiyorum Bay ve Bayan Rich'in aramızdan ayrılışı için.
Mesdames et messieurs... Je requiers tout d'abord une minute de silence à l'occasion du décès tragique de M. et Mme Rich.
Bayanlar ve baylar, gençler ve yaşlılar... Film başlamadan önce sizinle konuşmamız pek alışıla gelmiş bir durum değil.
Mesdames et Messieurs, grands et petits, ceci peut vous sembler une procédure un peu inhabituelle... de vous parler avant que le film commence.
Tamara, gelenekçi biri olabilirim ama hep bayanların solucanlardan önce geldiğini düşünmüşümdür.
Préliminaires médiévaux? Tamara, peut être que je suis traditionnaliste, mais j'ai toujours pensé que les femmes devaient passer en premier.
Bana emir verilen ve bir şeyler yapmamı isteyen ya da genç bayanların... evli kadınlara onu bunu yapmasını emrettiği bir toplulukta bulunmamıştım daha önce.
Eh bien, je n'ai jamais été dans un cercle avant où j'ai été commandé ou on a exigé de moi de faire quelque chose ou celui où les jeunes filles demandaient aux femmes mariées de faire ceci ou cela
Bayanlar ve baylar..... üç hafta önce, Rus ve Amerikan özel kuvvetleri..... Kazakistan'ın sözde liderini yakalamayı başardılar..... General Ivan Radek'i.
Mesdames, messieurs... Voici trois semaines, des commandos russes et américains ont arrêté le no 1 du Kazakhstan, le général Ivan Radek.
Bu sözde jürinin bay ve bayanları, Şef'in avukatı elbette "Pis Fahişçiler" şarkısının 10 sene önce kendi müvekkili tarafından yazıldığına inanmanızı ister.
Soi-disants jurés, l'avocat de Chef prétend que son client Stinky Britches.
Bayanlar baylar, sizler bugün katilleri yargılamadan önce...
Devant vous se trouve un assassin.
Bayanlar baylar... biraz önce tüm sezon için... anlaşma yaptığımızı öğrendik! Ve çok mutluyuz.
Mesdames et messieurs... nous venons d'apprendre... que nous serons à l'affiche durant toute la saison!
— Baylar ve bayanlar yapacak daha çok işimiz var. Ama bana kalırsa bu adam 32 ay kadar önce donmuş.
Nous savons encore peu de choses, mais je pense que ce spécimen est congelé depuis plus de 32 mois!
Bayanlar baylar. AIDS sayesinde kilo veriyorum dediğimde neden öyle tepki.. .. gösterdiğiniz önce anlayamadım.
Mes amis, tout d'abord, je n'ai pas compris pourquoi ça vous gênait que mon SIDA m'ait fait maigrir.
Bayanlar önce.
Les dames en premier.
Bayanlar ve baylar, az önce bu şehrin karşılaşacağı belki de en önemli haberi aldık.
Mesdames et messieurs, ceci vient d'arriver. Peut-être le plus grand événement que cette ville ait connu.
bayanlar 870
bayanlar baylar 623
bayanlar ve baylar 1405
bayanlar önden 23
önce sen 213
önce ben 89
önce ben sordum 18
önce ben geldim 22
önce para 23
önce siz 62
bayanlar baylar 623
bayanlar ve baylar 1405
bayanlar önden 23
önce sen 213
önce ben 89
önce ben sordum 18
önce ben geldim 22
önce para 23
önce siz 62