English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Ö ] / Önce para

Önce para translate French

791 parallel translation
- İlk önce para kazanmalıyım. - Çabuk kazan.
Je dois gagner de l'argent avant.
Yıllar önce para içinde yüzüyor olmalıydım.
Je devrais rouler sur l'or.
- Olmaz, önce para.
- Non. L'argent!
Önce para çalmalıyım.
Il faut d'abord que je vole l'argent.
Kürtajdan önce para isterler. Sterilizasyon çok da umurlarında değildir.
Ils veulent d'abord leur argent avant d'effectuer le travail... et ils ne se préoccupent pas de la stérilisation.
Oraya daha önce para saklamıştı.
Une fois, il y a caché de l'argent.
Otaka para teklif etti bana ilk önce.
C'est vrai qu'au début, O-Taka m'a offert de l'argent.
Daha önce etrafa hiç böyle para saçtığını görmemiştim.
Tu n'as jamais autant dépensé.
Daha önce yaptığın gibi, para işini onunla hallet.
Vous pourrez discuter argent ensemble, comme avant.
Noel tatilinden birkaç gün önce... odanıza bırakılmış bir zarf içinde... — para bulmadınız mı?
L'argent sur votre table de nuit avant noël - dans une enveloppe?
Para hakkında üç yıl önce ona bir hikaye sattığımda konuştuk.
Il y a 3 ans, je lui avais vendu un scénario.
Çok zengin, para içinde yüzüyor. Babası yaklaşık 10 yıl önce bir bakıma gizemli bir biçimde ölmüş.
Son père est mort mystérieusement il y a 10 ans.
Bu işe 10 yıl önce, Meksikalı bir kızla Julietta'yla evlenebilmek için para biriktirmek için girdim o zamandan beri de sürekli çalışıyorum.
J'ai pris ce boulot il y a 10 ans pour gagner de quoi épouser ma Mexicaine, Julietta. Et depuis, j'en vois de dures.
Daha önce ne çaldın? - Ne çalmadım ki? Kilitten anahtar, parmaktan yüzük, cüzdanda para, bir cinin gücü -
La clé de la serrure, l'anneau du doigt, la force du génie...
Önce cazibesiyle onu susturdu. Sonra para vermek zorunda kaldı, en sonunda da mücevherini. Seni adi sahtekar!
D'abord elle lui donna de l'argent.
Komik, daha önce bu kadar para kaybettiğini bilmiyordum.
Tu n'avais jamais autant perdu.
Onları almak için Noel'den çok önce bana para vermişti.
Il m'en avait chargé, bien avant Noël.
Frankie Olins yılbaşından iki gün önce bir bankanın para nakil aracını soydu.
Il l'avait pris dans un beau camion rouge de la banque, deux jours avant noël.
Dün gece Billy amcanın elinde hiç para gördün mü? Kapatmadan önce masasının üstündeydi.
Est-ce que tu as vu oncle Billy avec du liquide hier soir?
Annen yıllar önce ölmüş. Baban beş para etmez biri. Kesinlikle zavallı bir çocuksun, bundan sonra ne yapacaksın?
Ta mère est morte, ton père est un bon à rien, tu es vraiment à plaindre... que vas-tu faire maintenant?
Baskından hemen önce işti bıraktı. Bankamı polise ihbar ettin ve diğerlerimiz gibi o da kabahatli bulundu ve ona da para cezası verildi.
Elle a démissionné juste avant que tu m'envoies la police.
Öğlenden önce sana para verdim. Ayakkabımı boyatırken yine verdim.
À deux reprises aujourd'hui, je vous ai donné de l'argent.
Ama önce eline biraz para geçse daha iyi olacak.
Oui, je sais. Mais trouve d'abord de l'argent.
Her şeyden önce, seni tanımıyorlarsa kalmana izin vermezler. Tanırlarsa iki katı para isterler, sabah 10 frank ödül için seni polise ihbar ederler.
S'ils vous laissent entrer, ils vous font payer double et ils préviennent la police pour toucher la prime.
Yirmi yıldan uzun süredir, her gün şafaktan önce başlayıp gecenin geç saatlerine kadar çok sıkı çalışarak para biriktiriyordum.
Je veux m'amuser avant de mourir! Toute la journée! J'ai mis des sous de côté pour ça.
Daha önce de yaptı bunu. Senin için para harcamasını istediğimden.
Je voulais qu'elle vous commandite.
5 yıl önce ötmüş olsaydın, şimdi sen benim cebime para koyuyor olacaktın.
Si tu t'étais allongé aux poulets, j'en serais là.
Para az önce geldi.
On vient de m'apporter le fric.
Para senin için her zaman her şeyden önce geldi.
Aussi loin que je me souvienne il y a des larmes dans la maison à cause de l'argent
Daha önceden herkes tarafından alınan ortaklaşa kararla ; paylaşımdan önce beklenmedik bir durum oluşursa, para, o anda elinde bulunduran kişi tarafından diğerlerine ne olduğuna bakılmaksızın saklanacaktı... ve daha sonra güvenli bir ortam oluştuğunda paylaşılacaktı.
Il avait été arrangé et convenu par tous... qu'en cas d'urgence avant le partage, l'argent devait être sauvé... par celui qui l'avait en sa possession à ce moment là... sans considération pour le sort des autres... l'argent devant être partagé en toute sécurité à une date ultérieure.
Gitmeden önce, ikimizide yetecek kadar para olacak üzerimde. Nellie, Sana hep iyi davranmadım.
Je n'ai pas toujours été chic avec toi.
Daha önce yünümüz hiç bu kadar para etmemişti.
Jamais notre laine n'avait encore tant rapporté.
Beni gümüş bir para için öldürmeden önce versen iyi olacak.
Je ferais mieux. Avant que tu ne demandes un ryo.
Önce iş, sonra para. - Önce iş, sonra para?
Moi d'abord, toi après, mais c'est...
Kocası birkaç yıl önce öldü ve ona da biraz para bıraktı.
- Qui? Son mari est mort en lui laissant un peu d'argent.
Bana para vermeden önce hintyağı vermeye çalışıyor.
Avant de me donner de l'argent, mon frère veut m'infliger ça.
Yani yapmadan önce demek istiyorum. Vurulacaksam bari karşılığında para alayım.
Si je risque ma vie, je veux être payé.
Borç verdiğim ve vadesinden önce geri gelen bir miktar para.
J'avais prêté de l'argent qui m'a été rendu contre toute attente.
Daha önce bu kadar çok para görmemiştim!
Je n'ai jamais vu autant d'argent.
Önce dalkavukluk eder, sonra avans para isterler.
Vous voyez, madame? Ils me font la cour pour avoir une avance.
Her şeyden önce gazetelere bir açıklama yazmalıyız! Para!
Des sous!
Sevgili Richard, hatırı sayılır miktarda para kazandığınıza göre belki de 10 yıl önce Thérèse'den 24 saatliğine aldığınız 40,000 frankı iade edersiniz artık.
Mon bon Richard, si tenté que vous avez touché une assez jolie cote, vous pourriez envisagez de rembourser les quarante mille francs que Thérèse vous a prêté pour vingt-quatre heures voilà dix ans!
Ama önce kenara biraz para koymalıyım, doğduğunda her şeyi güvende olur.
Je mets de l'argent de côté pour l'élever correctement.
Daha önce kimsenin bu kadar para kazandığını görmemiştim.
Je n'ai jamais vu quelqu'un gagner autant.
Çelişkili şeyler söyledi. Önce mücevher var dedi, sonra nakit para var dedi.
Il a eu des propos incoherents..
Hayatınızda daha önce kazanmadığınız kadar çok para kazandınız.
Vous gagnez plus que vous n'avez jamais gagné.
Daha önce kimsenin yapamadığı bir örgüt kuruyorum. Hepiniz daha çok para kazanıyorsunuz. Üçünüz için de ben endişeleniyorum.
Je mets sur pied une organisation sans précédent, vous gagnez plus d'argent que jamais et vous ne faites que me harceler.
- Önce anlaşalim! para frank olmali, kopek değil... -
Mais avant d'accepter, je serai franc.
Önce cesetler, sonra para. İşler böyle yürüyor.
Les morts d'un côté, l'argent, de l'autre.
Önce cesetler, sonra para. Burada öyle bir şey görmüyorum.
"Les morts d'un côté, l'argent, de l'autre."
Para istemen çok tuhaf Cass..... çünkü biraz önce ben senden istedim.
Tu sais, Cass, c'est marrant que tu parles d'argent. J'allais justement t'en demander.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]